12-10-2016 16:25
SAKARYA (AA) - Eski Libya Başbakan Yardımcısı Avad el-Barasi, "Türkiye halkı, 15 Temmuz gecesi demokrasi ve kazanımlarının muhafaza edilmesi konusunda hepimize ders verdi. O gece yaptıklarından ötürü Türkiye halkından öğreneceğimiz şeyler var." dedi.
Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsünce düzenlenen "3. Ortadoğu'da Siyaset ve Toplum Kongresi"ne katılan Barasi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, askeri darbelerin her zaman ümmete ve demokratik gidişata engel olduğunu söyledi.
Darbelerin, demokratik sorunlara neden olmasının yanı sıra "halkın iradesini çalmak" anlamına geldiğini belirten Barasi, gerek parlamento gerek devlet başkanlığı gibi demokratik müesseselerin kuruluşunda halkın tercih ettiği yöntemin, seçim sandıkları olduğunu vurguladı.
Barasi, genelde askeri darbelerde birçok insanın hayatını kaybettiğini, geleceğe yönelik sorunların ortaya çıktığını, halkların hayallerini yitirdiğini dile getirdi.
Fetullahçı Terör Örgütünün darbe girişimine değinen Barasi, "15 Temmuz demokrasiye yapılmış bir darbeydi ancak Allah, o gece sokaklara çıkarak askeri darbeyi başarısızlığa uğratan ve demokratik zaferi kazanan Türkiye halkını korudu." diye konuştu.
Türkiye halkının darbe girişimi karşısındaki duruşunun tüm dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Barasi, "Türkiye halkı, 15 Temmuz gecesi demokrasi ve kazanımlarının muhafaza edilmesi konusunda hepimize ders verdi. O gece yaptıklarından ötürü Türkiye halkından öğreneceğimiz şeyler var." ifadelerini kullandı.
"Arap Baharı" bağlamında Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi sonrası dönemi değerlendiren Barasi, "Geçiş dönemi olduğu için oldukça zor bir süreç. Libya halkı olarak, barışı sağlama ve üzerinde anlaşacağımız yol haritasını belirleme konusunda elimize geçen birçok fırsatı kaçırdık. Bu konuda başarısız olduk." dedi.
Libya halk ayaklanmasının başladığı 2011 yılına ilişkin "Eğer tarihe geri dönebilsek..." ifadesini kullanan Barasi, şunları kaydetti:
"Keşke 2011'e dönebilseydik, devrimden sonra bütün gruplarla, rejim yandaşları, karşıtları, kabileler ve bunların temsilcileriyle bütün insanlar, Libyalılar olarak bir araya gelip, uzlaşma sağlanmasının ardından, devlet kurumlarının tesisi ve demokratik çalışmanın yapılabilmesi için bir yol haritası belirleyebilseydik."
Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsünce düzenlenen "3. Ortadoğu'da Siyaset ve Toplum Kongresi"ne katılan Barasi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, askeri darbelerin her zaman ümmete ve demokratik gidişata engel olduğunu söyledi.
Darbelerin, demokratik sorunlara neden olmasının yanı sıra "halkın iradesini çalmak" anlamına geldiğini belirten Barasi, gerek parlamento gerek devlet başkanlığı gibi demokratik müesseselerin kuruluşunda halkın tercih ettiği yöntemin, seçim sandıkları olduğunu vurguladı.
Barasi, genelde askeri darbelerde birçok insanın hayatını kaybettiğini, geleceğe yönelik sorunların ortaya çıktığını, halkların hayallerini yitirdiğini dile getirdi.
Fetullahçı Terör Örgütünün darbe girişimine değinen Barasi, "15 Temmuz demokrasiye yapılmış bir darbeydi ancak Allah, o gece sokaklara çıkarak askeri darbeyi başarısızlığa uğratan ve demokratik zaferi kazanan Türkiye halkını korudu." diye konuştu.
Türkiye halkının darbe girişimi karşısındaki duruşunun tüm dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Barasi, "Türkiye halkı, 15 Temmuz gecesi demokrasi ve kazanımlarının muhafaza edilmesi konusunda hepimize ders verdi. O gece yaptıklarından ötürü Türkiye halkından öğreneceğimiz şeyler var." ifadelerini kullandı.
"Arap Baharı" bağlamında Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi sonrası dönemi değerlendiren Barasi, "Geçiş dönemi olduğu için oldukça zor bir süreç. Libya halkı olarak, barışı sağlama ve üzerinde anlaşacağımız yol haritasını belirleme konusunda elimize geçen birçok fırsatı kaçırdık. Bu konuda başarısız olduk." dedi.
Libya halk ayaklanmasının başladığı 2011 yılına ilişkin "Eğer tarihe geri dönebilsek..." ifadesini kullanan Barasi, şunları kaydetti:
"Keşke 2011'e dönebilseydik, devrimden sonra bütün gruplarla, rejim yandaşları, karşıtları, kabileler ve bunların temsilcileriyle bütün insanlar, Libyalılar olarak bir araya gelip, uzlaşma sağlanmasının ardından, devlet kurumlarının tesisi ve demokratik çalışmanın yapılabilmesi için bir yol haritası belirleyebilseydik."
