Diyarbakırlı Metin Oktay, 1997 ve 1999 yıllarında PKK yöneticiliği yaptığını cezaevinde yattığını belirterek, bugün yaşanan çatışmalar ile hendek ve barikatlardan PKK’yı sorumlu tuttu.
Diyarbakır’da, PKK’nın yöneticiliğini yaptığını ve ağabeyinin de dağda can verdiğini iddia eden Metin Oktay, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinin son dönemlerde yaşanan olaylara ilişkin yaptığı basın açıklamasında ortaya çıkarak önemli açıklamalarda bulundu.PKK yöneticiliğinden idamla yargılandığını iddia eden Oktay, Kürt halkının, yüz yıllık cumhuriyet döneminin işlediği zulüm politikalarından, son 15 yıllık özgürlük politikalarına döndüğünü söyledi. PKK’nın ısrarla ve iddia ile zulüm politikalarını farklı yönlerden icra etmeye başladığını kaydeden Oktay, “1990’larda faili meçhul cinayetler ve yargısız infazlar devlet tarafından işlenirken, bugün PKK safları tarafından işlenmektedir. Biz bunu kabul etmiyoruz. Selahattin Demirtaş’ın, Pervin Buldan’ın çocukları özel okullarda Avrupa’larda okurken, Diyarbakır’da Vehbi Koç İlkokulu’nu yakarak benim çocuğumun eğitimine engel olmaya çalışıyorlar. Bu engel olmayı da, Selahattin Demirtaş, hendek politikası olarak savunuyor. Biz bunu kabul etmiyoruz” dedi.
“10-15 YIL BU MÜCADELENİN İÇERİSİNDE YER ALDIM”
Ağabeyinin dağda öldüğünü, kendisinin de 10-15 yıl bu mücadelenin içerisinde yer aldığını aktaran Oktay, “Ama bugün devşirilmiş bir Kürt mücadelesi var. Kürt mücadelesi olmaktan çıkmıştır. Bu tür şeyler Kürtlere kazanım değil zarar getirir. Bugün Barzani’yi bile hainlikle suçlayan, Molla Mustafa Barzani’nin hareketine bile hakaret eden bir çete yapısı oluşmuştur. Bu çetelerin artık bu bölgede var olmaması lazım. Bu halkın bu çetelere Kürt hareketi diye destek vermemesi lazım. Bugün bunlar bizi temsil etmiyorlar. Bizim değerlerimizi temsil etmiyorlar. Uluslararası güçlerin değerlerini temsil ediyorlar. İran’ın politikası, Suriye’nin politikası, Rusya’nın politikası, Irak’ın politikasını temsil ediyorlar. Bizim bir temsiliyet hakkımız bu partinin içerisinde kalmamıştır. Biz ancak özgürlük hareketi ile kendimizi temsil edebiliriz. Bugünkü mevcut yapılar bize bu imkanları tanıyor. Devletten yana hürriyetimize bir kısıtlama yok. Dilimize, kimliğimize kısıtlama yoktur. Biz bunun mücadelesini verdik 115-20 yıl. Peki bugün gelinen aşama nedir, 80 tane milletvekili ile 7 Haziran’da meclise halkın gönderdiği parti, bugün o parti kendi yürütmüş olduğu siyaset ile o bölgede kan ve kaosa yol açmıştır” dedi."HENDEKLERLE, BARİKATLARLA, KEPENK KAPATMALARLA, OKUL YAKARAK EĞİTİM HAKKIMIZI, SAĞLIK OCAKLARINI KAPATARAK SAĞLIK HAKKIMIZI ELİMİZDEN ALIYORLAR"
Bu çatışmanın nedeninin halklar olmadığını, bunun nedeninin uluslararası sömürgecilik olduğunu dile getiren Oktay, şu ifadeleri kullandı:“Suriye’deki savaşı bölgemize taşımak istiyorlar. Ve burada en çok mağdur olacak olan bizim mazlum halklarımızdır. Kardeşlerimizdir, biziz kısacası. Yaşam hakkımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Hendeklerle barikatlarla, kepenk kapatmalarla, okul yakarak eğitim hakkımızı, sağlık ocaklarını kapatarak sağlık hakkımızı elimizden alıyorlar. Bunu yapan devlet değil. 1990’larda devlet bu politikaları yürütüyordu, artık devlet değil PKK bu politikaların baş müdavimi olmuştur. Bu halk bugüne kadar korkusuzca mücadelesini yaptı. 1990’larda, o zalim, despot cumhuriyetçi anlayışa nasıl karşı koyduysak bugün de PKK’ya karşı gereken direniş neyse her yerde göstereceğiz. Bir canımız var onu da almak istiyorlarsa buyursunlar gelsinler. Biz kimsenin malına canına kast etmeyeceğiz. Onurumuzla direneceğiz, ne gerekiyorsa yapacağız. 1997-1999 yıllarında yattım, idamla yargılandım. O günkü sosyal olayları organize etmekten ve o günkü şehir içerisindeki yapılardan, örgüt yöneticiliğinden yattım.”