Duruşmada eşini bilerek ve tasarlayarak öldürmediğini ileri süren Gökhan G., eşinin cep telefonunu kendisine göstermemesi nedeniyle tartışması sonucu kıskançlık duygusuna kapılarak eşine vurduğunu, eylemi kıskançlık nedeniyle gerçekleştirdiğini ve pişman olduğunu belirterek tahrik indirimi istedi.
Davaya müdahil olan Muğla Barosu Kadın Hakları Komisyonundan Avukat Sevinç Göcügenci, tutuklu sanık G.'nin eşini tahrik altında değil bilerek öldürdüğünü savunarak tahrik indirimlerinden faydalanamadan yargılanmasını talep etti. Savcılık ise Gökhan G.'nin eylemi kıskançlık nedeniyle gerçekleştirdiğini, bu nedenle tahrik indirimlerinden faydalanmasını talep ederken, mahkeme heyeti davayı 10 Ocak 2017’ye erteledi.
Duruşmanın ardından Muğla Adliyesi önünde toplanan Kadın Cinayetlerini Durduracağız platform üyeleri adına açıklama yapan Çiğdem Başarır Sandıkçıoğlu, kadın cinayetlerinin son günlerde artarak devam ettiğini söyledi. Ağustos ayında kocası tarafından 2 yaşındaki kız çocuğunun önünde ekmek tahtasıyla dövülerek öldürülen iki çocuk annesi Gizem Günay’a adalet için toplandıklarını belirten Sandıkçıoğlu, “Hiçbir şey Gizem’i geri getirmeyecek biliyoruz ama yargılama sürecinde de dosyanın takipçisi olacağız. Birçok davada gördüğümüz mağdurun suçlu konuma düşürülmeye çalışıldığı oyunlarına asla izin vermeyeceğiz” dedi.
Kadın cinayeti davalarından suçluya uygulanan “iyi hal indirimi” ve “tahrik indirimi” gibi cezai indirimlerin bir anlamda cinayeti meşrulaştırıp artarak devam etmesine neden olduğunu iddia eden Sandıkçıoğlu, “Kadına yönelik cinayetler bir insanlık suçudur ve takdiri indirim uygulanamaz. Yıllardır süregelen aile içi şiddetle yaşayan Gizem, özgüvenini yitirmiş, ruhsal, fiziksel ve ekonomik açıdan zarar görmesine rağmen 2 çocuğu için bu şiddet ortamına göz yumdu ve ikinci defa evlendi. Verdiğiniz uzaklaştırma kararları ise Gizem'i erkek şiddetinden uzaklaştıramadı. Bizler kadın cinayetlerine karşı ayaktayız” dedi.
Bekir Tosun
MUĞLA