USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Etimesgut Zırhlı Birlikler davasına devam edildi

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığı personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 52 kişi hakkında açılan davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.

Etimesgut Zırhlı Birlikler davasına devam edildi
04-10-2017 01:52
Google News

ANKARA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığı personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 52 kişinin yargılanmasına devam edildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile bazı müştekiler katıldı.

Davanın bugün görülen duruşmasında, 15 Temmuz'da tümenden çıkan iki tanktan birini komuta eden eski üsteğmen sanık Koray Korkmaz, savunmasını yaptı. Sıralı amirlerinin yalanları neticesinde 15 Temmuz'da kabus gibi bir gece yaşadığını ve darbe teşebbüsünden yaklaşık 2,5 ay sonra hakkındaki yalan ifadeler nedeniyle tutuklandığını öne süren Korkmaz, 15 Temmuz gecesi tabur nöbetçi subayı olması nedeniyle kışlada bulunduğunu, saat 21.15 sıralarında üsteğmen İbrahim Zengin'in yanına gelerek, eski binbaşı Özkan Gürkol'un emriyle kursiyer teğmenlerin tümene çağrıldığını ve bundan haberdar olup olmadığını sorduğunu iddia etti.

Bu bilgi üzerine bölük komutanı eski binbaşı Gürkol'u arayarak, böyle bir emri bulunup bulunmadığını sorduğunu, Gürkol'un da tabur komutanı eski yarbay Fatih Çubukçu'nun emriyle kursiyerlerin çağrıldığını söylediğini ifade eden sanık Korkmaz, Çubukçu'ya durumu sorduğunda ise kendisinden bu emrini gizlendiğini öne sürdü.

Sanık Korkmaz, "Kursiyer teğmenlerin 15 Temmuz'da mesaiye çağrılması benden gizlenmiştir. Benden gizlenen faaliyetin içine bir şekilde itildim, yanan ateşin içine beni bir odun gibi attılar. Akıllı telefonum var fakat bu teşebbüsle ilgili beni arayan olmadı." dedi.

Tümene gelen kursiyer teğmenlere neden geldiklerini sorduğunda "Özkan Gürkol binbaşının emriyle geldik" dediklerin aktaran Korkmaz, bir süre sonra Fatih Çubukçu'nun kendisini aradığını, tümen komutanının emriyle kursiyerlerin çağrıldığını ve "çok acil İkinci Tank Bölüğü'ne gel" dediğini, emre uyarak çağrılan yere gittiğini, burada Çubukçu'nun "Jandarma Genel Komutanlığına terör saldırısı oldu, şehit ve yaralılarımız var. Şehit ve yaralılar tahliye edilemiyor, tümen komutanının emriyle 2 tank ile destek vereceğiz" dediğini söyledi.

Bu emir üzerine tankları hazırlamaya başladıklarını, personel henüz tümene gelmediğinden mürettebat konusunda yaşanan sıkıntıyı gidermek için kursiyer teğmenlerin kullanılması emrini yine Fatih Çubukçu'nun verdiğini belirten sanık Korkmaz, bu sırada iki grup halinde kursiyer teğmenlerin tankların bulunduğu garaja geldiğini, gelen bazı teğmenlerin silahlı olduğunu anlattı.

Sanık Korkmaz, bu yaşananlar olduğu sırada tümen karargahına hiç gitmediğini, Tümen Komutanı Tümgeneral Erdoğan Akyol'un tümenden götürüldüğünden, eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in komutayı devraldığından haberdar olmadığını belirterek, verilen emirlerin Tümgeneral Akyol'un emirleri olduğunu düşündüğünü kaydetti. Sanık Korkmaz, "Ben kimsenin evladını kandırmadım. Fatih Çubukçu benim birinci sıralı amirimdir. Çubukçu'nun emirleri altından başka bir şey çıkabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Tümen komutanı denilince aklıma hep Erdoğan Akyol geldi." ifadesini kullandı.

Fatih Çubukçu'nun sürekli "şehit ve yaralılar var" diyerek panik havası oluşturmaya çalıştığını öne süren sanık Korkmaz, "Böyle bir durumda herkes birbirine yardım eder. 'Şehit' kelimesinin insanların kandırılmasında kullanılacağını aklıma getiremezdim. Duygularım ve omurgam beynimi kontrol etti. Erdoğan Paşa'nın, Alay Komutanım Sefa Alkan Albay'ın bilgisi dahilinde görevlendirildiğini düşündüm. Birinci amirin astını kandırdığına bugüne kadar şahitlik etmedim. Birinci amirinin emrini bir üst amirinden 'acaba doğru mu?' diye teyit eden kimseyle karşılaşmadım. Tanklara binen personeli ben seçtim, bir kursiyer teğmen tanka bindiyse Fatih Çubukçu'nun emri üzerine, benim tarafımdan bindirilmiştir. Tam bir görev adamıyım, görev anlayışım Fatih Çubukçu tarafından kullanıldı, beni kandırdı. Ben kimsenin evladını, hiçbir silah arkadaşımı kandırmadım. 15 Temmuz'da tek suçum amirlerimi, anamdan, babamdan öte görmemdir." diye konuştu.

Hazırlanan ilk iki tanktan birini kendisi, diğerini de alay nöbetçi subayı üsteğmen Fatih Mehmet Kılıç'ın komuta ederek, tümenden çıktıklarını anlatan Korkmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin arkasından TOBB Üniversitesinin bulunduğu kavşağa kadar herhangi bir engelleme olmadan geldiklerini, bu bölgede vatandaşların engellemesiyle karşılaştıklarını, tankın üzerine çıkan vatandaşlarla konuşmayı denediklerini ancak halkın tepkisi üzerine tankın kapağını kapatarak içine girdiklerini kaydetti.

Bir süre sonra tankın dışındaki otomotik silahın bir vatandaş tarafından alındığını, buna müdahale etmek için tank kapağını açtığını, otomatik silahı alan vatandaşla karşı karşıya kaldıklarını, vatandaşın tetiğe bastığını ancak silahları doldurmadıkları için ateş edemediğini savunan sanık Korkmaz, bu vatandaşın silahı alarak, kalabalığa karıştığını, kendisinin bu sırada darbedildiğini ve tümene dönme emri vererek, hızlı bir şekilde tekrar tümene döndüklerini anlattı.

Sanık Korkmaz, hiçbir vatandaşa ve kamu malına zarar vermeden tekrar tümene döndüklerini, tümene dönme kararını da kendisinin ve tank personelinin verdiğini belirterek, "Şehit var diye son sürat gittik, son sürat geri döndük. Darbe gibi bir şey aklıma gelmedi, darbenin aklıma gelmesi için zihnimin bir köşesinde darbenin yatıyor olması gerekir. Ordu ve millet arasındaki bağı koparmayı amaçlayan zihniyeti lanetliyorum. Benim tümene dönmem, nizamiyede bizim gibi 'terör saldırısı var' diye kandırılan diğer personeli şüpheye düşürmüş ve diğer tankların kışla dışına çıkmasını engellemiştir." dedi.

Korkmaz, diğer tanktaki üsteğmen Fatih Mehmet Kılıç'ın tümene dönemediğini nizamiyeye girince öğrendiğini ifade ederek, nizamiyede bulundukları sırada, ismini daha sonra İsa Sancaklı olarak öğrendiği albayın, tankları tekrar tümen dışına çıkartmak için emir verdiğini, bu emri de yerine getirmediğini, Fatih Çubukçu'nun da aynı emri tekrarladığını ancak buna da karşı çıktığını savundu.

Yaşananlar sırasında akrabası olan halen görevde bulunan bir subayı arayarak, neler olduğunu sorduğunu, bu kişinin de "hemen oradan uzaklaş" dediğini ifade eden sanık Korkmaz, bu tavsiye ve halkın anlattıkları üzerine bölüğüne gittiğini, Fatih Çubukçu'nun emirlerini yerine getirmediğini, sabaha karşı da tümen karargahındaki darbecilere karşı tankları kullandığını, darbecilerin tutuklanmasında aktif rol oynadığını söyledi.

Sanık Korkmaz, 15 Temmuz'dan sonra 2,5 ay görevine devam ettiğini, tümendeki darbecilere karşı direniş gösterdiğine birçok kişinin şahit olduğunu anlatarak, hakkında gerçeğe uygun olmayan ifadeler verilmesi üzerine tutuklandığını öne sürdü.

Savunmasının ardından sanık Korkmaz'ın çapraz sorgusuna geçildi. Bazı sanık kursiyer teğmenlerin avukatları, "Sanık Korkmaz'ın samimi ve doğru ifadeleri karşısında suçsuz olduğuna inandığımız için soru sormayacağız." diyerek soru sormadı.

Muhabir: Kadir Karakuş, Ertuğrul Subaşı

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ