ANKARA - Yasemin Kalyoncuoğlu/Mehmet Ali Özcan
Anadolu Ajansının (AA), "24 Kasım Öğretmenler Günü"ne özel hazırladığı fotoğraf projesi kapsamında, 40 yılını doldurmuş 13 öğretmenin meslek sevdası ve öğretmenlikteki mücadelesi fotoğraf karelerine yansıdı.
Öğretmenlikte 44 yılı geride bırakan, Fevzi Özbey Ortaokulunda görevli Rukiye Arca, AA muhabirine, Batman'da başladığı mesleğinin ilk 20 yılını, buradaki öğrencilerin yetişmesine adadığını anlattı.
Arca, "Öğrencileri seviyor olmam ve çalışma azmim bana hep artılar kazandırdı. Bu mesleğin en güzel özelliği öğrencileri seviyor olmak, öğrencilerin psikolojik yönlerini görerek, onlara birşeyler kazandırmaktır." dedi.
Çalışmayı çok sevdiğini bu yüzden meslek hayatından ayrılacağı için üzüldüğünü belirten Arca, emekliliğini de yine çalışarak geçirmek istediğini söyledi.
İlk ve ortaokulu beraber okuyan öğretmen çift
İlk ve ortaokulu beraber okuyan ve çeşitli okullarda beraber görev yapan Emine ve Ahmet Mutlu çifti, mesleklerinin 46 yılını acı tatlı anılarla geride bıraktıklarını dile getirdi.
Şehit Onur Yaman İlkokulunda görev yapan Emine Mutlu, 1971'de Konya Kız Öğretmen okulundan mezun olduğunu, hemen ardından köy öğretmeni olarak göreve başladığını anlattı.
Mutlu, "Köy öğretmenleriydik biz. O şekilde donatıldık, o şekilde yetiştirildik. Bize emeği geçen öğretmenleri saygıyla anıyorum. İyi ki öğretmen olmuşum. Tekrar bir meslek seçmeye kalksam yine öğretmenliği seçerim. Öğretmenlik sevgi mesleğidir. Ülkeyi ve bayrağı sevmektir, Atatürk'ü sevmektir." ifadesini kullandı.
Emine öğretmen, eşiyle ilk ve ortaokulu beraber okuduktan sonra farklı öğretmen okullarından mezun olduklarını ve 3 yıl sonra da evlendiklerini belirtti.
"Öğrencilerimle aynı okulda öğretmenlik yaptım"Ahmet Mutlu ise eşiyle aynı mesleği yapmalarının pek çok avantajı olduğunu vurgulayarak, "İkimizin aynı meslekten olması evliliğimizi pekiştirdi. Mutluluğumuz kadar, sorunlarımız da beraberdi." diye konuştu.
Nallıhan'ın bir köyünde ilkokulu büyük zorluklarla bitirdiğini, Ankara Öğretmen Okulundan mezun olduktan sonra mesleğe başladığını aktaran Ahmet Mutlu, "Hep 'Türk bayrağının dalgalandığı her yere gideriz.' dedik. Urfa'nın Akçakale ilçesinin tam sınırında bir köye tayinim çıktı. Yine tahta bir bavulum vardı. Ankara'dan çıktım, kendi başıma Urfa'ya kadar, Urfa'dan Akçakale'ye, Akçakale'den bir yük treniyle köyün yakınına kadar gittim. Eylül ayının çok sıcak günüydü, sırtımda bavul, dümdüz Harran Ovası'nda yürüye yürüye köyü buldum. Köyümde başka öğretmen yoktu. Tek başıma 70 öğrenciyle birleştirilmiş sınıfı okuttum." dedi.
Şu an görev yaptığı Altay İlkokulunda Suriyeli öğrencilere Türkçe öğrettiğini söyleyen Ahmet Mutlu, 46 yıllık meslek hayatının su gibi akıp geçtiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Çok yakında emekli olacağım zorunlu olarak. Keşke diyorum, 5-10 yıl daha çalışabilseydim. Allah nasip ederse. Bu sefer artık emekli olarak eğitime hizmet etmeyi düşünüyorum. Yeni gelen arkadaşlarıma yardımcı olacağım. Öğretmenliğin en güzel tarafı, eşimin de benim de okuttuğumuz çocuklarla öğretmenlik yapmamız oldu. Öğrencilerimle aynı okulda öğretmenlik yaptım. Öğretmenlik bir sevgi mesleği. Anlatmakla olmaz. Öğretmenlik çok farklı bir olay."
"Okullar eskiden ekonomik açıdan çok yoksundu"Mesleğinde 45'inci yılını bitiren Gazneliler Ortaokulu öğretmeni Orhan Büyüktanır da ömrünün mücadeleyle geçtiğini anlattı. Büyüktanır, eskiden okulların eğitim fırsatları açısından yeterli olmadığını, öğrencilerin ve öğretmenlerin pek çok zorluk yaşadıklarını dile getirdi.
"Okullar eskiden ekonomik açıdan çok yoksundu. Çalıştığım köyde doğru düzgün yol yoktu. At, katır sırtında geliyordu öğrenciler. Şimdi okulların olanakları oldukça yüksek." diye konuşan Büyüktanır, tüm zorlukları sevgiyle aştığına işaret etti.
Büyüktanır, şu anda ilkokulda okuttuğu bir öğrencisiyle aynı okulda öğretmenlik yaptığını belirterek, "Hem öğrencim hem öğretmen arkadaşım oldu. İnsanın gurur duymaması mümkün değil." dedi.