Renk ve inkar politikalarını yıktıklarını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz 80 milyonun tamamını Allah için sevdik. Ama bunlar ikide bir ortaya çıktılar, Kürtçülük yaptılar. Evlatları dağa çıkarıp Diyarbakır’da anaları ağlatmayın. Hakkari havaalanını yaptırmadılar. Ama yine yapacağız, bölücü terör örgütüne rağmen yapacağız” dedi.
Bütün dünyayı bir ülkenin iki dudağı arasına terk edecek kadar haktan, adaletten, özgürlükten uzak olmanın insanlığa saygısızlık olduğunu söyleyen Erdoğan, “Batı nezdinde Müslüman evvela biziz, bu topraklardır, bu ülkedir. Müslümanlara yönelik her hareketin ilk hedefi de biz oluyoruz. Mümin, insanların canları ve malları konusuna emin olduğu kişidir. Bu emri alan hiçbir mümin masumların gırtlağını kesemez. Masumlara kurşun sıkamaz, bomba atamaz” dedi.
Balıkesir’de 38 kalemden oluşan 2 katrilyon 645 trilyon liralık kamu ve özel teşebbüs yatırımının toplu açılışını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı külliyesi cumhurun, milletin evidir. Anlamayan anlamasın, bize yolumuza devam edeceğiz. Gözü vardır göremez, kulağı vardır duyamaz. Dili vardır söyleyemez” diye konuştu.
Çanakkale’de dökülen kanların boşa gitmediğinin altını çizen Erdoğan, “Çanakkale’de ikinci bir Balkan faciası yaşasaydık bugün çok farklı bir yerde olurduk. Çanakkale’de dökülen her damla kan boşa gitmemiştir. Çanakkale savaşımızın yüzüncü yılını kutluyoruz. Sayısız destanı bu savaşta yazıldı. Kendi yarasını, kendi acısını bırakıyor, gömleğini yırtarak düşmanın yarasını sarıyor. Bu millet bir kabile, göçmen değil, bu milletin şuuru çok çok farklı. Bu millet bilincine kavuşmak herkesin harcı değil. Çanakkale aynı zamanda bir insanlık dersidir, ahlak dersidir. Bugün bile bize pek çok ibretler sunan, ışık tutan bir zirvedir. Belgeselcilerin, herkesin Çanakkale’yi dünyaya tanıtmasını arzu ediyoruz. Bunu iki kapı arasına kapatamayız. Dualarımız, aminlerimiz, onların üzerine olsun. Allah bu milleti bir daha o imtihandan geçirmesin. Ama aynı zamanda o inançtan, o ruhtan, o iradeden de ayrı komasın” şeklinde konuştu.
Günümüz dünyasının siyasi, ekonomik, ahlaki, her bakımdan büyük savrulmaların içinden geçtiğini ifade eden Erdoğan, “Biz de bu savrulmaların içine yuvarlanırsak kaybeden sadece kendimiz olmayız. Bugün de sorumluluğumuz sadece kendi sınırlarımızdan ibaret değil. Balkanlar’dan çekilmiş olabiliriz, ama akrabalık bağımız devam ediyor. Ortadoğu ile aramıza sınırlar girmiş olabilir, ama oradaki kardeşlerimizle gönül bağımız sürüyor. Afrika hiçbir zaman bizim için Kafdağı’ının arkasındaki bir yer olmadı. Oralara gitmek zorundayız. Oralarda ecdadımız Osmanlı’nın gittiği yerleri gösterdiler. Oradaki yıkılmış eserleri ayağa kaldırıyoruz. Orta Asya bizim içih atalarımız geldiği meçhul topraklar haline gelmedi. Pakistan, Moğolistan bize yabancı yer olmadı. Ta Karakurum’a, Orhun’a giden biz olduk. Milli değerlere sahip çıkan biz olduk. Mısır’da Esma yavrularımıza sahip çıkan biz olduk. Rabia sadece bir Esma kızın şehadeti değildi. O izi sürmek önemliydi. Dünya beşten büyüktür diyorsak bunun anlamı vardı. Bunu biz dillendirdik. Bütün dünyayı bir ülkenin iki dudağı arasına terk edecek kadar haktan, adaletten, özgürlükten uzak olmak dünya halklarına saygısızlıktır. Bunu biz dillendirdik. BM’de, uluslar arası toplantılarda da, ikili görüşmelerde de bizzat kendilerine söyledik. Dünyanın şartları artık güncelleniyor. 196 ülkenin mukadderatını 5 ülke belirleyemez. Bu hak mıdır? Bu demokrasi midir? Biz bu coğrafyaların hepsiyle gönül ve kardeşlik bağımızı, ortak medeniyet tasavvurumuzu sürdürüyoruz. Dünyanın yaşadığı o büyük dönüşümün sancıları içinde kıvranan kardeşlerimiz bizi izliyor, rehber olarak Türkiye’yi görüyor. Bu büyük medeniyetin günümüzdeki temsilcisi, varisi olarak gördükleri Türkiye’nin kendilerini kurtaracağına inanıyorlar. Bu mücadele sürüp gidiyor. Ne kendi evlatlarımızı, ne bu insanları hayal kırıklığına uğratamayız. Böyle vebali asla üstlenemeyiz” diyerek, Türkiye’ye bel bağlayanları ümitsizliğe uğratmayacaklarını söyledi.
“BATI NEZDİNDE MÜSLÜMAN EVVELA BU ÜLKEDİR”
Dünyada bütün Müslümanları töhmet altında bırakan, terörist olarak gösteren bir kapıyı araladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Batı nezdinde Müslüman evvela biziz, bu topraklardır, bu ülkedir. Müslümanlara yönelik her hareketin ilk hedefi de biz oluyoruz. Avrupa’da neler yaşandığını, hangi camilerimizin, kültür merkezlerinin saldırıya uğradığını biliyoruz, takip ediyoruz. Müslümanlarla teröristlerle birleştirme bir süreç olabilir. Bunun alt yapısı olabilir. Birileri bunu emelleri için kullanmak isteyebilir. Bize düşen, insanlığı kucaklayan değerlerimizle mukabele etmektir. Kem aletle kemalat olmaz. Müslümanı terörist, İslam dünyasını terörün, cinayetlerin, kavganın kaynağı olarak gösterenlere karşı kendi değerlerimizle mücadele edeceğiz. Biz daima masumların, mağdurların yanında olacağız. Onlar kendilerine refah düzeni kurabilir. Dünyayı ateşe atmayı göze alabilir. Biz adaletin, merhametin, şefkatin yanında yer alacağız. Bizim tarihimiz, kültürümüz bunu emrediyor. Ne diyor Hazreti Peygamber? Müslüman dilinden ve elinden insanların selamette olduğu kişidir. Mümin ise insanların canları ve malları konusuna emin olduğu kişidir. Bu emri alan hiçbir mümin mazlumlara kötü söz söyleyemez. Masumlara el kaldıramaz. Gırtlağını kesemez. Masumlara kurşun sıkamaz, bomba atamaz. Irkçılık da olamaz. Soykırım da olamaz. Bugün İslam dünyası mezhepçilik fitnesinin, siyasi bölünmüşlüğün çalkantıları içinde kıvranıyorsa kendimizi sorgulayacağız. Alevilik, Sünniliği, olmamış şeyi pompalamak”.
“HAKKARİ HAVAALANINI BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNE RAĞMEN YAPACAĞIZ”
“Bizim bu ülkede Kürt diye bir sorunumuz olmadı” diyen Erdoğan şunları söyledi:
“Ama kasıtlı olarak gündemde tutuluyor. Bu ülkede Abaza’nın, Çerkez’in, Laz’ın da meselesi var. 36 etnik azınlığın kendine göre meselesi var. Türkiye’yi yıllardır bununla meşgul ediyorlar. 40 bin insan öldürüldü. Güneydoğu bölgesi ne hale getirildi, biliyorsunuz. Biz havalimanı yapacağız, yatırmıyorlar. Hani sen Kürt’ü seviyordun. Yalan. Iğdır, Ağrı havaalanını yaptık. Bunlar mı yaptı? Hakkari havaalanını yaptırmadılar. Ama yine yapacağız, onlara rağmen yapacağız. Bölücü terör örgütüne rağmen yapacağız. İstemeseler de yapacağız. Batıda ne varsa güneyde de olacak, doğuda da, kuzeyde de olacak. Biz Türk’ü Kürt’ten, Kürt’ü Türk’ten ayırmadık. Biz renk politikalarını yıktık. İnkar politikalarını yıktık. Asimilasyon politikalarını yıktık. Biz 80 milyonun tamamını Allah için sevdik. Ama bunlar ikide bir ortaya çıktılar, Kürtçülük yaptılar. Evlatları dağa çıkarıp Diyarbakır’da anaları ağlatmayın. Bu ülkede nice anneler ağladı. Buna hakkınız yok. Bunları yaşamak istemiyoruz. Hep beraber bir olmaya gayret edeceğiz. Biz hep tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik. Yeni Türkiye’ye hazır mıyız? Başkanlık sistemine hazır mıyız? 400 milletvekiline hazır mısınız? Bunun için kapı kapı dolaşmak lazım, ki yeni Türkiye’nin temelleri atılsın. Yeni anayasa hazırlansın. Başkanlık sistemine geçilsin ki, hızla mesafe alalım”.
Şiddeti merhametle yeneceklerini ifade eden Erdoğan, “Tabiat boşluğu kabul etmez. Bizim medeniyetimizin boş bıraktığı yerler, başkalarının zalim, ayrıştırıcı, kan dökücü elleriyle doluyor. Biz medeniyetimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Şiddeti merhametle yeneceğiz. Kalemin kılıçtan üstün olduğunu unutmayacağız. Ailemizi, çocuklarımızı en iyi şekilde, donanımlı şekilde yetiştireceğiz” şeklinde konuştu.
“YENİ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETME ZAMANI”
Yorgun sistemi değiştirme çağrısı yapan Erdoğan, “Değişen dünyada Türkiye’nin yerinde kalması düşünülemez. Şimdi yeni Türkiye’yi inşa etmenin zamanı. Eski Türkiye bütün alışkanlıkları ile geride kaldı. Gelin bu yorgun sistemi değiştirelim. Yeni Türkiye yolunda yeni bir anayasa yapalım ve başkanlık sistemine geçelim. Başkanlık sistemi deyince birilerinin tüyleri diken diken oluyor. Bugün dünyada en geçerli sistem olarak bunu görüyoruz. Başkanlık sisteminde denetim mekanizması mevcut sistemden daha güçlü. Milletin denetimi daha güçlü. Muhalefet niye istemiyor biliyor musunuz? Çünkü başkanlık sisteminde milletin karşısına çıkıp projelerini anlatma ve hesap verme var” diyerek, başkanlık sistemindeki hesap verme mekanizmasından bahsetti.
Paralel yapıya da yüklenen Erdoğan, “Her akşam beddua seansları yapıyorlarmış. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz insanların hidayetiyle görevliyiz” dedi.
(İHA)