ANKARA
Anayasa Mahkemesi, duruşmalarda iddianamenin tümünün okunması yerine anlatılması ve güvenlik nedeniyle duruşmaların başka ilde yapılmasını öngören düzenlemeleri Anayasa'ya uygun buldu.
CHP, 6763 sayılı "Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüklerinin durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Başvuruyu esastan inceleyen Anayasa Mahkemesi, düzenlemelerin Anayasa'ya aykırı olmadığına karar vererek, iptal istemlerini oy birliğiyle reddetti.
İptali istenen hükümlerKanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na, "davanın nakli ve duruşmanın başka yerde yapılması"nı düzenleyen fıkra eklenmişti. CHP, "Mahkeme, fiili sebepler veya güvenlik gerekçesiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına karar verebilir. Bu karara karşı itiraz yolu açıktır." şeklinde eklenen fıkranın iptaline karar verilmesini talep etmişti.
Anayasa Mahkemesi, düzenlemenin iptal istemini reddetti. Gerekçede, dava konusu kuralla mahkemenin fiili sebepler veya güvenlik gerekçesiyle duruşmayı il sınırları içinde başka bir yerde yapabilmesine imkan sağlanarak, yargılama faaliyetinin elverişsiz koşullar altında sürdürülmesinin önüne geçilmesinin ve muhakemenin daha etkin şekilde yürütülmesinin amaçlandığı belirtildi.
Gerekçede, "Bu itibarla kanun koyucunun yargılamanın sağlıklı şekilde yürütülebilmesi amacıyla kamu yararını gözeterek öngördüğü kuralın adil yargılama hakkını zedeleyen bir yönü bulunmamaktadır." tespiti yapıldı.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, suçun işlenmesinden sonra yargılama makamlarının kurulması veya hakim atanması yönünde herhangi bir düzenleme içermeyen kuralda, "kanuni hakim güvencesi"ne de aykırılık bulunmadığı vurgulandı.
İddianamenin tümünün okunmamasıCHP, kanundaki bir başka düzenlemeyle "duruşmalarda iddianamenin tümünün okunması yerine anlatılması"nı öngören hükmün de iptalini istedi. İptal isteminde, düzenlemeyle adil yargılanma hakkının unsurları arasına yer alan isnadı öğrenme ve savunma yapma haklarının kısıtlandığı öne sürüldü.
Anayasa Mahkemesi bu düzenlemenin iptal istemini de reddetti. Gerekçede, Anayasa'da davaların makul bir süre içinde bitirilmesi gerekliliğinin açıkça ifade edildiği belirtildi.
Bu ilke gereğince devletin, yargılamaların gereksiz uzamasını engelleyecek tedbirleri almak zorunda olduğuna ancak bu amaçla alınacak kanuni tedbirlerin, yargılama sonucunda işin esasına yönelik adil ve hakkaniyete uygun bir karar verilmesine engel oluşturmaması gerektiğine işaret edildi.
Gerekçede, bu ilkelere uygun olmak kaydıyla yargılama usulüne ilişkin kuralları belirlemenin kanun koyucunun takdir yetkisinde bulunduğu, dava konusu kuralın da yargılama usulüne ilişkin olduğu kaydedildi.
Bu düzenlemenin, "iddianamenin duruşmalarda bütünüyle okunmasının bazı sorunlara neden olduğu, oldukça uzun süre aldığı, bazı davalarda bu aşamanın geçmesinin ayları bulduğu, bu durumun yargılamaları makul süre bakımından zorladığı" için getirildiği belirtilen gerekçede, yargılamanın uzamasının önlemesinin amaçlandığı vurgulandı.
Gerekçede, yargılamanın gereksiz yere uzamasını önlemek amacıyla kamu yararı gözetilerek, duruşmada iddianamenin veya iddianame yerine geçen belgenin okunması yerine iddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve delillerle suçlamanın hukuki nitelendirmesinin anlatılmasının öngörülmesinde adil yargılama hakkına aykırılık bulunmadığı bildirildi.
Anayasa Mahkemesi, kanunun, "Türkçe bilmeyen sanığa kendi dilinde iddianamenin okunması yerine anlatılmasının öngörülmesi"ni düzenleyen maddesinin iptal istemini de reddetti.
Gerekçede, bu kuralın da yargılamamın uzamasını engellemek amacıyla öngörüldüğü, kanun koyucunun takdir yetkisinde olduğu belirtildi.
Muhabir: Aylin Sırıklı
Kaynak: AA
dikGAZETE.com