Yüksekova'da 13 Mart'ta ilan edilen ve 30 Mayıs'ta kısmi zamanlı olarak kaldırılan sokağa çıkma yasağı sırasında evleri yıkılan 5 nüfuslu Çiftçi ailesinin üniversiteli kızları, Cumhuriyet Mahallesi'nde bulunan evlerinin enkazına aylar sonra geldi. İzmit ve Bursa illerinde İngilizce öğretmenliği okuyan Handan ve Melek Çiftçi kardeşler, enkazda vefat eden anneleri ve kız kardeşlerine ait hatıraları aradı.
Kız kardeşler, 9 yıl önce Yüksekova'da suya kapılarak hayatını kaybeden anneleri Devlet Çiftçi ve ablaları Canan Çiftçi'ye ait bir hatıra bulmak umuduyla geldikleri enkazda aile fertlerine ait 2 fotoğraf, vefat eden kardeşlerine ait bir kitap dışında bir şey bulamadı.
"Acım daha da katlandı"
İzmit'te üniversite okuduğunu belirten Handan Çiftçi, "Yasak süresince İzmit'te üniversite eğitimimi sürdürüyordum. Bir hafta önce ilçeye döndüm, ama evimizin enkazını görme cesaretini henüz yeni buldum. Evimize ait halıların ve nevresim takımlarının parçalarını gördük. Babamın akrabalarına ait 2 fotoğraf bulduk. Annemle ablamı kaybetmiştim 9 yıl önce. Onlara ait bazı hatıralar vardı. Onları bulma umuduyla geldik, ama 1 kitap dışında bir hatıra bulamadım. O yüzden acım daha da katlandı. Evimiz 7 katlı bu binanın birinci katındaydı, o nedenle her şey en altta kalmış" dedi.
"Çocukluğumu elimden aldılar resmen"
Annesi ve ablasına ait hatıra kalmamış olmamasına üzüldüğünü belirten Handan Çiftçi, "Maddiyat bir şekilde hallolur da maneviyat yok, bir şey kalmadı. İlkokul ikinci sınıftan beri bu yerde yaşıyordum. Okuduğum okul, gittiğim dershane hiçbir şey kalmamış. Buralarda oyun oynuyordum, yok hiçbir iz kalmamış. Yitirdik her şeyi, yıktılar yok ettiler. Çocukluğumu elimden aldılar resmen" ifadelerini kaydetti.
"İnsan üzülüyor, gerek yoktu bu kadarına"
Bursa Uludağ'da üniversite okuduğunu belirten Melek Çiftçi ise, "Enkazda geriye kalmış olabilecek bir anı, bir hatıra arıyoruz. Ölen ablama ait bir kitap bulabildim. Manevi açıdan rahatlattı bizi biraz. İlk mahalleye girdiğimiz zaman eğitim gördüğüm okulun yıkıldığını gördüm. İnsan üzülüyor. Gerek yoktu bu kadarına. Kendime ait bir şey bulamadım. Sadece 2-3 bin parçadan oluşan davetiye koleksiyonumdan bir parça buldum onu da geri bıraktım" diye konuştu.
Erkan Çapraz - Ömer Oğuz