ANTALYA - Ali Rıza Akkır
UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Antalya'nın Kaş ilçesindeki Xanthos Antik Kenti, düşmana teslim olmayı düşünmeyen insanların hüzünlü hikayesi ve zamana meydan okuyan kalıntılarıyla dikkati çekiyor.
Kınık Mahallesi'ndeki kentte 1950'de Fransızların başlattığı kazı çalışmaları 2011'den itibaren Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü kazı ekibince devam ettiriliyor. Likya uygarlığının en önemli idari merkezi olan ve milattan önce 2. yüzyılda başkent olarak kullanılan Xanthos Antik Kenti'nde, Likya dönemi dikme mezar taşları ile kaya mezarlarının bugüne ulaştığı görülüyor.
Tarihi kalıntıların yanı sıra kentte yaşanan savaşlarla ilgili anlatılan hikayelerle de Xanthos Antik Kenti, hüzünlü geçmişiyle misafirlerini tarihte yolculuğa çıkarıyor.
Antik Kent Kazı Başkanı Prof. Dr. Burhan Varkıvanç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Xanthos'un özellikle arkaik ve klasik dönemler içerisinde İsa'dan önce 7. yüzyıldan başlayarak 5. yüzyıla kadar bölgenin en önemli kenti konumunda olduğunu söyledi.
Likya'nın Antalya kent merkezinden başlayarak batıda Fethiye, kuzeyde Elmalı'ya kadar uzanan geniş bir alana yayıldığını anlatan Varkıvanç, "Xanthos, Anadolu'da UNESCO miras listesine giren kentlerin de başında geliyor. Kent, Letoon ile değerlendirilerek beşinci alan olarak listeye alınıyor. Letoon başlangıçta Xanthos'a bağlı bir kutsal alan iken daha sonra tüm bölgenin kutsal alanı oluyor." dedi.
Varkıvanç, kentin uzun yıllar bölgenin en büyük kenti konumunda, idari ve ekonomik anlamda üst düzey bir yer olması dolayısıyla UNESCO'nun listesinde bulunduğunu ifade etti.
"Perslerin ve Brutus'un işgalini Heradot yazıyor"Bölgeyi idare edenlerin kentte yaşamasının özellikle anıt mezarların ve diğer yapıların inşa edilmesinde büyük etken olduğunu belirten Varkıvanç, şöyle devam etti:
"Kentte yaklaşık 15 tane büyük bezeli yazıtlı mezar anıtları bölgenin kültürünün yaşatılması ve tanıtılmasında büyük etken. Xanthos, bölgenin önder kenti olması nedeniyle tarihte birçok kez saldırıya uğruyor. Örneğin İsa'dan önce 6. yüzyılın ortalarında Persler tarafından işgal ediliyor. Daha sonra Atinalı komutan Kimon'un saldırısına uğruyor. Bundan yaklaşık 400 yıl sonra da Romalı Brutus tarafından işgal ediliyor. Perslerin ve Brutus'un işgali Heradot tarafından yazılıyor."
Kentin önemini ve bölgedeki gücünü vurgulamak için bir de efsane ortaya konulduğunu dile getiren Varkıvanç, "Efsane de birçok ziyaretçiyi bu kente çekiyor. Kenti koruyamayacağını anlayan erkekler, çocuk, yaşlı ve kadınları Likya akropolüne sokarak orayı yakıyor. Daha sonra kendileri de savaşarak ölüyor. Bu dramatik süreç tarihte hep anlatılır." diye konuştu.
Varkıvanç, dikme anıt mezarlardan kentte yaklaşık 15 tane olduğunu, bu mezarların bölge dışında örneğine rastlanmadığını bildirdi.
"Anadolu’nun en iyi caddelerinden birisi burada"Xanthos’ta 500 yıl boyunca bölgede hakim olan kültürün en güçlülerinin, idarecilerinin yaşadığına işaret eden Varkıvanç, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu insanlar dikme anıt mezarlara gömülmüş. Ev tipini yansıtan mezarlar da var. Hemen her yöneticinin bir anıt mezara gömüldüğü ve mezarların büyük çoğunluğunun da günümüze kadar geldiğini görebiliyoruz. İskender'in kenti işgal etmesinden sonra Likya kültürü kayboluyor ve farklı bir kültürel süreç başlıyor. Resmi dil olarak Yunanca oturmaya başlıyor. Likya’nın kültürü de ortadan kalkıyor. Bölgenin en büyük kenti olma özeliğini de Patara’ya kaptırıyor. Xanthos'ta 3 agora, büyük bir ana cadde var. Taş kaplamalarıyla Anadolu'nun en iyi ele geçen caddelerinden birisi burada. Yazıtlarda anlatılan ama henüz tespit edilemeyen bir meclis binası var. Roma dönemine ait çok sayıda anıt mezar bulunuyor. Büyük bir rezidans, bey sarayı ve tiyatro da bulunuyor."
Varkıvanç, kentin UNESCO dünya miras listesinde yer almasının tanınmasına katkı sağladığını, Anadolu'daki birçok kentin de bu listeye gireceğini kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com