"Hayata +1 değer katmak" için çalışma grubu olarak 2009'da faaliyetlerine başlayan ve 2011'de dernekleşme yoluna giden Down Sendromu Derneği, farkındalığı artırmak, aile ve uzmanlara destek vermek ve tüm kurumlarla iş birliği içinde çalışmak misyonuyla hareket ediyor.
Toplumdaki engellilik algısını olumlu yönde etkileyecek projelere imza atan dernek, down sendromluların her yaş ve konumda karşılaştıkları zorluklarla mücadele ederek, onlara fırsat eşitliği sağlamak ve toplumdaki yerlerini sağlamlaştırmak adına farkındalık çalışmalarını sürdürüyor.
"Benim Sesim Benim Toplumum" projesiyle down sendromlu bireyleri güçlendirerek, haklarına sahip çıkmalarını kolaylaştıran dernek, "+BiDown Kariyer ve Bağımsız Yaşam Akademisi"yle onları bağımsız bireylere dönüştürerek, sosyal yaşama hazırlıyor.
Tüm Türkiye'ye yaygınlaştırılması hedefleniyor"Bağımsızım Çünkü Çalışıyorum: İş Koçu Destekli İstihdam Programı"yla 2012'den bu yana down sendromluların üretken bir çalışana dönüşerek aile ve ülke ekonomisine katkıda bulunmalarını sağlamak için faaliyet yürüten dernek, Türkiye'deki büyük firmalardan da istihdam desteği görüyor.
Down sendromlu bireylerin iş hayatına katılımlarını kolaylaştıracak koçlarını ise "Destekli İstihdam İş Koçu Eğitim Programı"yla yetiştiren dernek, tüm Türkiye'ye yaygınlaştırılmasını hedeflediği program için İŞKUR ile protokol imzaladı.
Protokol kapsamında İŞKUR bünyesinde çalışan iş ve meslek danışmanları, derneğin eğitim programına dahil edildi.
Bir hafta teorik üç hafta pratik olarak uygulanacak eğitimlerde özel gereksinimli bireylerle doğrudan çalışma imkanı bulan iş koçları, eğitim sonunda "Destekli İstihdam İş Koçluğu Sertifikası" almaya hak kazanarak, kariyerlerini engelli bireylerin iş ve meslek danışmanı olarak sürdürecek.
"Türkiye'de 90'dan fazla genci işe yerleştirdik"Down Sendromu Derneği Başkanı Gün Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, down sendromluların hayata tam bağımsız katılmasının ve mutlu bir yaşam kurmasının temel hedefleri olduğunu söyledi.
Bu kapsamda çalışma modellerini 3 farklı şekilde gerçekleştirdiklerini belirten Bilgin, ilk olarak down sendromluların hedefe ulaşmalarını sağlayacak eğitim programları geliştirdiklerini ve bunları birer model olarak çalıştıklarını anlattı.
Eğitimlerde belirli bir sayı hedefi olmadığının altını çizen Bilgin, "Çünkü ne kadar çok insan ve merkez kurarsanız kurun, bir yerde kısıtlı kalmak zorundasınız. Ancak bir model geliştirip daha sonra bu modeli kendi memleketinde uygulayacak eğitmenleri yetiştirebilirseniz, o zaman piramit gibi bütün Türkiye'yi kapsayacak bir noktaya getirebilirsiniz. Bizim çalışmalarımızın temelindeki prensip bu." dedi.
Bilgin, istihdam eğitimleri sayesinde down sendromluların iş hayatında yer alabileceğinin Türkiye'de kanıtlandığına dikkati çekerek, düzgün bir model ile gereken desteğin sağlanması sonucunda ekonomiye katkı sağlayan bir çalışan olarak hayata katılabileceklerinin artık bilindiğini ifade etti.
"Akla gelebilecek her sektör ve alanda çalışabiliyorlar"İstihdam ve iş koçluğu modelinde ülkedeki birçok firmayla iş birliği yaptıklarını söyleyen Bilgin, "Yanlış bir algı var. Down sendromlu bireyler sadece garsonluk yapmıyorlar. Muhasebe ve insan kaynakları departmanları, banka, restorant, otelin kat hizmetleri gibi akla gelebilecek her sektör ve alanda çalışabiliyorlar. Şu anda Türkiye'nin 18 şehrinde 90'dan fazla genci işe yerleştirdik. Bu gençlerin istihdamının sürekliliği oranı yüzde 82." diye konuştu.
Bilgin, her bireyin işe yerleştirilmesinin 3 haftalık bir çalışmayla gerçekleştiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Hem çalışan hem de iş veren havuzumuz var. 'Doğru işe doğru insan' prensibimizle aranan işe uygun karakterdeki adayları belirliyoruz. Sonrasında, mülakatın nasıl yapıldığına dair eğitim vererek mülakata yolluyoruz. Eğer mülakatı geçerse bu sefer de firmaya çalışacakları down sendromlu kişiyle nasıl iletişim kurmaları, ne yapmaları ve yapmamaları gerektiğine dair eğitim veriyoruz. Daha sonra destekli istihdam iş koçumuz işe giren kişiyle birlikte 2 hafta boyunca çalışıyor. Zamanla kendini geriye çekerek çalışanı bağımsızlaştırıyor. İşe yerleştirdiğimiz kişi o firmada kaldığı müddetçe biz de firmanın ve bireyin yanındayız. Aylık rutin görüşmelerimiz oluyor ancak özel bir durumda da telefonun ucundayız. Artık iş koçları yetiştiriyoruz ki onlar kendi yerleştirmelerini yapsınlar ve bu program da yaygınlaşsın."
"Dünyada da bunun öncülüğü yapıyoruz"Gün Bilgin, iş koçu destekli istihdam programı kapsamında İŞKUR ile başlattıkları çalışmada İstanbul'u pilot il olarak belirlediklerini söyledi.
Çalışmanın 1,5 yıl sürmesini planladıklarını aktaran Bilgin, "İŞKUR'un belirlediği çalışanlar, toplam 4 haftalık bir eğitim sürecinden geçerek sertifika alacaklar. Eğitim sonunda bizim süpervizörlüğümüzde onlarla beraber işe yerleştirme yapılacak." dedi.
Bu iş birliğinin çok büyük bir adım olduğuna inandıklarını dile getiren Bilgin, "Bu aslında devlet nezdinde destekli istihdamın kabul edildiğini ve bunun bir politika olarak uygulanmaya başlandığını gösteriyor. Ayrıca, çalışma sadece down sendromlu bireyleri kapsamayacak. İŞKUR bünyesinde bütün engellilerin faydasına uygulamaya alınacak bir program. Devletin bu konuya yakınlık göstermesi destekli istihdamın yaygınlaşması adına çok önemli ve büyük bir adım. Devlet olarak dünyada da bunun öncülüğü yapıyoruz." şeklinde konuştu.
Down sendromlu gençler bağımsız yaşamayı öğreniyorBilgin, artık eğitim hayatı sona eren ve bağımsız hayata hazırlanma ihtiyacı olan 18 yaş ve üstü gençleri 2 yıl süren "+BiDown Bağımsız Yaşam Programı"na dahil ettiklerini anlattı.
Programda, haftanın 1 günü mutfak, 2 günü de tek başına seyahat, toplu ulaşım kullanımı, alışveriş yapmak gibi hayatın içinden tüm konularda eğitim verildiğini aktaran Bilgin, "Hedef bağımsız bir yaşam kurabilmekse hangi otobüse binip nereye gideceğini bilmesi işe tek başına gidebilmesi lazım. Kendi sınırlarını bilmesi ve gerektiğinde kendini koruyabilmesi gerekli." diye konuştu.
Bilgin, "Benim Sesim Benim Toplumum, Söz+1" adlı öz savunuculuk programına da değinerek, "Eskiden engellilerin sesleri yoktu. Sonra engelliler adına benim gibi savunucular ses çıkarmaya başladı. Artık engellilerin kendileri konuşuyor. Öz savunucu olarak çıkıyorlar. Çok da anlamlı bir sloganları var, 'Ben olmadan benim hakkımda asla'. Yani, 'Beni destekle teşekkür ederim ancak benim adıma konuşma.' diyorlar. Bu kapsamda 7 gencimize öz savunuculuk eğitimi verdik. Bu yıl her biri kendi şehirlerinde, kendi öz savunuculuk çalışma gruplarını kurdular. 2 haftada bir toplanıyorlar. Onlar için hayatlarında fark yaratacak bir konuyu seçiyorlar. Daha sonra o konuyla ilgili ne yapabileceklerini tartışıyorlar." ifadelerini kullandı.
Eğitim bursuyla 1 yıllık masrafları karşılanacakDown sendromlu gençlerin eğitimi için valilik onayıyla kampanya başlattıklarına işaret eden Bilgin, 108 çocuğun 1 yıllık eğitimini karşılamayı hedeflediklerini söyledi.
Kampanya için toplumdan destek beklediklerini vurgulayan Bilgin, "Şu anda 70 çocuğumuza burs vermeye başladık." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com