USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Donanma Komutanlığındaki darbe girişimi davasına devam edildi

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin, 92 sanığın, haklarında birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Donanma Komutanlığındaki darbe girişimi davasına devam edildi
23-09-2017 04:22
Google News

KOCAELİ

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 13'ü firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde özel olarak yapılan 250 kişi kapasiteli salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve bazı yakınları katıldı.

Eski Gölcük Ana üs Komutanı emekli Tuğamiral Ali Sadi Ünsal, sözlü olarak mahkemeye müdahillik talebinde bulundu.

Duruşmayı, Memur Sen Kocaeli İl Temsilcisi Şahin Yaşlık, STK temsilcileri ve vatandaşlar da takip etti.

İzinli olmasına ve TCG Yavuz Savaş Gemisi'nin personeli olmasına karşın 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığında yaşanan olaylarda tutuklu sanık Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu belirtilen tutuksuz sanık astsubay F.M.M. savunma yaptı.

İzinli olduğu için evde olduğunu ve erkenden yattığını, eşinin telaşla uyandırdığını ve televizyonda Boğaz Köprüsü'nün askerler tarafından kapatıldığını söylediğini anlatan F.M.M, olayın terör saldırısı olduğunu sandığını belirtti.

Daha sonra televizyonda Başbakanın 'bu bir kalkışmadır' şeklindeki açıklamasını izlediğini ve olayın darbe girişimi olduğunu anladığını ifade eden F.M.M, beylik silahını alarak, birliğin içindeki lojmandan dışarı çıkıp, fırından ekmek almaya gittiğini dile getirdi.

"Eşimi dinleseydim bunlar başıma gelmeyecekti"

Lojmana dönmek için üsse girdiği sırada İmren'in askerlere, 'Arkadaşlar birliğe saldırı var. Korumak için herkes elinden geleni yapacak.' şeklinde konuşma yaptığını anlatan F.M.M, "Ben, darbecilerin birliğe saldıracağını sanarak, darbecilere karşı çıkmak için üstte görev almak istedim. Eşim o sırada bana gitme dedi. Darbe olduğunu biliyordum ama İmren'in darbeci olduğunu bilmiyordum. Keşke eşimi dinleseydim, bunlar başıma gelmeyecekti." diye konuştu.

F.M.M, vatandaşların toplanmaya başladıkları Donanma kapısına gittiklerini, İmren'in, havaya ateş edin emri verdiğini ve diğer askerlerle birlikte ateş ettiklerini söyledi.

İmren darbeci çıktı"

İmren'in darbecilerin Denizaltı Filo Komutanlığına girdiğini, personeli rehin aldıklarını söylediğini belirten F.M.M, şöyle konuştu:

"Bazı askerlerle birlikte filoya gittik. Her an çatışma çıkacakmış gibi hazırlandık. Ancak, İmren'in yalan söylediğini gördük. Çünkü filoda az bir asker vardı ve hiç bir hareketlenme yoktu. Kardeşim de gemide astsubaydı. Dahili telefonla arayıp İmren'in filonun darbeciler tarafından ele geçirildiğini söylediğini ilettim. Kardeşim, 'abi öyle birşey yok. Sakın inanma' dedi. Komutan yalan söylemez ama yalan söylemişti. Bizde bir güvensizlik oldu İmren'e karşı. O sırada Metin Uzman Çavuş, "İmren darbeci çıktı' dedi. Bölgeden ayrılmayı düşündük. Ana Üs Komutanı Hayrettin İmren darbeci olduğu için, kaçarsak biz de darbeci konumuna düşeriz diye düşünerek, kaçmaktan vazgeçtik."

"İmren, 'Hükümeti devirdik' dedi"

Sanık F.M.M, saat 03.30'da İmren'in yanına gittiklerini, 'komutanım biz burada ne yapıyoruz' diye sorduklarını belirterek, "Bize çok kızdı. Bağırdı, azarladı. 'Ne demek ne yapıyoruz' diye çıkıştı. Yalanının ortaya çıktığını anlayınca, 'Hükümeti devirdik. Sıkıyönetim ilan edildi. Donanma Komutanı gelse vururum.' dedi. Kandırıldığımızı anladık. Biz orada farkında olmadan darbeci durumuna düşmüştük. Şerefsiz darbeci Hayrettin İmren'in eline düşmektense, bizi kendi arkadaşlarımız alsın dedik. Diğer askerlerin olduğu yere giderek, 'Şerefsiz İmren darbeci çıktı. Şerefliyseniz bizimle gelin, teslim olalım. Şerefsizseniz burada kalın' dedim. Hepsi beni dinledi. Oradan ayrıldık. Bir albaya giderek silahlarımızı teslim ettik." şeklinde konuştu.

İmren o sırada söz alarak, 'kapıya ben mi sizi çağırdım' şeklindeki soruya F.M.M, "Evet siz çağırdınız. 'Lojmanlardaki askerleri de çağırın gelsin, karılarının eteklerinin altına saklanmasınlar' dediniz." şeklinde cevap verdi.

"Sen bana çelik yelek getirip, komutanım kendinizi koruyun" diyen sen değil miydin şeklindeki İmren'in sorusunu ise F.M.M, "Hayır ben öyle birşey demedim. Çelik yelek zaten üzerinizdeydi." yanıtını verdi. Bazı sanıklar söz alarak, İmren'e çelik yeleği başka bir askerin getirdiğini söyledi.

Tutuksuz sanık F.M.M darbeci olmadığını, kanuna aykırı bir emri yerine getirmediğini ve suçsuz olduğunu ileri sürerek, beraatini istedi.

Sanık avukatı, müvekkilinin ailesinin geçimini sağlamak için iş bulduğunu ancak adli kontrol şartının sadece pazar gününe alınması talebinde bulundu.

"İmren'in emriyle ateş ettik"

Uzman Çavuş olarak görev yaptığı 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölcük Donanma Komutanlığında yaşanan olaylarda Üs Komutanı darbeci tutuklu sanık Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, Donanma Komutanlığında gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ve Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın cezaevi aracına konulması ve İstanbul'a gönderilmesi ile diğer personelin gözaltına alınmaları ve etkisiz hale getirilmeleri sürecinde aktif olarak bulunduğu, İmren'in ateş emrine uyarak tabancası ile ateş ettiği belirtilen Murat Dikkaya da savunmasında, üzerine atılı suçları kabul etmediğini söyledi.

O gece Donanma Komutanlığında kırmızı alarm verildiğini, herkesin silahlanıp, kapı 2'ye gelmesi yönünde mesaj aldığını anlatan Dikkaya, "Biz kapıya gittik. İmren geldi, 'birliğimizi koruyacağız' dedi. O sırada vatandaşlar kapının önünde toplanmış, birliğe girmeye çalışıyordu. İmren'in emri ile havaya ateş ettik. Sonra geriye çekilerek, 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' ve 'Asker millet el ele' şeklinde sloganlar attık. Vatandaşlar bizi alkışlayarak, biraz sakinleşti.

"Komutanlar emir verseydi İmren'i vururdum"

Hayrettin imren'in, Donanma Komutanını tutuklayacağını, gerekirse vuracağını söylemesi üzerine herkesin çok şaşırdığını anlatan Dikkaya, İmren'in, emirleri uygulamayacağını ifade eden yüzbaşı Gökhan Cingi'ye silah çekerek, vatan haini dediğini, çeşitli hakaretlerde bulunduğunu, daha sonra nezarete attırdığını aktardı.

İmren'in birlik içinde gezerek, askerleri tehdit ettiğini, kafalarına silah dayayarak, emrini dinlemeyenleri vuracağını söylediğini anlatan Dikkaya, gözyaşları içinde sürdürdüğü savunmasında, "İmren'in yaptıklarını üstlerime anlattım. Bana kimse şöyle yap, böyle yap demedi. Bana bir komutanım, 'Bak Murat, bu Hayrettin İmren darbe yapıyor. Tutukla, vur deseydi emri gözümü kırpmadan yerine getirirdim. Donanma Komutanlığında bir sürü rütbeli subay var. Biri kalkıpta İmren'ne ne yapıyorsun demedi. İmren'in kanunsuz hiç bir emrini yerine getirmedim. Darbe teşebbüsünde bulunmadım. Tanklarla, uçaklarla vatandaşlarımızı öldüren böyle cani bir yapıyla benim ne işim olabilir. Suçsuzum, tahliyemi talep ediyorum." şeklinde konuştu.

"Emrini dinlemeyince silahla tehdit etti"

Uzman çavuş olarak görev yaptığı 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölcük Donanma Komutanlığında yaşanan olaylarda Üs Komutanı darbeci Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, gözaltına alınmasını istediği kişileri gözaltına aldığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, Donanma ile ilgili Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından hazırlanan "bilirkişi raporu"nda olaylara doğrudan karıştığı yönünde tespit yapıldığı ve İmren'in ateş emri vermesi üzerine ateş eden askerler arasında olduğu belirlenen tutuklu sanık Abdülaziz Yıldız, savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Mesleğe 6 ay önce başladığını, 15 Temmuz akşamı Donanma Komutanlığında kırmızı alarm verildiğini ve terör saldırısı denildiğini öne süren Yıldız, "İmren bize Poyraz Limanı'na hücum botu gelecek, sakın bu botu yanaştırmayın dedi. Bir süre sonra, yanımıza gelerek, 'Donanma Komutanı gelirse onu vuracağım' diye konuştu. Biz çok şaşırmıştık. Biz Merkez Komutanlığına gittik, odada saklandık. Bizi aramış. Orada olduğumuzu öğrenince geldi. Çok kızdı. Siz benim emrimi nasıl dinlemezsiniz diye hakaretler etti. Vur emri var, sizi vururum dedi.

Televizyon olmadığı için ne olduğunu öğrenemediklerini ileri süren Yıldız, "Kimin darbeci kimin darbeye karşı olduğunu bilmiyorduk. Komutanlarımız da bize ne yapmamız gerektiğini söylemediler. İmren, hepimize silah çekerek vurmakla tehdit ediyordu. Biz uzman çavuş olarak amirale karşı ne yapabilirdik. Yine de kanun dışı bir emri yerine getirmedik. Darbeci değilim. Suçsuzum." diye konuştu.

"Suçluysam beni idam etsinler"

Uzman Çavuş olarak görev yaptığı 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölcük Donanma Komutanlığında yaşanan olaylarda Üs Komutanı darbeci Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, gözaltına alınmasını istediği kişileri gözaltına aldığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu ve İmren'in ateş emri vermesi üzerine ateş eden askerler arasında olduğu belirlenen tutuklu sanık Hasan Özbudak, savunmasında suçsuz olduğunu öne sürdü.

Özbudak, 15 Temmuz akşamı Donanma Komutanlığı kapısında nöbetçi olduğunu, vatandaşların toplanması üzerine İmren'in emriyle havaya ateş ettiklerini söyledi.

Sicil amirinin, 'Donanma Komutanı yok. Hayrettin İmren ne emrederse yerine getirin' dediğini ileri süren Özbudak, o sırada İmren'in vatandaşlara, 'Gerizekalılar, aptallar' şeklinde bağırdığını ifade etti.

Darbecilere destek vermediğini, FETÖ'cü olmadığını savunan Özbudak, "Kırmızı alarm verildiğini söylediler. Terör saldırısı olacak dediler. Birliğimizi korumak için mücadele ettim. FETÖ'cü olsam beni önce babam vururdu. Adam vurursun, hırsızlık yaparsın, cezaevine girersin. Ama vatan hainliğinden yargılanmak ağırıma gidiyor. Suçluysam beni idam etsinler." şeklinde konuştu.

Sanık Özbudak'ın avukatı, yargılananların büyük bir bölümünün asker olduğunu belirterek, mahkemede askeri hukuk uzmanı olmasını talep etti.

Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, tahliye ve beraat taleplerin reddedilmesi ile tutukluların bu hallerinin devam edilmesi yönünde karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti ara kararında tahliye taleplerini reddederek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanık F.M.M'nin adli kontrolünün pazar günleri yapılmasına ve emekli Tuğamiral Ali Sadi Ünsal'ın müdahillik talebinin mahkemeye mağduriyetini anlatan bir dilekçeyle müracaat etmesine karar vererek, duruşmayı pazartesi gününe erteledi.

Muhabir: Metin Girgin

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ