KIRKLARELİ
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde yıllık izinde olmasına rağmen Lüleburgaz'da konuşlu 65. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına intikal eden eski Tuğgeneral Cemalettin Doğan, savunmasında, "Darbe gecesinin yaşandığı gün ailemle Bodrum'a tatile gittik. Tatilde otomobil ile ufak çaplı bir kaza yaptık. Eşimle bu nedenle aramızda ciddi bir tartışma yaşandı. Daha sonra eşim ve çocuğumdan ayrılarak, moralim de çok bozulduğundan acil olarak, Lüleburgaz’a dönme kararı aldım. Amacım eşimi protesto etmekti." dedi.
Darbe girişimi sırasında Lüleburgaz 65. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'na bağlı kışladan zırhlı askeri araçlarla İstanbul'a gitmek üzere yola çıkan ve vatandaşlar tarafından otoban girişinde durdurulan 38'i tutuklu, 81 sanığın Kırklareli Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda oluşturulan Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın ilk günkü duruşmasında, iki sanık dinlendi.
Doğan, savunmasına Türk milleti adına "Tarihi yargılamayı yapan" mahkeme heyetini selamlayarak, savunmasında üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
Darbe teşebbüsünü televizyondan öğrendiğini ileri süren Doğan, "Darbe gecesinin yaşandığı gün ailemle Bodrum'a tatile gittik. Tatilde otomobil ile ufak çaplı bir kaza yaptık. Eşimle bu nedenle aramızda ciddi bir tartışma yaşandı. Daha sonra eşim ve çocuğumdan ayrılarak, moralimde çok bozulduğundan acil olarak Lüleburgaz’a dönme kararı aldım. Amacım eşimi protesto etmekti. Öfkeyle yapılan işin tabiki izahı yok’’ şeklinde savunma yaptı.
"Diğer darbecilerle bir ilgim yok"
İddianamede yer alan "İlçedeki olayları panik halinde Whatsapp'ta oluşturdukları 'Yurtta sulh biziz' adı verilen gruba aktardığının" yer aldığı iddiaya karşın Doğan, diğer darbecilerle bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürdü.
İddianamede yer alan Whatsapp grubuna, "Lüleburgaz çıkışında polis barikat kurmuş, bizimkiler çatışmaya girebilir" yazdığının bilgisinin gerçek dışı olduğunu ifade eden Doğan, "Makama tahsis telefonum sürekli yanımda bulunurdu. Ben cep telefonumun haricinde makam aracımı özel işlerimde asla kullanmadım. Lüleburgaz’a dönerken bile bir personelim kendi aracıyla beni Çorlu’dan aldı. Beni anlamak için benim gibi düşünülmesi gerekiyor. Makam aracımın özel işlerimde kullanıldığı tespit edilsin tüm iddianameyi kabul edeceğim. Devletin malı denizdir anlayışında hiçbir zaman olmadım." diye kendini savundu.
Doğan, darbe girişimi gecesinin yaşandığı gece, yerine vekaletten bakan komutanın tüm askeri personeli askeriye toplayarak, emirler verdiğini ifade etti.
Vekalet eden komutanın "Sıkı yönetim emri" geldiğini ve askeri yazışma şartlarına uygun resmi yazı getirdiğini anlatan Doğan, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Ben askeriye birliğe gelene kadar zaten tüm hazırlıklar yapılmış. Komutan bana ekiplerin hazırladığını bildirdi. Bu sırada tutuklu bulunan Eğitim Şube Müdürü Servet Aslan, İstanbul’dan takviye istendiğini belirtti. 1. Kolordu Komutanlığının ısrarı üzerine bende İstanbul’a gitme kararı uyandı. Bende hemen Servet Aslan ile Albay Latif Çiçek’in bulunduğu birliğe incelemeye gittim. Daha sonra Çiçek’e TEM otoyolundan İstanbul’a gidilmesi için talimat verdim. Birlik yola çıktığında polis yolu kesmiş. Bende Çiçek’e polisin barikatını aşamamaları durumunda geri dönmeleri talimatı verdim. Darbe düşüncem olsam, 'çiğne geç' derdim. Ben sadece bir birliğe çıkmaları için verdim, diğer birliklerden bilgim yok. İstanbul’a gönderdiğimiz askeri araçların hiçbiri darbe yapmaya uygun değil, araçlar dışarıdan gelen darbelere karşı korunaklı."
Doğan, gözaltına alınacağının söylenmesinden kısa bir süre sonra askeri üniformalarını çıkararak, sivil bir şekilde polis ekiplerine teslim olduğunu anlattı.
"Yurtta sulh biziz grubuyla alakam yok"
Doğan, Whatsapp'ta oluşturulan "Yurtta sulh biziz" grubunla hiçbir bağlamının bulunmadığını iddia etti.
Doğan, objektif bir değerlendirme yapıldığında tüm sanıkların suçsuz olduğunun değerlendirileceğini ve sanıkların beratını istemesi üzerine, sanıklar ve sanık yakınları alkışlarla Doğan’a destek verdi.
Meclisin görevde olması nedeniyle Cumhurbaşkanının başkomutanlık yetkisi bulunmadığını vurgulayan Taşkın, "15 Temmuz'u 16'sına bağlayan gece Meclis görevdeydi. Başkomutanlık sıfatına ilişkin alınan bir karar yoktur. Biz hukukçular, kesin delillerle konuşuruz. Başkomutanlık ibaresi ile algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bir çağrı yapılmışsa cumhurbaşkanı tarafından yapılmıştır, başkomutan tarafından değil." dedi.
İlk günkü celsesi sona eren duruşmaya yarın, devam edilecek.
Muhabir: Özgün Tiran
dikGAZETE.com