USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Çevre-Hayat

'Evde kal' günlerinin sadık yoldaşı: Evcil hayvanlar

Koronavirüsün hayvandan insana geçmediği vurgulanmasına rağmen HAYTAP, barınakların terk edilmiş hayvanlarla dolduğuna dikkati çekerken, psikologlar ise bu sıkıntılı günlerde evcil hayvanlarla vakit geçirmenin insana iyi geleceğinin altını çiziyor.

'Evde kal' günlerinin sadık yoldaşı: Evcil hayvanlar
28-03-2020 16:02
Google News
Istanbul

Çin'de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) evcil hayvanları da olumsuz etkiledi.

Birçok insan birlikte yaşadığı evcil hayvanını koronavirüs bulaşacağı gerekçesiyle pansiyonlara, bakımevlerine, barınaklara hatta sokağa bırakmaya başladı. Ankara'da 20 köpeğin çuvalların içinde ölü bulunması da durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.

Öte yandan, evde kalınan günlerde çalışırken ya da vakit geçirirken sosyal medyadan hayvanlarıyla fotoğraflarını paylaşanlar, bu sıkıntılı günlerin birlikte daha kolay atlatılacağı mesajını veriyor.

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzmanların, hayvanlardan insanlara koronavirüs geçmeyeceği ya da insandan hayvana bulaşmayacağı yönündeki uyarılarına rağmen insanların evcil hayvanından vazgeçerek onları sokağa, barınaklara ve pansiyonlara bıraktığını söyledi.

Ellerinden geldiğince hayvanları sahiplendirmeye çalıştıklarını dile getiren Şenpolat, şöyle devam etti:

"Terk etme, son günlerde çok artmaya başladı. Pansiyonlara, bakımevlerine terk edilen hayvan sayısı çok fazla. İnsanlar gereksiz bir şekilde panik yapıyorlar. Veteriner hekimler ve doktorlar, hayvanlardan insanlara doğrudan koronavirüsün geçmeyeceğini defalarca söylemesine, HAYTAP olarak defalarca yayın yapmamıza rağmen, bu olağanüstü durumlarda insanlar maalesef en zayıf halkayı önce terk ediyor. Halbuki, o canlar bizim en zor günlerimizde dostumuz, arkadaşımız. İnsanların bu şekilde dostunu arkadaşını terk etmesi olacak şey değil. Depremde enkazın altında kalınca bulan, eve hırsız girdiğinde havlayarak ses çıkartan, psikolojimiz bozuk olduğunda yanı başımızda duran hayvanları, insanoğlu vefasızlık örneği göstererek ilk olağanüstü durumda terk etmeye başladı."

Şenpolat, sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla insanları "dostlarınızı bırakmayın" diyerek ikna etmeye çalıştıklarını ifade ederek, terk edilmenin hayvanlara acı verdiğini anlattı.

Birlikte yaşanılan evcil hayvanların aynı zamanda yoldaş olduğunu belirten Şenpolat, "İnsan yoldaşını yol üstünde bırakmaz. Onların çekeceği acıyı unutmayın. Terk edildiklerinde alışmadıkları bir dünyaya gidecekleri için barınamayacaklar." dedi.

Şenpolat, bir süredir devam eden ev karantinasında kalarak bir yerde hapsolmanın da deneyimlendiğini aktararak, "Biz yıllardır aynı şeyi dostlarımıza yapıyoruz. Hayvanat hapishanelerine tıkıyoruz, AVM'lere, benzin istasyonlarına koyuyoruz, pet shoplara hapsediyoruz, zincirle bahçeye bağlıyoruz. Aslında biz bunu hayvanlara hep yapıyormuşuz. Bu süreç geçtikten sonra hayvan dostlarımızı daha iyi anlayacağımızı, empati kuracağımızı düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

"Hayvanların psikolojisi insandan farklı değil"

Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu da evdeki evcil hayvanların sevildiği ve istendiği için bakıldığını anlatarak, aynı zamanda onların psikolojik olarak insanlara iyi geldiğini söyledi.

Birlikte yaşanılan hayvanların ailenin bir parçası durumuna geldiğini dile getiren Çarkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizler sosyal varlıklarız. İlla insanlarla sosyalleşmiyoruz, genel olarak canlılarla sosyalleşiyoruz. Birçoğumuz için evcil hayvanlarımız bu açıdan çok değerli. Bize iyi geldiği için zaten bu hayvanları alıyoruz. Aile bize ne kadar iyi geliyorsa evcil hayvan da aynı şekilde iyi geliyor. Evin içinde yoldaş, bir can oluyorlar. Bize yoldaş oldukları için evcil hayvanların yanımızda olmasını tercih ediyoruz. Bu karantina dönemlerinde de aynı şeyler geçerli. Aile üyelerimizi nasıl bırakamıyorsak evcil hayvanlarımızı da bırakmayacağız. Böylesi stresli bir zamanda, onların varlığı bizim için değerli ve anlamlıdır. Özellikle yalnız yaşayanlar, birlikte yaşadıkları hayvanlarını böyle bir dönemde kapının önüne koyarken, kendilerine iyi geldiği için yanlarına aldığını hatırlaması gerekir."

Çarkoğlu, evcil hayvanların çocukların hem bilişsel hem de duygusal gelişimine iyi geldiğini vurgulayarak, hayvanların terk edilmesinin evdeki çocuklar için de travmaya yol açabileceğini söyledi.

Terk edilen hayvanların psikolojisinin de insandan farklı olmadığını belirten Çarkoğlu, "Herhangi bir barınakta sahibi tarafından terk edilmiş bir hayvana baktığınızda bunu anlamak zor değil. Aynı çocukların verdiği tepkileri veriyorlar, yemeden içmeden kesiliyorlar, gözlerindeki ifade çocukların terk edildiği zamandaki ifadeyle çok benzer oluyor." dedi.

"Evde kal" çağrılarına uyarak işlerini evden yürütenlerin hayvanlarıyla çektirdiği fotoğrafları sosyal medyadan paylaştığını anımsatan Çarkoğlu, iş ortamlarına evcil hayvanların dahil edilmesinin uzun zamandır konuşulduğunu, Avrupa'da, Amerika'da birçok iş yerinin evcil hayvan getirme günü yaptığını hatırlattı. Çarkoğlu, evcil hayvanların iş yerlerinde olmasının iş hayatını engelleyici bir faktör olmadığını sözlerine ekledi.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ