Eskişehir
Tepebaşı ilçesi Yenibağlar Mahallesi'nde yaşayan 38 yaşındaki Topal, 2012 yılında antika ürünlere ilgi duymaya başladı.
Çeşitli antika eşyalar satın alan Topal, çakmaklara ayrı bir ilgisinin olduğunu fark edince üretimi 1890'lardan 2000'lere varan dünyaca ünlü markaların da aralarında olduğu cep ve masa çakmakları biriktirmeye yöneldi.
11 yılda 1500'e yakın çakmağa sahip olan ve evinin bir odasını koleksiyonuna ayıran Topal, çakmaklarına gözü gibi bakıyor.
"Çakmağın mutlaka tarihsel ve marka değerinin olması lazım"
Topal, antikacılığın ciddi bilgi gerektiren bir alan olduğunu söyledi.
Çakmakçılığın "tematik antikacılık" alanına girdiğini ve bu alanda uzmanlaştığını belirten Topal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herhangi bir çakmak hakkında bilgi verebilmek beni mutlu ediyor. Çakmağın mutlaka tarihsel ve marka değerinin olması lazım. Ben ağırlıklı olarak masa çakmağı koleksiyonu yapıyorum.
Masa çakmaklarında şekil ve niteliğe önem veriyorum. Onun dışında sınıf ayrımı yapmıyorum. Şu anda 1500 civarında çakmağım var. Bunların 500'e yakını masa çakmaklarından oluşuyor. Elimdeki en eski parça 1890'dan kalma."
Topal, koleksiyonunu İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Denizli ve Eskişehir'deki antika pazarlarını gezerek, zaman zaman da internetten sipariş vererek oluşturduğunu ifade etti.
Her koleksiyonerin alım satım yaptığını dile getiren Topal, "Bu işin çamaşır makinesi, buzdolabı ticareti gibi yapılmaması, etik ve kültürel değerlerinin kaybedilmemesi lazım. Gazoz kapağı dahi biriktiren çok değerli üstatlar var. Ben çakmak koleksiyonerliğinin kültürel yapısını korumayı ve bu yapıyı Türkiye'ye tanıtmayı hedefliyorum." dedi.
Sadece çakmakların değil antika sınıfına giren tüm ürünlerin ticari meta gibi kabul edilmemesi gerektiğini söyleyen Topal, "Maalesef etik ve kültürel değerler göz ardı ediliyor. Ticareti tabii ki yapılsın ama kültürel yapısı bozulmasın." diye konuştu.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com