Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bundan sonra kadına şiddeti de bizzat takip ettiğim konular arasına ilave ediyorum. Bu doğrultuda bakanlığımız ve sivil toplum kuruluşlarımız tarafından yürütülen çalışmaları bizzat kuracağım ekiple takip edeceğim” dedi.
Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın düzenlendiği “8 Mart Dünya
Kadınlar Günü İstanbul Buluşması”na
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra eşi
Emine Erdoğan, kızları Sümeyye Erdoğan, Esra Albayrak,
Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanı Ayşenur
İslam ve davetliler katıldı.
Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen buluşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde çekilen ‘Kadına Şiddet İnsanlığa İhanet” temalı spot filmin gösterimi de yapıldı. Filmde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanısıra eşi Emine
Erdoğan ve birçok
ünlü ismin yer aldığı görüldü.
Programda kürsüye davet
edilen Erdoğan, konuşmasına 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla herkesin kadınlar gününü tebrik
ederek başladı. Kadına
yönelik şiddeti
eleştiren Erdoğan, “Kadına
şiddet insanlığa ihanettir. Evet bir anne, bir eş, bir evlat, bir kardeş, komşu, arkadaş olan
kadın hepsinden önce bir insandır. İnsanda eşrefi mahlûkattır. Yaratılmışların en şereflisidir. Bakınız burada kadın denmiyor, erkek denmiyor,
yaşlı denmiyor
insan deniyor. Kadına kalkan her el
tüm insanlığa kalkmıştır. Kadının onuruna, haysiyetine karşın
her türlü saldırı tüm insanlığa yapılmıştı. Hele hele sırf kadın olduğu
için öldürülen her kadınla birlikte tüm insanlıkta katledilmiş demektir. Meseleye bu açıdan yaklaşmayanlar kusura bakmasınlar, zihnini
ayrımcılık fitnesine
teslim etmiş demektir. Kadını ve erkeği diğer tüm vasıflarından önce insan
olarak görmeyen herkes Ortaçağ Avrupası’nın cahiliye döneminin ötesine geçememiş demektir. Dünya bu karanlık günleri, bu karanlık dönemleri geride bırakalı çok oldu. Ben hayatımın her döneminde kadınların eşrefi mahlûkat vasıflarıyla sahip oldukları hakları savundum, savunmaya da
devam edeceğim. Dünyamızın yarısını
oluşturan kadınların fikri ve duygusal katkısını
karar mekanizmasına hakkıyla katabildiğimiz zaman daha yaşanabilir ve huzurlu bir dünyaya erişebileceğimize inanıyorum” dedi.
AK Parti’nin
iktidar olmasında kadınların büyük rol aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’daki başarımızın sırrını merak edenlere işte burada açıklıyorum. Bu sır hanım kardeşlerimizin meseleye sahip çıkmasını sağlayabilmiş olmamızdır. Belediyeyi biz onlarla beraber yönettik. Haksız, hukuksuz, adaletsiz bir şekilde cezaevine gönderildiğimde yine yanımda hanım kardeşlerimiz vardı. Onların gösterdiği teveccühten aldığımız cesarette siyasi partimizi kurduk.
Genel başkanı olduğum partide
Türkiye’nin en büyük kadın teşkilatlanmasını gerçekleştirdik. Diğer siyasi partiler kadının lafını yapar, hiçbirinin bizim
kadar güçlü bir teşkilatlanması olmamıştır. İktidara geldiğimizde kadınlarımızdan aldığımız desteğin çok büyük katkısı olmuştur” diye konuştu.
Kadın haklarıyla ilgili
yapılan yasal
düzenleme ve uygulamalara da dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2010 yılında kadın istihdamının arttırılmasına ve eşit işe eşit
ücret ödenmesine yönelik bir genelge çıkardık. Kadın istihdamının teşviki için
işveren primlerinin devletin ödemesine imkan sağladık,
doğum borçlanmasının kapsamını genişlettik. 2012 yılında kadına şiddetle ilgili çok ileri düzeyde
düzenlemeler getirdik. Hemen arkasından bunun uygulanması ile ilgili genelgemizi yayınladık. 2013 yılında ilgili mevzuatta yaptığımız değişiklikle
kamu kurumlarında kadınlarımızın başörtülü olarak çalışmasına imkan sağladık. Bunlar
sadece temel mevzuat düzenlemeleri. Ayrıca eğitimden sağlığa, istihdamdan siyasal hayata kadar kadınlarımız için pozitif ayrımcılık
içeren pek çok uygulamayı hayata geçirdik. Eşi
ölen dul kadınlara, evladı askere giden, çocuğu okula giden annelere
destek sağlayacak düzenlemeler yaptık” dedi.
“AÇIKÇA SÖYLÜYORUM BİZ ‘ERKEKTİR YAPAR’ DİYEMEYİZ”
Kadına yönelik şiddette iyi hal gibi uygulamalarda çok dikkatli davranılması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, “Kanunların daha iyi uygulanabilirliğinin yanı sıra bu kanunların hitap ettiği sosyal dokuyu da dönüştürmemiz gerekiyor.
Birey olarak her bir vatandaşımızın bu konuda hassasiyet sahibi
olmasını temin etmek durumundayız. Sokakta dövülen bir kadının o kişinin eşi, kızı veya başka birinin olması yapılan eylemin yanlışlığını ortadan kaldırmaz. Açıkça söylüyorum biz ‘erkektir yapar’ diyemeyiz, dememeliyiz.
Bizim için her can
Allah’ın bir emanetidir ve tüm imkanlarımızla ona sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bu vesileyle Mersin’de hunharca, alçakça öldürülen Özgecan kızımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Geçtiğimiz
yıl Almanya’da hiç tanımadığı iki
genç kızı tacizden kurtarmak isterken öldürülen kahraman Tuğçe Albayrak kızımızı da rahmetle anıyorum. Nerede olursa olsun, sırf cinsiyetinden öldürülen tüm kadınları rahmetle anıyorum” şeklinde konuştu.
“ADALETİN OLMADIĞI YERDE HUZURU BULAMAYIZ”
Her türlü şiddete
karşı çıktıklarını
ifade eden Erdoğan, “Biz insan olarak kadına karşı fiziksel, ekonomik, psikoloji, mobing ve sembolik
yani her türlü şiddete karşı çıkıyoruz. Şiddet uygulanan kadının da, emeği sömürülen kadının da, mobinge maruz
bırakılan kadının da yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz. Tabi işadamları var, iş kadınları var. Emeklerini sömürüyorlar. Bu emeğin sömürülmesine
asla müsaade etmemeliyiz. Ben bunu da bir taciz olarak görüyorum. Ve
asgari ücrete bile layık görmeyen işverenler var. Bunları bir kenara koyamayız. Bunların da
üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Erkekse daha çok ücret, kadınsa daha az ücret var, bu
adalet değil. Adaletin olmadığı yerde huzuru bulamayız. Aile içi şiddete karşı çıktığımız kadar iş hayatındaki adaletsiz ve hakkaniyetsiz çalışmaya da hep birlikte karşı çıkmalıyız ve karşı çıkacağız” dedi.
Kadınların pazarlama
aracı olarak görüldüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanınız olarak, bir kardeşiniz olarak kadınları adeta bir pazarlama aracı olarak, bir vitrin süsü olarak kullanılmasını da kadına karşı bir saygısızlık olarak gördüğümü söylemek istiyorum. Kadın emeğinin ve bedeninin bu şekilde sömürülmesini kadına karşı şiddetin bir başka çeşidi olarak değerlendiriyor ve bununla da
mücadele edilmesi gerektiğine inanıyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde bu konularda daha kapsamlı farkındalık çalışmalarını gerçekleştireceğimizi umut ediyorum” diye konuştu.
Şiddet sorununun Türkiye’ye has bir
sorun olmadığını ve küresel bazda bir sorun olarak ele alınması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, “Kadına şiddet
sorunu sadece bizim ülkemize mahsus bir sorun değildir. Bu görüntüler bu vahşet sadece ülkemizde yaşanmıyor,
dünyanın pek çok ülkesinde
benzer sorunlar mevcut. Böyle söyleyince gözlerimizin önüne hemen Afrika, Asya,
Güney Amerika geri kalmış ülkeler gelmesin, sadece buralarda yaşanıyor sanmayın, gelişmiş ülkelerde de benzeri görüntüler ve sıkıntılar yaşanıyor. Amerika’da da yaşanıyor, Avrupa’da da yaşanıyor. Yerinde gören
biri olarak söylüyorum. Dolayısıyla kadına yönelik şiddetle ilgili
yapılacak olan çalışmaları küresel düzeydeki eğilimleri, gelişmeleri, yönelimleri de dikkate alarak yürütmek zorundayız. Eğer
bugün dünya genelinde şiddet eğiliminde, bilhassa da kadına yönelik şiddette artma varsa burada sadece lokal faktörlere bakmakla yetinemeyiz” dedi.
Daha kapsamlı politika üretilmesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel etkenleri de değerlendirmeli, hepsini göz önünde bulunduracak kapsamlı sosyal politikalar ve önerileri geliştirmeliyiz. Esasen bu konuda bizim kültürümüzde çok zengin, çok derinlikli bir birikim vardır. Kur’an-ı Kerim’de de bu kadın-erkek
üzerine peç çok
ayet vardır. Enam Suresi’nde, Nisa Suresi’nde sadece kadına ait sure var. Araf Suresi’nde, Zümer Suresi’nde tekrak tekrar ‘sizi tekbir nefisten yarattı’ buyruluyor. Kur’an’da iman
etmeye çağırılan kadın veya erkek değildir, insandır. Dolayısıyla yaradılış itibariyle de Rabbimizin katında erkek ve kadınların birbirlerine herhangi bir üstünlüğü yoktur. Aynı şekilde peygamberimizin bu doğrultuda pek çok hadisi bulunuyor” diye konuştu.
“CEVAZ VEREN TÖRE YANLIŞTIR, BUNU TEŞVİK EDEN GELENEK YANLIŞTIR”
Töre cinayetleri
üzerinden eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “Cevaz veren töre yanlıştır, bunu teşvik eden gelenek yanlıştır. Buna mani olmayan yasa yanlıştır. Ve bunlar tamamıyla cahiliye devrinin alışkanlıklarıdır. Bunu
böyle bilmek lazımdır. Bunlara karşı gerekli önlemleri almayan yönetim
yanlış içindedir. Bunar asla Kadınlar Günü vesilesiyle düzenlenmiş sözler de değildir. Bunlar bugüne kadar inanıp savunduğumuz ve fiili olarak savunduğumuz gerçeklerdir. Buradan tüm kadınlarımıza, tüm Türkiye’ye şunu ilen etmek istiyorum, dünyaya şunu ilan etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı olarak kadına yönelik şiddetle ilgili yürütülen her çalışmanın yanındayım destekçisiyim” dedi.
“KADINA ŞİDDETİ DE BİZZAT TAKİP ETTİĞİM KONULAR ARASINA İLAVE EDİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlık ve sivil toplum
kuruluşları tarafından kadına şiddet
konusunda yürütülecek çalışmaları bizzat kuracağı ekiple takip edeceğini belirterek, “Biliyorsunuz
bazı konular
benim şahsi takibim altındadır. Mesele
sigara başta olmak üzere zararlı alışkanlıklarla ve bağımlılıkla mücadele bunlardan biridir. Bundan sonra kadına şiddeti de bizzat takip ettiğim konular arasına ilave ediyorum. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bu doğrultuda bakanlığımız ve sivil toplum kuruluşlarımız tarafından yürütülen çalışmaları bizzat kuracağım ekiple takip edeceğim. Kurumlararası işbirliğinden medyanın kullanımına kadar bu konuda kapsamlı ve uzun tartışmaların hem öncüsü hem takipçisi olacağım. Eksikliklerin
hesabını soracak, başarıları tebrik edeceğim. Bugün Sayın Başbakan Mardin’de bir eylem planı açıkladı. Kadına yönelik şiddetle ilgili eylem planının ilkini 2007-2010 yıllarını kapsayacak şekilde başbakanlık dönemimde başlatmıştık. Sonra 2012-2015 yıllarını kapsayan ikinci eylem planını hazırladık ve hayata geçirdik. Şimdi de Sayın Başbakan 2016- 2019 yıllarını kapsayan üçüncü eylem planını kamuoyu ile bugün paylaştı. Burada yasal düzenlemelerden zihniyet dönüşümüne, koruyucu hizmetlerden
sağlık hizmetlerine kadar pek çok düzenleme var. Bunların hepsinin hep birlikte inşallah takipçisi olacağız” dedi.