İstanbul
Milli Eğitim Bakanlığı ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğü iş birliğiyle 2019-2020 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla İstanbul'daki tüm resmi ortaokullarda düzenlenecek yarışmanın tanıtım toplantısı Şişli'de bir otelde düzenlendi.
Ensar Vakfı Genel Kurul Üyesi Necmeddin Bilal Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada, vakfın 1979'dan beri çeşitli hedeflere yönelik çalıştığını ve İstanbul'daki 25 bin öğrenciye yemek çıkardığı anlattı.
İmam hatiplilerin kurduğu ve özelde onlara hizmet etmeye, milli ve manevi değerleri güçlendirmeye çalışan bir vakfın imam hatiplilere sahip çıktığını dile getiren Erdoğan, "İmam hatipler Türkiye'deki okul türleri arasında bu kadar güçlü sahip çıkılan bir sivil toplum alt yapısı olan tek okul türü. İmam hatiplerle ilgili bu kadar tartışma yapılırken aslında bu yönüyle de ne kadar takdire şayan olduğunu da görmek lazım." diye konuştu.
Erdoğan, Ensar Vakfı ile İlim Yayma Vakfı'nın sadece imam hatiplerle ilgili değil tüm okullara yönelik geniş kapsamlı projeler yapmaya başladığını, dördüncüsü düzenlenen Sana Emanet Bilgi Yarışması'nın da İstanbul'daki bütün ortaokullara hitap eden bir proje olduğunu aktardı.
Vakıf çalışmalarında yapılan yıpratma faaliyetlerinden muzdarip olduklarını ifade eden Erdoğan, "Darülaceze İdare Meclisi'nde görev yapıyorum. 125 yıllık Abdülhamid ecdadının yadigarı olan çok kıymetli, dünya çapında zamanınında ötesinde bir eser.
Orada sırf bizim adımız geçiyor diye yapılan işlere bakılmaksızın karalama kampanyaları yürütülüyor.
Bunları Ensar Vakfı da yaşadı. Deniz Feneri hadisesinde yaşadık. TÜRGEV'le ilgili böyle şeyleri yaşadık. Bunlar devamlı kaynatılıp kaynatılıp bizim bu ülked
e inançlı insan yetişsin diye mücadele eden kurumlar yıpratılmaya çalışılıyor." değerlendirmesini yaptı.
"Ensar Vakfı'nı çekinmeden, utanmadan karalamaya kalkıştılar"
Geçen 2-3 ay içerisinde İstek Vakfı ve Fevziye Mektepleri Vakfı'yla ilgili 2 olay yaşandığını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Doğrusu içim yandı. Hem oradaki mağdurlarla ilgili yandı hem de şöyle yandı. Ensar Vakfı'yla ilgili bu tür karalama kampanyaları yürütülürken, Ensar Vakfı'nın isminin önüne hangi kelimeler getirildiyse onları o vakıfların isimlerinin önünde görmek istedim, itiraf ediyorum. Çünkü İstek Vakfı, ticari bir vakıf. İstek Vakfı'nın vakıf faaliyetleri ve insanlığa hizmet için kurulmuş olan bir vakıf olduğunu düşünen var mı? Fevziye Mektepleri Vakfı'nın misyonunun çok daha farklı olduğuna inanıyorum. Araştıralım, anlatsın kamuoyuna, ne yapıyormuş hesaplarını döksün görelim. Burada bu kadar imkanla bu kadar işi nasıl yapıyor diyeceğimiz Ensar Vakfı'nı insanlar çekinmeden, utanmadan karalamaya kalkıştılar."
Bilal Erdoğan, herkesin bu ülkenin inancını, değerlerini, geçmişini, tarihini, dinini ve kültürünü korumak için mücadele vermesi gerektiğin, eğer bu mücadele verilmezse bu sınırlar içerisinde özgür, bağımsız bir ülke olduğunun iddia edilemeyeceğini söyledi.
"Değerlerimizin yok olması için mücadele eden vicdansız bir güruh var"
Kuvayımilliye ruhuyla 780 bin kilometrekare içerisinde bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Cumhuriyetimizin ve Meclisimizin kuruluşunun 100. yılına ilerliyoruz. Sınırlarımızda özgür olsak ama bir Avrupa ülkesinden, Yunanistan'dan, Bulgaristan'dan, Polonya'dan, Almanya'dan, Fransa'dan hiçbir farkımız kalmasa, bu 'ulus millet' denilen yapı kendi karakteristik özelliklerini korumayacaksa o zaman kaldırın bu sınırları. Bırakın camiyi, namazı, Kur'an-ı. Din diye bir derdimiz olmasın.
Unutalım tarihimizi. Bunun için uğraşanlar olmadı mı, hala var. Unutalım geçmişimizi, geleneklerimizi. Bu ülkede bırakın herkes istediğini yapsın, kimse kimseye karışmasın diye, böyle bir nihilist anlayışla bütün değerlerimizin yok olması için mücadele eden vicdansız bir güruh var.
Bunlarla mücadele etmek için biraz azimli, kararlı, gayretli olmak zorundayız. Onun için kurumlarımıza sahip çıkmak, bu mücadelenin olmazsa olmazı. Ensar Vakfımız, imam hatiplerimiz bu ülkenin köklü kurumları. İmam hatipler dünyada örnek. Türkiye'de her 8 öğrenciden biri imam hatipe gidiyor. O çocukları toplumdan dışlamanın ne alemi var."
"100 bin öğrenciye ulaşmayı hedefliyoruz"
Ensar Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu da 1979 yılında kurulan vakfın Türkiye'nin dini ve içtimai gelişmesine katkı sağlamak adına, milli ve manevi değerlerine bağlı nesiller yetiştirmek için pek çok alanda çalıştığını anlattı.
Bu hedeflerle 4 yıl önce başlattıkları "Sana Emanet" projesinin İstanbul ölçeğinde düzenlendiğini aktaran Dilberoğlu, 2017'de 7 bin, 2018'de 21 bin, 2019'da 65 bin ortaokul öğrencisine ulaştıklarını, bu yıl ise İstanbul ölçeğinde ortaokullar bazında yüz bin öğrenciye ulaşmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Yarışma kapsamında 100 bin öğrenciye "Sorularla 40 Derste Ahlak" kitabını ücretsiz dağıtacaklarını kaydeden Dilberoğlu, yarışmada sınava giren öğrencilerden başarılı olanları çeşitli ödüllerle mükafatlandıracaklarını sözlerine ekledi.
Programa, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, il milli eğitim şube müdürleri ve ilçe milli eğitim müdürleri ile davetliler katıldı.
Hz. Muhammed'in ahlakının öğrencilere öğretilmesi amaçlanıyor
"Sorularla 40 Derste Ahlak" kitabı ile başlayacak yarışmayla Hz. Muhammed'in ahlakının tanınması; sevgi, merhamet, kardeşlik, dürüstlük ve haya gibi güzel ahlak özelliklerinin ayet ve hadisler ışığında çocuklara öğretilmesi amaçlanıyor.
5. ve 6. sınıf ile 7. ve 8. sınıf kategorilerinde düzenlenecek yarışmaya öğrenciler 21 Şubat'a kadar başvurabilecek.
Öğrenciler yarışma kapsamında yapılacak sınavın 50 soruluk birinci aşamasına 2 Nisan'da saat 10.00'da kendi okullarında girecek. 90 puan ve üzeri not alan öğrenciler, 18 Nisan'da saat 10.00’da Yarışma Kurulu tarafından belirlenen merkezlerde düzenlenecek 80 soruluk ikinci aşama sınava girmeye hak kazanacak.
Yarışmaya katılmak isteyen öğrenciler "www.sanaemanet.org" internet adresinden başvuru yapabiliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com
