Dünyaca ünlü Türk ressam Ahmet Yeşil'in "Sesler ve İzler" temalı sergisi, ABD'nin New York kentinin şehrin ünlü Soho bölgesinde sanatseverlerin beğenisine sundu.
Son sergisi ve 37 yıllık sanat hayatına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Yeşil, New York'ta 4. kişisel sergisini, ABD genelinde ise karma sergileriyle toplamda 11 sergi açtığını söyledi.
Yeşil, her sanatçının sanat hayatında Soho'da nitelikli bir galeride sergi açma düşüncesi ve beklentisi olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Soho, New York'un önemli sanat kültür merkezlerinden biri. Benim sanat yaşamımda da önemli sergilerden biri. New York, 'Sesler ve İzler' isimli sergimin 5. ayağı. İlk ayağı Çin'de açıldı, daha sonra Arnavutluk, Almanya ve Türkiye'de. Önümüzdeki 2 yıl içinde 5 sergim daha var. Onların hazırlığı içinde olacağım. Bugünkü açılışa çok yoğun ilgi vardı. Çok mutlu oldum. Her sanatçının her sergisi görücüye çıktığı zaman başta duyulan o endişe sergi sonunda gördüğü ilgi doğrultusunda coşkuya, heyecana ve motivasyona dönüşür. Şimdiye kadar 129 kişisel sergim oldu. Her sergide aynı heyecanı katlanarak hissediyorum.''
Yeşil, 35 yıllık sanat hayatında hem bedensel hem zihinsel olarak vücudunu terbiye ettiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çalışma temposu içinde olduğum zaman uykum 2,5 ya da 3 saati geçmişse bir rahatsızlığım var diye kendimden şüphe etmeye başlarım. Böyle bir tempoda trans halinde çalışıyorum. Derin bir uyku alışkanlığım yok ve bundan hiçbir zaman rahatsızlık duymadım. Bedenim de buna alışık olduğu için hiçbir zaman ters tepki vermedi, vermiyor da. Çünkü öyle terbiye olmuş. Bu sürenin hepsi tabii çalışma değil. Kendini yenileme, araştırma, birtakım yeni denemeler, hazırlıklar, çizimler de sürecin içinde oluyor. Bunlar tamamlandıktan sonra bütün o hazırlıklar tuval üzerine akmaya başlıyor."
''Frida Kahlo'nun yaşamı ile örtüşen benzerliklerimiz var"Sanat anlayışları ve akımlarından çok sanatçıların ortaya koyduğu performans ve sanat eserlerinden etkilediğini ifade eden Yeşil, Meksikalı ressam Frida Kahlo'nun hayat hikayesinden etkilendiğini ve Kahlo'nun yaşamı ile kendisininki arasında benzerlikler olduğunu söyledi.
Yeşil, ''Frida Kahlo ile ilgili 20 yıl önce Türkçeleştirilmiş metinler okuduğumda yaşamı beni çok etkilemişti. Çünkü yaşamındaki bazı benzerliklerle benim yaşamımdaki bazı benzerlikler örtüştüğü için öyle bir duygusal bağ kurmuştum. Mesela o, 17-18 yaşlarında kaza geçiriyor. Tıp fakültesi okuma hayali var. Ben de aynı yaşlarda aynı durumu yaşadım. Benim de tıp fakültesi okuma hayalim vardı. Güzel sanatlar okumamı da resim hocamız istiyordu. Frida Kahlo'nun öldüğü tarihte ben doğmuşum. Bu kadar tesadüf üst üste gelince Frida Kahlo ile tuhaf bir duygusal bağ ortaya çıktı. Eserleri zaten tartışılmaz." diye konuştu.
"Yaptığım bir resim yüzünden çok kötü dayak yedim"Yeşil, resimle tanışmasını ve sanat hayatının nasıl başladığını şöyle anlattı:
"İlkokula başladığım yıl bizim üst kata bir ressam teyze taşınmıştı. Ona 'ressam teyze' diyorduk. Çalışma atölyesine giderken beni de götürürdü ama resim yapmaya ilkokul 4. sınıfta başladım. Biraz disiplinsiz bir çocuktum. Yaptığım bir resim yüzünden çok kötü dayak yedim. Biraz hocanın hoşuna gitmeyen bir resimdi. Yani nü halinde çocuk ve kadınları yapmıştım. Onun yüzünden dayak yedim. Disiplin cezası alıp okuldan uzaklaştırılırım diye müdüre hanımın odasının kapısında bekliyordum. Biri geldi 'Hocam bu çocuğun ne olmuş eli yüzü kıpkırmızı.' dedi. 'Bıktık usandık bunun disiplinsizliklerinden' diye cevap verdi hoca. Çünkü her hafta bir disiplin cezam vardı. O kişi resmi gördü, bir şeyler söyledi. Disiplinden ve okuldan uzaklaştırılmaktan kurtuldum. Kulağımdan çekti hoca, 'Gir sınıfa bundan sonra adam gibi resim yap.' dedi. O hafta resim dersinde bir resim yaptım. Köy çeşmesi, su alan kadınlar. Çok hoşuna gitti ve ve panoya astı. Ondan sonra panoyu benim resimlerim süsledi. Haritaları bana çizdirmeye başladı. Ve ben ilkokulu o olaydan sonra disiplin cezası almadan birincilikle bitirdim."
Ortaokul biterken Güzel Sanatlar yerine Fen Lisesini bitirip dünyayı dolaşmak için Tıp Fakültesi okuma hayali olduğunu anlatan Yeşil, ''Bende 'Bir doktor dünyanın her tarafında karın doyurabilecek ekmek bulur.' mantığı vardı o zaman.'' dedi.
Resim öğretmeninin kendisini Güzel Sanatlar okumaya teşvik ettiğini belirten Yeşil, "Resim serüvenim böyle başladı. Önemli hocalardan dersler alarak ve üstüne kata kata 37 yıllık bir sanat yaşamını bu noktaya getirdik.'' ifadesini kullandı.
Yaşamı boyunca hayallerinin peşinden gittiğini dile getiren Yeşil, "Ailelere çocuklarını sanat etkinliklerine götürmelerini tavsiye ediyorum. Tiyatroya gidiyorlarsa tiyatroya, operaya gidiyorlarsa operaya götürsünler. Sergiye gitmek istiyorlarsa sergiye götürsünler. Çocuğun belleği tertemizdir, pırıl pırıldır. Her şeyden anlar zamanı gelince onu analiz etmeye başlar. Hem görsel hem hem zihinsel olarak estetik algı da gelişmiş olur." dedi.
Sergilerin kendi sanat yaşamına çok büyük katkısı olduğunu, değişik sanat çevreleriyle bir araya geldiğini, yeni insanlarla, sanatçılarla dostluklar kurduğunu söyleyen Yeşil, aynı zamanda da Türk sanatçı olarak ülkesinin tanıtımına hizmet ettiğini vurguladı.
"Mükemmel her zaman üç beş adım öndedir yetişemezsiniz"Ressam Yeşil, beğenmediği, içine sinmeyen bir esere imza atmayacağını belirterek şöyle devam etti:
"Ya yok ederim ya da bir kenara atarım. Farklı bir zaman diliminde bakarım. Eğer yapabileceğim bir şey varsa tekrar ele alırım yoksa yok ederim çünkü beni tatmin etmeyen bir resme imza atmam. Ticari amaçlı bakmam hiçbir zaman. Şaheser dediğiniz şey ise çalışma temponuzun disiplininizin hiç düşmeden devam etmesidir. Sanatçı her zaman mükemmelin peşindedir. Mükemmel her zaman üç beş adım öndedir yetişemezsiniz ona."
"Mersin'e bir kent müzesi şart"Bugün New York'un sanat ve kültürün merkezlerinden biri olduğuna dikkati çeken Yeşil, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sanata verilen destek hem ülke sanatını güçlendirir hem genç sanatçılara inanılmaz motivasyon ve örnek teşkil eder. Yaşadığım büyüdüğüm kent Mersin'de artık seçimler de bitti, yöneticilere sesleniyorum. Yeni seçilenler kent müzesini kazandırsın Mersin'e. Buradan, New York'tan sesleniyorum, Mersin'in bir kent müzesi yok. Bir kent müzesi şart. Sanat ve kültür birikimi olan bir kent. İnsan potansiyeli çok yüksek bir kent. Entelektüel potansiyeli çok yüksek bir kent. Ama maalesef sanat mekanlarında eksiklikler var. Bunlara da katkı sağlarlarsa biz de elimizden geleni yaparız."
İp ve halat figürlerinin kullanıldığı "Sesler ve İzler" sergisi 26 Nisan'a kadar Soho'daki Gallery Max'te sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
Ahmet Yeşil'in destek verdiği genç ressam Kadir Akyol'un "İmgenin Refleksi" sergisi de 4 gün boyunca New York Art Expo'da sergilenecek.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com