İstanbul
Antalya'da büyüyen Hande Sonsöz, 1998'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde öğrenime geldiğinde kaldığı yurdun bahçesindeki kedilere bakmaya başladı. İlk başta bir iki kediyi besleyen Sonsöz, 4 yılın sonunda mezun olurken kendini yurdun bahçesinde onlarca kediye bakarken buluverdi.
Şu an edebiyat alanında doktora eğitimine devam eden Sonsöz, Kadıköy Feneryolu'ndaki dairesinde 10 kedisiyle yaşıyor. Sokakta beslediği ve bakımı yaptığı yaklaşık 30 kediye de adeta annelik yapan Sonsöz, yıllardır süren kedi sevgisini 17 Şubat Dünya Kediler Günü'nde anlattı.
Günde 3 saatini kedilerin bakımına ayırıyor...
Sonsöz, ailesindeki hayvan sevgisi nedeniyle evlerinde hep kedi ve köpek beslendiğini ancak annesi eve ilk kez kedi getirdiğinde çok korktuğunu hatta hayvana hiç dokunamadığını kaydetti.
Üniversitede okurken ilk başta korkup kedilere dokunamadığını belirten Sonsöz, "Sadece onları gözlemliyordum. Sonra sanat tarihi hocam kedilere olan bu ilgimi görünce bana yavru bir kedi hediye etti. Yıl 2000'di. Bu kediyle birbirimize tam alışmıştık ki bir araba çarptı. Bu beni çok üzdü. Sonra sokaktaki kedilere hassasiyetim daha çok arttı. Mama, ilaç ve bakım ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenmeye başladım. Bu acı tecrübeden sonra sokakta rastladığım gözü göremeyen, ayağı sakat olan kedilere sahip çıkmaya başladım." ifadelerini kullandı.
Sonsöz, günün en az 3 saatini evde ve sokaktaki kedilere ayırdığını dile getirerek, "Şu an evde 10 kedim var. Evim 3+1, yarısını kedilere ayırdım. Sabah kalktığımda ilk olarak evdeki kedilerin bakımını, temizliğini yapıyorum, sonra onların karnını doyuruyorum. Ardından sokağa çıkıyorum, yaklaşık 30 kedinin beslenmesini sağlıyorum. Bu işlemi günde iki kez yapıyorum. 'Evde bu kadar çok kedinin olması hijyen sorunu yaratmıyor mu?' şeklinde sorulara sıkça maruz kalıyorum ama gerekli hijyen sağlanınca sorun olmuyor" dedi.
"Hayvanın sorumluluğunu alacağına inanmayanlar bu işe adım atmamalı"
Herkesin hayvanları sevmesini beklemediğini ancak onların yaşam hakkına saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Sonsöz, "Sokak hayvanlarının hakları ve korunması noktasında belediyelere çok görev düşüyor. Osmanlı ve Türk medeniyetinde hayvan hakları ve sevgisi çok kıymetlidir. Kuşlar için bile evler yapan bir medeniyetin torunlarıyız. Sokak hayvanlarının varlığı insanların göstereceği merhamet ve saygıdan geçiyor. " dedi.
"Dünya Kediler Günü" vesilesiyle bir mesaj vermek istediğini aktaran Sonsöz, şöyle devam etti:
"Kedileri ponçik hayvanlar olarak görüp eve alıp sonra sokağa bırakmak çok acımazlık. Bunlara heveskar tipler diyoruz. İnsan sorumluluk alabilen bir varlıktır bu nedenle aciz olanı ezmek yerine onun yaşam hakkına saygı duymalıdır.
Bir hayvanın sorumluluğunu alacağına inanmayanlar bu işe adım atmamalıdır. İnsanların kedi ve köpekleri görsel açıdan daha cazip hale getirmek için faklı cinsler arasında çiftleşmeler yapmasının da çok acımasız olduğunu düşünüyorum. Cins hayvan üretiminin durdurulması lazım."
"Kısırlaştırma şu an en masum ve en kalıcı çözüm"
Hande Sonsöz, sokak hayvanları ile ilgili kısırlaştırmanın şu an en masum ve en kalıcı çözüm olduğunu aktararak, vatandaşların şikayetiyle sokak hayvanlarını toplayan yerel yönetimlerin kısırlaştırma konusunda yetersiz kaldığını dile getirdi.
Hayvanlarla insanlar arasında bir duygu bütünlüğü olduğunu belirten Sonsöz, "Hayvanlar ruhunuzu okşuyor, sizi rahatlatıyor, halinizden anlıyor. Her şeyden önce bir can taşıyor, üzülüyor hatta ağlıyorlar. Ailelerin küçük yaştan itibaren çocuklarına bir hayvan edindirmesi lazım. Hayvan edinmek çocuklarda merhamet ve sorumluluk duygularının gelişmesini sağlıyor. Paylaşmayı, bencil olmamayı öğreniyor." dedi.
Zaman zaman karşısına hayvanlara kötü davranan insanların çıktığını belirten Sonsöz, bu insanlar yüzünden sokakta bakımını yaptığı birçok hayvanın öldüğünü anlattı.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com