Kayseri
Kayserili eski inşaat ustası Mehmet Ali Özok, yıllardır topladığı 3 binden fazla taşı, eşi evde istemeyince bahçesine kurduğu odada sergiliyor.
Bünyan ilçesi Pirahmet Mahallesi'nde yaşayan emekli 70 yaşındaki Özok'un evine misafir olanları, evin bahçe duvarlarında sergilenen oniks, kalsedon, obsidiyen, pembe kuvars taşları ile ağaç fosilleri karşılıyor.
Taşların şifalı yönlerini de araştıran ve kolunda akikten yapılmış bileklik taşıyan Özok, 60 çeşitten oluşan 3 binden fazla taşı bahçesine yaptığı odada muhafaza ediyor.
Bir dönem Çırağan Sarayı'nın restorasyonunda da çalışan, Libya ve Suudi Arabistan'da işçilik yapan Özok, AA muhabirine, inşaat işçiliğiyle taşa olan ilgisinin başladığını, taşlarla ilgili bilgi sahibi oldukça merakının arttığını söyledi.
Hangi taşın nerede bulunduğunu araştırdığını ve o bölgelere gittiğini anlatan Özok, Ankara'nın Çubuk, Çamlıdere ilçelerinde, Çankırı'nın dağlarında taş topladığını belirtti.
Taş toplayıcılığından duyduğu heyecanı ifade eden Özok, "Çoğaldıkça daha çok istiyorsun çoğalmasını. Önce bulduklarımı pencerenin kenarına diziyordum, evdeki vitrinlere dolduruyordum. Sonra eşim 'olmaz böyle' dedi. Taşları dışarı çıkardım ama kıyamadım. Yurt dışından gelip görenler 'Bunları niye dışarı attın, yazık' dediler. Sonra bir kısmını depoya kaldırdım, sonunda bahçeye oda yaptırdım. Obsidyen, kristal, oniks, kalsedon, en çok akik taşı var, fosilleşmiş taşlar, ağaç fosilleri var." diye konuştu.
"Tek tek incelersem saatlerim geçiyor"
Taş koleksiyonu için bahçesini adeta "müze"ye çeviren Özok, taşlara hayranlığının ilk günkü gibi devam ettiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Ben buraya girdiğimde bugün bulmuş gibi taşlara bakıyorum. Allah Allah diyorum, bunu daha önce görmedim mi acaba. Saatlerim geçiyor böyle tek tek incelersem.
Kur'an-ı Kerim meaili okurken de mesela bir sureyi okuyorum, aradan zaman geçtikten sonra tekrar okuduğumda hep değişik geliyor, kazdıkça bir şey çıkıyor gibi. Taş işi de öyle.
Bulurken de öyle bakarken de öyle. Oğlum Sedat ile hematit taşı ocağına gittik ramazanda. Sahurdan sonra çıktık, öğlen olmuş farkında değiliz. 'Biz neredeyiz, kaç saattir dolanıyoruz' dedik, acıkma susama hiç yok bu işte."
Taşlarıyla ilgili eşine vasiyette bulunan Özok, bir usta tarafından tüm taşların mezarına yapıştırılmasını istediğini dile getirdi.
Babası gibi oğlu da taş hayranı
Özok'un 48 yaşındaki oğlu Sedat Özok da babasının Libya'dan yıllar önce bir taş getirdiğini, bu taşın dokusunun çok dikkatini çektiğini, kendisinin de babası gibi taşa merak duyduğunu anlattı.
Baba oğul doğa yürüyüşü yaptıklarını ve doğaya olan hayranlığının arttığını belirten Özok, "Gittiğimiz her yörede oraya has taşlar buldukça heyecanımız arttı. Her bulduğumuz yeni zenginlik mekanlara sığmamaya başladı. Önce pencere önleri, sonra büfeler derken çocuklarımıza, eşimize rahatsızlık vermek istemedik, babam sağ olsun bahçeye oda yaptırdı. Hem taşlar zarar görmüyor hem de bu işe ilgisi olan insanlar gelip burada taşları görebiliyor." dedi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com