AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "Parlamentoda, en büyük insanlık suçu olan teröre destek verilemez. Kürsü dokunulmazlığı dışında da bunlar gündeme geliyorsa, parlamentonun onurunun kirletilmesine karşı bir tavır almak gerekir" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Çelik, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, Alevi ve Roman vatandaşlarla ilgili yapılacak düzenlemeye ilişkin sorusuna Çelik, "Bu Anadolu’nun geleneksel insan merkezlerine ve cem evlerine hukuki statü verilmesine ilişkin çalışmalar son aşamaya gelmiş durumdadır" karşılığını verdi.
"Dokunulmazlıklar konusunda CHP ile gerçekleştirilen görüşmeye" ilişkin soruya Çelik, "Dokunulmazlık, parlamentolara verilmiş haktır. Parlamentoların herhangi bir vesayet altında olmaması, parlamenter sistemin herhangi bir şekilde baskı altına girmemesi için ortaya çıkmış düzenlemedir. Meclis’te fezlekeler var. Son zamanda da özellikle bazı milletvekillerinin açık bir şekilde terör örgütüne destek vermesi çerçevesinde fezlekelerle ilgili gündem siyasetin merkezine yerleşmiştir. Bu siyaset üzerinde bir yüktür. Siyasetin bu yükü taşımaması gerektiğini düşünüyoruz. Parlamentoda, en büyük insanlık suçu olan teröre destek verilemez. Kürsü dokunulmazlığı dışında da bunlar gündeme geliyorsa, parlamentonun onurunun kirletilmesine karşı bir tavır almak gerekir" karşılığını verdi.
Siyasi partilerin milletvekilliği dokunulmazlığı konusunda aldığı tutumu değerlendiren Çelik, "Bu kadar birikmiş fezlekeyle ilgili siyasetin daha fazla bu yükü daha fazla taşımasına gerek yok. Bu, uzun zamandır tartışılıyor. Dolayısıyla siyaset bu yükten kurtulmaya karar vermiştir. Başka partiler, başka zaviyeden yaklaşmıştır. Burada teröre karşı duruşun net bir şekilde ortaya konulması ve fezlekeler konusundaki bu yükten kurtulması bakımında kapı açılmıştır" diye konuştu.
“SALDIRGANIN TÜRKİYE TARAFINDAN İADE EDİLDİĞİ VE KARŞI TARAFIN BUNUNLA İLGİLİ UYARILDIĞI NETTİR”
Başka bir gazetecinin, "Belçika’nın, Brüksel saldırganının Türkiye’nin uyarısını dikkate almadığı yönünde haberler vardı. Bugün yeni bir haber ortaya çıktı, bu saldırganın iki defa sınır dışı edildiği yönünde?" sorusunu Çelik, "Burada bu saldırganının Türkiye tarafından iade edildiği ve karşı tarafın bununla ilgili uyarıldığı nettir. Onlar, şöyle bir değerlendirmede bulunuyorlar, diyorlar ki ’Bu saldırganın bizdeki kayıtlarında herhangi bir terör eylemine bulaştığına dair bir bilgi yoktu, sadece birtakım adi suçlara bulaştığı’ yönünde bilgi vardı. Burada net bir şekilde görülüyor ki birincisi şu, biz bu saldırganı yakalamışız, Suriye’den geçmesine müsaade etmemişiz, iki tarafı da hem Belçika’yı hem Hollanda’yı uyarmışız. Çünkü, şahsın vatandaşlığı Belçika ama Hollanda’da oturma izni var. İki tarafı da uyarmışız. Birincisi bu herkese gösteriyor ki bir kere daha hem Türkiye’nin içinde hem dışında Türkiye DAİŞ saldırganlarını koruyor gibi kara propagandanın bir kere daha boş olduğu ortaya çıkıyor" şeklinde cevapladı.
“ÖZELLİKLE HDP’YE SÖYLÜYORUM, PROPAGANDA YAPANLARIN BİRAZ UTANMASI GEREKİR”
Çelik, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bu, net bir şekilde Türkiye’nin birebir bu DAİŞ denilen terör örgütüyle nasıl mücadele ettiğini gösteren bir şeydir. Dolayısıyla, hem Türkiye’nin içinde hem dışında sanki hükümet bu DAİŞ terör örgütünün mensuplarını himaye ediyormuş gibi, özellikle HDP’ye söylüyorum, propaganda yapanların biraz utanması gerekir. Birileri PKK ile yakınlıklarını örtbas etmek için hükümete karşı sürekli olarak bunlar DAİŞ’le yan yana duruyor gibisinden bir kara propaganda faaliyeti içindedirler. Öbür tarafın, Türkiye’nin bu iade gerekçesini dikkate alması gerekirdi. Sadece birtakım adli kayıtlara bakılarak bu şahıs serbest bırakılmışsa, ortaya çıkan tabloda bu şahıs hepimizin içini acıtan kanlı bir terör eylemine imza attı."
"AMERİKA’DAKİ SAVCININ TASARRUFU”
Reza Zarrap’ın tutuklanmasına ilişkin soruya Çelik, "Amerika’daki savcının tasarrufu. İbretle izlediğim şudur, Amerika’daki bir tasarruf üzerinden Türkiye’nin iç siyasetinin nasıl dizayn edilebileceğine, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bazı arkadaşlarımıza karşı nasıl karşıtlık üretilebileceğine dair hastalıklı bir faaliyet var. Maalesef, herhangi bir olayı değerlendirirken nedensellik bağı olmayan ve hastalıklı birtakım muhalif çabalara lojistik unsur üretmeye çalışan gerçek bağlarından koparılmış haber ve yorumlar yapılıyor. Bu olaylarla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının ya da AK Parti’nin herhangi bir şekilde yan yana anılması dahi söz konusu olamaz" karşılığını verdi.
(İHA)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Çelik, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, Alevi ve Roman vatandaşlarla ilgili yapılacak düzenlemeye ilişkin sorusuna Çelik, "Bu Anadolu’nun geleneksel insan merkezlerine ve cem evlerine hukuki statü verilmesine ilişkin çalışmalar son aşamaya gelmiş durumdadır" karşılığını verdi.
"Dokunulmazlıklar konusunda CHP ile gerçekleştirilen görüşmeye" ilişkin soruya Çelik, "Dokunulmazlık, parlamentolara verilmiş haktır. Parlamentoların herhangi bir vesayet altında olmaması, parlamenter sistemin herhangi bir şekilde baskı altına girmemesi için ortaya çıkmış düzenlemedir. Meclis’te fezlekeler var. Son zamanda da özellikle bazı milletvekillerinin açık bir şekilde terör örgütüne destek vermesi çerçevesinde fezlekelerle ilgili gündem siyasetin merkezine yerleşmiştir. Bu siyaset üzerinde bir yüktür. Siyasetin bu yükü taşımaması gerektiğini düşünüyoruz. Parlamentoda, en büyük insanlık suçu olan teröre destek verilemez. Kürsü dokunulmazlığı dışında da bunlar gündeme geliyorsa, parlamentonun onurunun kirletilmesine karşı bir tavır almak gerekir" karşılığını verdi.
Siyasi partilerin milletvekilliği dokunulmazlığı konusunda aldığı tutumu değerlendiren Çelik, "Bu kadar birikmiş fezlekeyle ilgili siyasetin daha fazla bu yükü daha fazla taşımasına gerek yok. Bu, uzun zamandır tartışılıyor. Dolayısıyla siyaset bu yükten kurtulmaya karar vermiştir. Başka partiler, başka zaviyeden yaklaşmıştır. Burada teröre karşı duruşun net bir şekilde ortaya konulması ve fezlekeler konusundaki bu yükten kurtulması bakımında kapı açılmıştır" diye konuştu.
“SALDIRGANIN TÜRKİYE TARAFINDAN İADE EDİLDİĞİ VE KARŞI TARAFIN BUNUNLA İLGİLİ UYARILDIĞI NETTİR”
Başka bir gazetecinin, "Belçika’nın, Brüksel saldırganının Türkiye’nin uyarısını dikkate almadığı yönünde haberler vardı. Bugün yeni bir haber ortaya çıktı, bu saldırganın iki defa sınır dışı edildiği yönünde?" sorusunu Çelik, "Burada bu saldırganının Türkiye tarafından iade edildiği ve karşı tarafın bununla ilgili uyarıldığı nettir. Onlar, şöyle bir değerlendirmede bulunuyorlar, diyorlar ki ’Bu saldırganın bizdeki kayıtlarında herhangi bir terör eylemine bulaştığına dair bir bilgi yoktu, sadece birtakım adi suçlara bulaştığı’ yönünde bilgi vardı. Burada net bir şekilde görülüyor ki birincisi şu, biz bu saldırganı yakalamışız, Suriye’den geçmesine müsaade etmemişiz, iki tarafı da hem Belçika’yı hem Hollanda’yı uyarmışız. Çünkü, şahsın vatandaşlığı Belçika ama Hollanda’da oturma izni var. İki tarafı da uyarmışız. Birincisi bu herkese gösteriyor ki bir kere daha hem Türkiye’nin içinde hem dışında Türkiye DAİŞ saldırganlarını koruyor gibi kara propagandanın bir kere daha boş olduğu ortaya çıkıyor" şeklinde cevapladı.
“ÖZELLİKLE HDP’YE SÖYLÜYORUM, PROPAGANDA YAPANLARIN BİRAZ UTANMASI GEREKİR”
Çelik, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bu, net bir şekilde Türkiye’nin birebir bu DAİŞ denilen terör örgütüyle nasıl mücadele ettiğini gösteren bir şeydir. Dolayısıyla, hem Türkiye’nin içinde hem dışında sanki hükümet bu DAİŞ terör örgütünün mensuplarını himaye ediyormuş gibi, özellikle HDP’ye söylüyorum, propaganda yapanların biraz utanması gerekir. Birileri PKK ile yakınlıklarını örtbas etmek için hükümete karşı sürekli olarak bunlar DAİŞ’le yan yana duruyor gibisinden bir kara propaganda faaliyeti içindedirler. Öbür tarafın, Türkiye’nin bu iade gerekçesini dikkate alması gerekirdi. Sadece birtakım adli kayıtlara bakılarak bu şahıs serbest bırakılmışsa, ortaya çıkan tabloda bu şahıs hepimizin içini acıtan kanlı bir terör eylemine imza attı."
"AMERİKA’DAKİ SAVCININ TASARRUFU”
Reza Zarrap’ın tutuklanmasına ilişkin soruya Çelik, "Amerika’daki savcının tasarrufu. İbretle izlediğim şudur, Amerika’daki bir tasarruf üzerinden Türkiye’nin iç siyasetinin nasıl dizayn edilebileceğine, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bazı arkadaşlarımıza karşı nasıl karşıtlık üretilebileceğine dair hastalıklı bir faaliyet var. Maalesef, herhangi bir olayı değerlendirirken nedensellik bağı olmayan ve hastalıklı birtakım muhalif çabalara lojistik unsur üretmeye çalışan gerçek bağlarından koparılmış haber ve yorumlar yapılıyor. Bu olaylarla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının ya da AK Parti’nin herhangi bir şekilde yan yana anılması dahi söz konusu olamaz" karşılığını verdi.
(İHA)