Ankara
Baykal'ın ikinci ölüm yıl dönümü dolayısıyla CHP Ankara eski Milletvekili Yılmaz Ateş, 28 yıl beraber çalıştığı Baykal'ın yurtsever ve ciddi devlet adamı olduğunu, Türkiye'nin daha müreffeh olması için elinden geleni yaptığını anlattı.
Ateş, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sürecinde Baykal'ın önemli rol oynadığına işaret ederek, "Libya'da Muammer Kaddafi ile bir araya geldi. Baykal'ın verdiği konferansın sonunda Kaddafi'nin bakanlarına dönüp, 'Bundan sonra Türkiye'nin ilettiği her talep benim emrimdir.' demesinde Sayın Baykal'ın büyük rolü oldu. Sayın Bülent Ecevit Londra'da temaslarını sürdürürken, Türkiye'de siyasi parti liderlerini çağırıp sürece ilişkin aydınlatan da Sayın Baykal olmuştur" dedi.
"Rakiplerine karşı her zaman dürüst ve saygılı davrandı"
Baykal'ın her zaman darbelere karşı olduğunu, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından siyasi yasak aldığını aktaran Ateş, şunları söyledi:
"Siyasi hayatı boyunca emek sarf etmeden hiçbir yere gelmedi. Rakiplerine karşı her zaman dürüst ve saygılı davrandı. Baykal, Sayın Erdoğan'ın siyasi yasağının kaldırılmasında en etkili rol oynayanlardan biridir. Bunu samimi şekilde savundu, demokraside olması gerekeni yaptı.
3 Kasım 2002'deki genel seçimlerin ertesi günü Sayın Baykal, Önder Sav ve Eşref Erdem'i yanına alarak Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi'ne gitti. Bana anlattığına göre Sayın Erdoğan'a, 'Sizi kutluyorum, başarılar diliyorum. Partiniz 363 milletvekili aldığı halde siz parlamento dışındasınız. Bu, demokrasinin bir ayıbıdır. Türkiye'yi demokrasi ayıbından kurtarmalıyız.' demiş. Sayın Baykal, böyle bir siyasetçiydi."
Deniz Baykal ve Recep Tayyip Erdoğan arasında geçen bir anekdotu da paylaşan Ateş, şöyle devam etti:
"Sayın Baykal, CHP'nin Genel Başkanı olduğu dönemde Antalya'da henüz çocuk yaştaki torunu Mehmet ile beraber. Eşi Olcay Hanım da Ankara'da. Baykal'ın Trakya'da önemli toplantıya katılması gerekiyor. Torunuyla İstanbul uçağına biniyorlar. Mehmet'i de Ankara'ya göndermesi lazım, 'Kime teslim edeceğim' derken, o sırada orada bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Bey'e diyor ki, 'Siz torununuzu bana emanet edin, ben götürürüm.' Deniz Bey de 'Ağlar Tayyip Bey, sizi yolda rahatsız eder.' diyor, Tayyip Bey de 'Yok ben iyi anlaşırım.' diyor ve kucağında Ankara'ya götürüyor."
Ateş, Baykal'ın CHP Genel Başkanlığından ayrılmasından sonra partideki birtakım uygulamaları gördüğünde çok üzüldüğünü dile getirerek, "Sayın Baykal hep, 'Atatürk'ten sonra CHP'li olarak ölen bir Genel Başkan yok şu ana kadar, inşallah ben CHP'li olarak ölürüm.' diyordu. Deniz Bey, çok inançlı biriydi. Hiçbir zaman da bunu teşhir etmemiştir, dinin istismar edilmesine tahammül edemezdi. Ayrıca, terörün karşısında da her zaman dimdik durdu." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com
