Koalisyon hükümeti kurulma çabalarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümetin kurulmasında sorun yaşanırsa "Siyasetçiler bu işi çözemiyorsa millet bu işi çözecek mercidir. Bunu yapmak zorundayız" dedi.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan koalisyon arayışlarına ilişkin olarak, “Müşterekleri
değil farklılıkları öne çıkararak adeta oyunbozanlık eden
siyasetçiler ve partiler, bunun
hesabını millete vereceğini bilmelidir. Kimsenin seçimleri ortaya çıkardığı tablodaki konumunu, millete karış sorumluluk üstlenmek
yerine sistemi kilitlemek
için kullanmaya
hakkı yoktur. Türkiye’yi
hükümet kurulamayan bir
ülke durumuna düşürmenin vebali ağırdır” dedi.
İHRACATÇILARA TEŞEKKÜR...
Cumhurbaşkanı Erdoğan
Türkiye İhracatçılar Meclisi 22.
Genel Kurulu’na katıldı. Genel Kurul’da
konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ihracatçılara teşekkür etti.
İhracatçıların
bütün zorluklara rağmen cesaretle, akılla ve enerji ile sürekli
yeni pazarlar bularak büyümeyi sürdürdüğünü söyleyen Erdoğan, “Sizler karşınıza
çıkan dağlar ne
kadar yüksek olursa
olsun mutlaka dağ kenarından bir yol buldunuz. Başarınızla ülkemizi bayram yerine döndürdünüz. İhracat ülkemizin ortaya koyduğu büyümenin amiral
gemisi oldu. İnşallah
2023 hedeflerimizin de amiral gemisi yine ihracatçılarımız olacak. Bu yılın ilk çeyreğinde ihracatta yaşana daralmanın küresel konjonktürden kaynaklandığın biliyoruz. Yaşanan daralmanın geçici olduğuna inanıyorum. Bir yandan ihracatçılarımızın daha çok gayret göstermesi ile diğer yandan devletin desteği ile kısa sürede yine arzu ettiğimiz
büyüme rakamlarına ulaşacağımıza inanıyorum. Türkiye
ihracatı ile
turizmi ile pek çok defa öngörüleri aşan performanslar ortaya koymuştur. Önümüzdeki aylarda da
benzer bir sürprizi hem
kendi ülkemize hem dünyaya yaşatabileceğimizi ümit ediyorum.
Türkiye’nin bugüne gelmesinde büyük emeği ve katkısı olan ihracatçımızın yeni Türkiye inşasında da aynı öncü rolleri üstleneceğine inanıyorum” diye konuştu.
“BU ÜLKENİN DEĞİL GERİLEMEYE DURMAYA DAHİ TAHAMMÜLÜ YOK”
Türkiye’de siyasi istikrar ve büyüme oranları
arasında güçlü bir ilişki olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Ülkemizde hangi
lider milletin
desteğini en güçlü şekilde elde etmişse, onun döneminde Türkiye sürekli büyüme oranın yakalamıştır. Rahmetli Menderes, rahmetin Özal, rahmetli Demirel’in ilk
dönemi aynı şekildeydi. Bu bakımdan tek parti iktidarlarının ülkemizde ayrı bir
yeri vardır. Başbakanlık
görev üstlendiğim 12
yılı aşkın dönem bu bakımdan
Türkiye’de tarihi başarılara
imza attığımız dönem oldu. Bugün ise küresel ekonomideki gelişmelerden, ülkemizdeki siyasi gelişmelerden kaynaklanan
farklı bir duruma
karşı karşıyayız. Her iki konuda da kısa sürede olumlu gelişmeler yaşanacağına ve
yeniden arzu ettiğimiz ihracata ve büyüm performansına ulaşacağımıza inanıyorum. Bu ülkenin değil gerilemeye durmaya
dahi tahammülü yok. Etrafı
ateş çemberi olan Türkiye’nin hem kendinin bundan
zarar görmemesi,
hem de kardeşlerine
yardım eli uzatması şart. Bunun için seçim sonrasının geçiş dönemini
süratle tamamlayıp Türkiye’nin yönünü yeniden geleceğe çevirmek zorundayız” dedi.
“SEÇİM SONUCUNDA ORTAY ÇIKAN TABLO MİLLETİMİZİN TAKDİRİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan
konuşmasında 7
Haziran seçim sonuçlarını da değerlendirerek, “7 haziran seçimleri Türkiye’de 12.5 yıldır
kesintisiz devam eden tek parti hükümetlerinin devamına imkan vermeyecek bir
sonuç çıkardı. Mevcut şartlarda Türkiye’nin bir koalisyon hükümeti ile yönetilmesi kaçınılmaz halde. Mecliste 4 partinin
temsil edildiği bu yeni
dönemde temennimiz yeni hükümetin bir an önce kurulmasıdır. Bu seçimde de
ekonomimiz ciddi bir imtihanda geçti. Aslında geçtiğimiz 12 yılda bu bakımda pek çok sınamaya maruz kaldık. Bu
kritik dönemlerin her
biri ciddi sonuçlar doğruma potansiyeli taşıyordu. Hatta doğrudan
ekonominin hedef alındığı hadiseler yaşadık. Bu saldırıların üstesinde milletimizle geldik. Bugün de ülkemizin 12.5 yıldır titizlikle koruduğu istikrar ve
güven iklimi
konusunda ciddi endişeleri yaşandığını görüyoruz.
Seçim sonucunda ortaya çıkan tablo milletimizin takdiridir. Hepimizin buna saygı duyma mecburiyeti vardır. Bize
düşen bu şartlarda
ülkemiz ve milletimiz için yapmamız gerekenlerin eni iyisini ortaya koymaktır” ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE'Yİ HÜKÜMET KURULAMAYAN BİR ÜLKE DURUMUNA DÜŞÜRMENİN VEBALİ AĞIRDIR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
erken seçim konusunda ortaya atılan iddialara da değinerek şunları söyledi:
“Anayasada
Cumhurbaşkanına hükümet kurulamaması halinde seçimlerin yenilenmesin
karar vermek için tanınan 45
günlük süre,
Meclis Başkanlık Divanı’nın
seçimi ile başlıyor. Böyle bir
durumda Ağustos ayı ortalarına kadar uzanan
bir süreç söz konusu. Türkiye’nin
böyle bir zaman kaybına tahammülü olmadığına inanıyorum. Bunun için koalisyon hükümetini
mümkün olan en kısa sürede kurulmasını
temenni ediyorum. Kimsenin egolarına mahkum olmaması gerekir. Eğer egolar öne geçerse bu süreç uzayacaktır. O zaman da cumhurbaşkanı
olarak üzerimize düşen görev, siyasetçiler bu işi çözemiyorsa millet bu işi çözecek tek mercidir. Bunu yapmak durumundayız. Ekonomimiz seçim sonuçların hazmetmiş ve bir koalisyon hükümetine
kendini hazırlamış görülüyor. Hükümet kurulaması
durumunda da ekonomimiz dinamiklerini buna dayanacak dirayete
sahip olduğuna inanıyorum. Ama partilerimize ve Genel Başkanlara düşen görev ülkenin milletin ve ekonomini sabrını zorlamadan sorumlulukları bilincinde
hareket etmektir. Türkiye
ortak bir dil,
ortak hedefler ve ortak
akıl çerçevesinden kurulmuş bir koalisyon ile istikrar ve güven
iklimini yeniden tahkim edebilir. Müşterekleri değil farklılıkları öne çıkararak adeta oyunbozanlık eden siyasetçiler ve partiler bunun hesabını millete vereceğini bilmelidir. Kimsenin seçimleri ortaya çıkardığı tablodaki konumunu, millete karış sorumluluk üstlenmek yerine sistemi kilitlemek için kullanmaya hakkı yoktur. Türkiye’yi hükümet kurulamayan bir ülke durumuna düşürmenin vebali ağırdır. Cumhurbaşkanı olarak bu
süreçte ben milletimin arzusu doğrultusunda yeni hükümetin kurulmasını
teşvik edeceğim.”
“ANAYASADAKİ YERİMİ İYİ BİLİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisiyle
ilgili “anayasada yer alan alana çekilmelidir” eleştirilerine de yanıt vererek, “Ben anayasadaki yerimi iyi biliyorum. Siyasette ömrümün 40 yılı anayasanın verdiği yükümlülükleri bulunduğum her makamda kullanarak geçti. Şu anda cumhurbaşkanı olarak anayasanın bana verdiği yetki ne ise bunu kullanmasını bilirim, bunun için birilerinin talimatına ihtiyacım yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Ramazan ayında sivil toplum kuruluşlarını yardım faaliyetlerini arttırmaları yönünde çağrıda da bulunarak şunları söyledi:
“Devletin sosyal yardım şemsiyesi ne kadar genişlemiş olursa olsun sizlerin yapacağı
yardımları yeri başkadır. İftarı paylaştığınız her
ihtiyaç sahibi müminin duası, sizin için doyumsuz bir mutluluk pınarı olmalı. Bugün 2
milyon Suriye ve Irak’tan
gelen muhacir kardeşimiz bulunuyor. Dün akşam
Mardin Midyat’ta kardeşlerimizle beraberdik. Oradaki tabloyu gördük. Bu kardeşlerimize biz Ensar olmaya gayret ediyoruz.
Birleşmiş Milletler (BM)
Mülteciler Yüksek Kurulu başkanı olsun, Angelina
Hanım olsun bir gerçeği
tespit ediyorlar. ‘Biz
dünyanın hiçbir
yerinde böyle bir
mülteci kampı görmedik. Bundan dolayı Türkiye’yi takdir ediyoruz’ diyorlar.
Devlet bu imkanlarıyla ki şu ana kadar 6
milyar doları
aştı yardımlar. Biz bunlara kapımızı kapatamadık. Bunları bombaların
altında ölüme mahkum edemezdik. Biz Ege’de, Akdeniz’de
bırakın ölsünler diyenler gibi hareket edemezdik. Bu millet hiçbir zaman zalimlerin yanında yer almayacak, mazlumların yanında yer almaya devam edecektir. Buna rağmen ulaşılamayan durumlar da olabilir. İstanbul’da pek çok farklı ülkeden gelen muhacir kardeşlerimiz bulunuyor. Bunların da sıkıntı
içinde hayatın sürdürdüğünü biliyoruz. Bu
ülkeye sığınan her
insan bize
Allah’ın bir emanetidir. Canlarını namuslarını kurtarmak için sınırlarımızdan içeri giren bu insanlara sahip çıkmak devlet ve millet olarak boynumuzun borcudur. Tarihin hiçbir döneminde bu millet kendisine sığınana yüz çevirmemiştir.”
Tarihin
en büyük hakem
olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Yarın bu kötü günler geride kaldığında
herkes yerine yurduna döndüğünde bu insanlara el uzatan herkes hayırla yad edilecektir. Bu süreçte gönüllerde edildiğimiz yere dünyanın en büyük hazineleri verilse dahi sahip olamazdık” dedi.
dikGAZETE.