İSTANBUL
etullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde "Avrupa Yakası'ndaki hedeflerin işgal edilmesinde en kilit rolü oynayacak şekilde konumlandırılan" 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı ile kalkışma günü yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit olmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, ana darbe davasının firari sanığı eski Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit'in dışarı çıkan birlikleri bizzat el sallayarak uğurladığı belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 600 sayfalık iddianamenin detayları belli olmaya başladı.
Tugay Komutanlığı'nda yaşananlara ilişkin şüphelilerin ve tanıkların beyanlarına yer verilen iddianamede, şüpheli Yarbay Bayram Bekdemir ifadesinde şunları anlattı.
"Kurmay Başkanı Yarbay Osman Akkaya beni harekat merkezine götürdü. Bana 2 kağıt verdi. Kağıdın birinde birlikte görevli rütbelilerin, benimki ve tugay komutanının da dahil cep telefonlarımız yazılıydı. 2. kağıtta ise hazırlanan birlik unsurlarının görev sırasında gittikleri yerde orada bulunanlara okuyacakları 'Sıkıyönetim ilan edilmiştir, bizlere yardımcı olun, şu anda sıkıyönetim kanunları geçerlidir.' gibi ibareler yazılıydı. Ben bu yazıyı okuyunca Kurmay Başkanı Yarbay Osman Akkaya'ya döndüm. O da bana 'Saat 03.30'da darbe olacak, korkma.' diyerek tüm kuvvet komutanlarının da bu darbede yer aldıklarını, kısa bir süre sonra sıkıyönetim ilanına dahil mesaj geleceğini belirtti. Bu sıralarda saat 21.30 civarlarıydı, bir hareketlenme oldu. Kurmay Başkanı Yarbay Osman Akkaya bana akademide bulunan Yarbay Murat Yanık'ı aramamı, darbenin öne mi alındığını araştırmamı söyledi. Kendisi de birlikten çıkmak üzere hazırlık yapıyordu. Çünkü gece 03.30'da tekrar gelecekti. Bunun üzerine ben Murat Yanık'ı aradım. Murat Yanık da bana 'Birlikler acele etsin, darbe başladı, planı hemen uygulamaya koysunlar.' dedi. Ben de henüz çıkmamış olan Kurmay Başkanı Yarbay Osman Akkaya'ya durumu bildirdim. Bu sırada Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit de başka bir kaynaktan darbenin öne alındığını öğrenmiş ve zaten birliklere emir vermiş. Saat 22.00 sıralarında hazırlanan birlikler nizamiyeden çıkışa başladı."
İddianamede, şüpheliler beyanlarında, ana darbe davasının sanığı eski Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit'in dışarı çıkan birlikleri bizzat el sallayarak uğurladığına dikkati çekti.
Harp Akademileri Komutanlığı'nda görevli bazı kurmay subay öğrencilerin 66. Mekanize Tugay Komutanlığı'na gelişleri ve darbe girişimi sırasındaki faaliyetlerinin de detaylı anlatıldığı iddianamede, söz konusu askeri birliklere görevlendirilen öğrenci subayların buralarda darbe yönetim-koordinasyon biriminde olan darbeci birlik komutanları tarafından emirlerine verilen er ve erbaştan oluşan askeri unsurlar, askeri araçlar ve tanklar ile silah ve tam teçhizat kuşanarak; Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi köprülerini, TRT Ulus, TRT Harbiye, Sabiha Gökçen Havalimanı, Atatürk Havalimanı, AK Parti İl Binası, Taksim Meydanı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesi, AKOM, Borsa İstanbul, Doğan Medya Center, A Haber gibi yerleri işgal edip kontrolü ele geçirmek amacıyla gittikleri kaydedildi.
İddianamede, söz konusu şüphelilerin, kendilerine karşı koyan emniyet mensupları ile halkın üzerine tank ve uzun namlulu silahlarla ateş açtıkları, bir kısmının işgal bölgelerinde yaşanan çatışmalarda öldüğü, yaralandığı, büyük bir kısmının emniyet birimlerince yakalandığı, bir kısmının kıyafet değiştirmek suretiyle firar ettiği, bazılarının ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine sokağa çıkan vatandaşlar tarafından kilitlenen yollar ve trafik nedeniyle görev yerlerine ulaşamadığı vurgulandı.
Çiğli'ye giden helikopter Topkule'den kalkmışDarbe girişimi sırasında Sancaktepe'de konuşlu 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı bünyesinde bulunan bazı helikopterleri de darbeci askerlerin taşıdıkları üniformanın verdiği yetkiyi kullanarak gasbettikleri ve helikopterlerle çeşitli uçuşlar gerçekleştirdikleri anlatılan iddianamede, bahse konu birlikten kalkan 11070, 11306, 11308 ve 11309 kuyruk numaralı helikopterlerin olay günü 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Topkule Kışlası'na iniş yaptıkları ve buradan birlikleri alarak eylem yerlerine gittikleri anlatıldı.
Bu arada aynı birlikten kalkan 14306 kuyruk numaralı helikopterin ise İzmir'in Çiğli ilçesine uçuş gerçekleştirdiğinin altı çizilen iddianamede, bahse konu helikopterin ilk olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesi'ne inmeye çalıştığı ancak polislerin ateşle karşılık vermesi sonucunda inemediği ama helikopterden açılan ateş sonucunda darbe girişimini engellemeye çalışan Mehmet Güder'in şehit olduğu, Ali Kara'nın da yaralandığı anlatıldı. İddianamede, helikopterdeki şüpheli Binbaşı Mehmet Türk'ün helikopterden ateş ettiği belirtildi.
İddianamede, şüpheli Mehmet Türk'ün WhatsApp yazışmalarında gerekirse helikopterden ateş açacağını açıkça belirttiği, ayrıca helikopter içerisinde yer alan şüpheli astsubay öğrenci Hakan Yelkovan'ın ifadesinde belirttiği üzere şüpheli Mehmet Türk'ün kışlada helikoptere bineceği sırada "Ben ateş edebilirim benim kapımı açık bırakın." dediği iddia edildi.
dikGAZETE.com