İstanbul
Türkiye ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde sanayi ve hizmet sektörleri öncülüğünde, tüketim harcamaları ile yatırım kalemlerinin pozitif katkısıyla yüzde 7'lik güçlü bir büyüme kaydederken, ekonomistler açıklanan verinin 2021 sonuna ilişkin büyüme tahminlerinde yukarı yönlü revizyonları beraberinde getirebileceğini belirtiyor.
Beklentilerin üzerinde gelen büyüme ayrıca, 2018'in ilk çeyreğinden bu yana kaydedilen en güçlü veriye işaret etti.
Bu dönemde, faaliyetler açısından toplam katma değerdeki değişim bilgi ve iletişim faaliyetlerinde yüzde 18,1, diğer hizmet faaliyetlerinde yüzde 14,4, sanayide yüzde 11,7, tarımda yüzde 7,5, hizmetlerde yüzde 5,9 ve inşaatta yüzde 2,8 oldu.
İlk çeyrekte büyümeye, hanehalkının nihai tüketimi 4,4, devletin nihai tüketim harcamaları 0,2, gayrisafi sabit sermaye (özel ve kamu yatırımları) oluşumu 2,9 ve mal-hizmet ihracatı 0,8 puan katkı sağladı. Öte yandan stoklar büyümeyi 1,5 puan aşağı çekerken, net dış talep büyümeyi 1,1 puan yukarı itti.
"Yüzde 5,5'lik 2021 büyüme beklentimizin üzerindeki riskler yukarı yönlü"
Veriye ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, milli geliri ilk çeyrekte sanayi ve hizmet sektörünün yukarı çektiğini belirterek, öte yandan özel tüketim harcamaları, yatırımlar ve net dış talebin de büyümeye pozitif katkı sağladığını söyledi.
Gayrisafi sabit sermaye oluşumu ayrıntılarına bakıldığında yatırımların makine-teçhizat ayrımında belirgin yükselmeye devam ettiğine vurgu yapan Bürümcekçi, "İlk çeyrekte inşaat yatırımlarında yüzde 4,7 ile daralma devam ederken, makine-teçhizat yatırımlarının yüzde 30,5 ile belirgin arttığı izleniyor. Özel yatırımların göstergesi olan makine-teçhizat yatırımları böylece son altı çeyrektir üst üste yükseliş göstermiş durumda." dedi.
Bürümcekçi, ilk sinyallerin milli gelir büyümesinin 2021'in ikinci çeyreğinde sınırlı güç kaybettiğine işaret ettiğini aktararak, şunları kaydetti:
"İlk çeyrekteki güçlü seyir büyüme çıtasını yükseltti. Gerek sanayi üretimi endeksinde gerekse milli gelir serisinde gelinen tarihi yüksek seviyeler, yılın kalan döneminde bir ivme kaybı olsa bile mekanik olarak karşılaştırmanın yapılacağı 2020 yılı aynı dönemlerine göre büyümenin yine gücünü koruyacağını gösteriyor. İkinci çeyrekte Satınalma Yöneticileri Endeksi'nin ima ettiği üzere çeyrekten çeyreğe daralma gözlense bile salgının ilk dalgasının yarattığı baz etkisi nedeniyle yüzde 20'ye yakın çift haneli büyüme görülmesi söz konusu olacak.
Buna karşılık, takip eden çeyreklerde ivme kaybı devam ederse yıllık milli gelir artışının sıfıra doğru yavaşladığı da görülebilir. Son dönemde finansal koşulların belirgin sıkılaşması iç talep kaynaklı ivme kaybının devam edebileceğine işaret ederken, dış talebin küresel aktivite nedeniyle güçlü seyretmesi bu zayıflığı kısmen dengeleyebilir.
Bu doğrultuda yüzde 5,5 olan 2021 yılı büyüme beklentimizin üzerinde yukarı yönlü riskler devam ederken, para politikasına ilişkin belirsizlikler nedeniyle bu tahmin üzerindeki risklerin boyutu konusunda bu aşamada değerlendirme yapmakta zorlandığımızı belirtmeliyiz."
"Türkiye ekonomisinin, 2021'e güçlü bir büyümeyle başlaması çok ses getirecek"
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin de geçen yılın ilk çeyreğini dünyanın önde gelen ülkelerinden ayrışarak pozitif büyümeyle kapatan Türkiye ekonomisinin, 2021'e de güçlü bir büyümeyle başlamasının çok ses getireceğini söyledi.
Hane halkı tüketim harcamalarına yönelik kötümser beklentilerin doğrulanmadığını belirten Alkin, net ihracatın pozitif etkisinin de kararlılıkla sürdüğünü kaydetti.
Alkin, ilk çeyrek büyümesine ilişkin kendi tahmininin yüzde 7,35 düzeyinde bulunduğunu aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tahminlerimde en kötü senaryo için yüzde 5,8'lik bir büyüme beklentim vardı. Bugün baktığımızda, 2021'in ilk çeyreğinde Avro Bölgesi'nin yüzde 1,8 daraldığı bir konjonktürde, Türkiye'nin yüzde 7 büyümesi bir ayrıcalıktır.
Çin ve Türkiye'nin ortaya koyduğu pozitif büyüme performansı, 2 ülkeyi pozitif yönde ayrıştırıyor. Birçok Avrupa ülkesinin salgının yaralarını sarması 2022 sonunu bulacak. Kimi gelişmekte olan ekonomide bu süreç daha uzun sürecek gibi gözüküyor. Nihayetinde bugün baktığımızda, OECD ülkeleri içinde de küresel salgınının dünya ekonomisine tarihi ölçüde zarar verdiği 2020 yılını dahi Türkiye'nin tek pozitif büyüyen ülke olarak kapatması ve üstüne 2021'de yüksek büyümenin güçlü bir şekilde sürmesi dikkati çekiyor."
"Yatırım gerçekleşmeleri, ekonominin gelecek dönem performansı adına pozitif sinyal"
Albaraka Türk Başekonomisti ve Stratejik Planlama Müdürü Dr. Ömer Emeç ise ilk çeyrek büyüme rakamlarının hem kendilerinin hem de piyasa tahminlerinin önemli ölçüde yukarısında geldiğine dikkati çekti.
Özellikle yatırımlar tarafında kendi öngörülerinin epey yukarısında gerçekleşmeler kaydedildiğini anlatan Emeç, "Piyasa faizlerinin mevcut seviyeleri göz önüne alındığında bu durum ekonominin gelecek dönemdeki performansı adına ciddi şekilde pozitif bir sinyal niteliği taşıyor.
İkinci çeyrek itibarıyla da dış ticaret tarafından gelecek pozitif katkılarla çeyreklik, baz etkileriyle de yıllık bazda tarihi bir büyüme performansı izleyeceğimizi düşünüyor, 2021 yıl genelindeki büyüme tahminimizi ise yüzde 6,2'ye revize ediyoruz. Dolayısıyla büyüme tarafının 2021 yılında odak noktanın büyümeden ziyade enflasyon, fiyat istikrarı ve daha genel olarak finansal istikrar olması gerektiğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com