Ankara
Dünya kültürel ve doğal mirasının korunmasına öncülük eden Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), kuruluşunun 75. yılında da bu mirasın gelecek nesillere aktarılmasında güçlü katkısını sürdürüyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından, Londra'da 1-6 Kasım 1945'te eğitim ve kültür kurumu kurulması için düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) konferansı, gerçek barış kültürünü oluşturacak bir kurum kurmaya karar veren 44 ülkenin temsilcilerini bir araya getirdi.
Konferansın sonunda 37 ülke UNESCO'yu kurdu ve 16 Kasım 1945'te imzalanan UNESCO Kuruluş Sözleşmesi, 20 ülkenin onamasının ardından 4 Kasım 1946'da yürürlüğe girdi.
Türkiye de bu konferansta yer alarak, UNESCO'yu kuran ülkeler arasında yerini aldı.
UNESCO Genel Konferansının ilk oturumu ise oy hakkına sahip 30 hükümetin temsilcilerinin katılımıyla 19 Kasım-10 Aralık 1946'ta Paris'te gerçekleştirildi.
Öte yandan 25 Ekim-16 Kasım 1995'te düzenlenen UNESCO 28. Genel Konferansının 5.61. maddesi ve 28 Şubat 1997'te düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 51. Genel Kurulunun 95. maddesi gereğince, 16 Kasım günü "Uluslararası Hoşgörü Günü" olarak ilan edildi.
UNESCO da "Uluslararası Hoşgörü Günü" olarak kutlanan 16 Kasım 1945'te kuruldu.
UNESCO'nun yapısı ve işleyişi
Merkezi Paris'te bulunan UNESCO'nun iç yapısı Genel Konferans, Yürütme Kurulu ve Sekreterlik olmak üzere üç ana yapıdan oluşuyor.
UNESCO'nun en yetkili organını, Genel Konferans oluşturuyor. Genel Konferans, örgütün politikalarını ve temel çalışma planını belirlemenin yanı sıra örgütün çalışma programları ve bütçesinin kabul edilmesi ve Yürütme Kurulu üyeleri ve Genel Direktörünü seçme yetkisine sahip.
Yürütme Kurulu, Genel Konferans kararıyla 4 yıl için seçilen 58 üyeden oluşuyor. Seçimler, büyük ölçüde kültürlerin çeşitliliği ve coğrafi dağılım göz önünde bulundurularak yapılıyor. Yürütme Kurulu yılda 2 kez toplanıyor. Türkiye, Yürütme Kurulunda 1946'dan itibaren 27 yıl temsil edildi.
UNESCO Sekreterliği de Genel Konferans tarafından 6 yıl için seçilen genel direktör ve genel direktör tarafından görevlendirilen personelden oluşuyor.
UNESCO'nun misyonu ise insanlığın zihninde barışı, eğitim, doğa bilimleri, sosyal ve beşeri bilimler, kültür, bilgi ve iletişim aracılığıyla inşa etmek şeklinde tanımlanıyor.
Türkiye, UNESCO'yu güçlendirmeyi temel alan perspektif içerisinde hareket ediyor
Türkiye, UNESCO Sözleşmesi'ni 20 Mayıs 1946 tarihli ve 4895 sayılı kanunla onadı. Bu onamanın ardından UNESCO Kuruluş Sözleşmesi'nin 7. maddesi gereğince UNESCO Genel Direktörlüğünün Türkiye'deki tek ve yasal temsilcisi niteliğinde olan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu 25 Ağustos 1949'da faaliyete geçti.
UNESCO Yürütme Kuruluna Türkiye adına 1946-1949'da Reşat Nuri Güntekin, 1949-1951'de Ahmet Kutsi Tecer, 1958-1966'da Prof. Dr. Bedrettin Tuncel seçildi. Tuncel, 1964 sonunda UNESCO Yürütme Kurulu Başkan Vekili oldu ve 1966 yılı sonunda UNESCO'nun 20. yıl dönümünde, iki yıl için (1966-1968) UNESCO Genel Konferansı Başkanı seçildi. Türkiye, Yürütme Kurulunda daha sonra Prof. Dr. Erdal İnönü (1978-1983), Prof. Dr. Talat Halman (1991-1995) ve Prof. Dr. Orhan Güvenen tarafından temsil edildi.
UNESCO Genel Merkezi'nde 30 Ekim-14 Kasım 2017'de gerçekleştirilen UNESCO 39. Genel Konferansı kapsamında, 8 Kasım 2017 tarihli oturumda UNESCO Yürütme Kuruluna 2017-2021 dönemi için yapılan seçimler neticesinde Türkiye oy kullanma hakkı olan 184 üye devletin 134'ünden oy alarak Yürütme Kuruluna seçildi.
Öte yandan, geçen yıl UNESCO Genel Konferans Başkanlığına Türkiye'nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Altay Cengizer seçildi. Cengizer, 2 yıl boyunca söz konusu başkanlığı yürütecek.
Özellikle son dönemlerde UNESCO'nun bütün programlarında varlık göstermeye başlayan Türkiye, UNESCO'yu güçlendirmeyi temel alan bir perspektif içerisinde hareket ediyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com