USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Teknoloji

Doğa dostu biyoplastikler petrol bazlı plastiklere alternatif olabilir

İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya-Metalurji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Reza Nofar, petrol bazlı plastiklere alternatif olarak doğada çözünebilen biyoplastikler üzerinde çalıştıklarını kaydetti.

Doğa dostu biyoplastikler petrol bazlı plastiklere alternatif olabilir
30-01-2025 14:03
Google News
İstanbul

AA'nın plastik kirliliğinin boyutunu, etkilerini ve çözüm önerilerini ele aldığı dosya haberin üçüncü bölümünde plastiğe alternatif biyoplastiklerin önemine ve bu alandaki çalışmalara yer verildi.

Esnek yapıları, düşük maliyetleri, ısı ve elektrik yalıtımı sağlamaları gibi özellikleri nedeniyle yaygın olarak tercih edilen plastiklerin üretiminde kullanılan petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil kaynaklardan elde edilen ham maddeler büyük miktarda karbon salımına yol açıyor. Bu durum sera gazı etkisini ve küresel ısınmayı artırırken doğada çözünmeden uzun süre kalabilen plastikler kanserojen etkilere neden olabiliyor, aynı zamanda besin zincirine karışarak insan sağlığı için tehlike oluşturabiliyor.

Plastiklere alternatif olarak geliştirilen biyoplastikler bazı bakteri türlerinin belli koşullar altında ürettiği, bununla birlikte bitkisel yağlar, mısır nişastası, talaş, yiyecekler ve artıklar gibi yenilenebilir biyokütle kaynaklarından elde edilen polimerler olarak tanımlanıyor. Doğada petrol kaynaklı geleneksel plastiklere göre daha kısa sürede çözünen biyoplastikler özellikle gıda, kozmetik ve temizlik endüstrisinde kullanılıyor. Petrol bazlı plastiklere alternatif olarak, kullanıldıktan sonra mikroorganizmalar tarafından çevreye zarar vermeyen ürünlere dönüştürülebilen biyoplastikler üzerinde çeşitli çalışmalar sürdürülüyor.

Bu çalışmalardan birini ekibiyle birlikte yürüten Nofar, AA muhabirine, her 1 ton petrol bazlı plastik üretimi için yaklaşık 1,7 ila 3 ton karbondioksit salımı gerçekleşirken her 1 ton biyoplastik üretiminin 0,8 ila 1,5 ton karbondioksit salımına neden olduğunu söyledi.

Plastik endüstrisinin küresel karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 3 ila 4'ünden sorumlu olduğunu, plastik üretiminden kaynaklı karbon emisyonunun 2050'ye kadar 3 katına çıkabileceğini bildiren Nofar, biyoplastiklerin üretimi sırasında bitkilerin atmosferden karbondioksit absorbe ettiği için karbon ayak izinin azaltılabildiğini, bununla birlikte biyoplastiklerin üretim süreçlerinde kullanılan enerji kaynakları ve tarımsal faaliyetlerin çevresel etkilerinin de mutlaka dikkate alınması gerektiğini belirtti.

Yeşil plastikler farklı sektörlerde kullanılabilecek

Nofar, "Sürdürülebilir, yeşil ve doğa dostu, yenilikçi plastiklerin halihazırda kullanılan petrol bazlı plastiklerin yerine geçmesini amaçlıyoruz. Burada çevre kirliliğini, çevresel atıkları, plastik tüketimini ve petrole bağımlılığımızı azaltmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

Bu hedef doğrultusunda biyobazlı, biyouyumlu ve doğada çözünebilen plastik bazlı malzemelerin farklı formülasyonlarını geliştirdiklerini anlatan Nofar, bunların otomotiv, inşaat, paketleme, ısı ve ses yalıtımı gibi mühendislik alanlarında kullanılmasını planladıklarını dile getirdi.

Yapılan araştırmalar sayesinde her geçen yıl yeni malzemelerin ortaya çıktığını aktaran Nofar, "Bizim uzmanlık alanlarımızdan birisi polimer köpük ürünleri. Yani daha hafif, daha az malzeme kullanılıyor, maliyeti de daha düşük. Örneğin bu ürünün bir tamponda kullanıldığını düşünün. Otomotiv sektöründe malzemeyle daha fazla hafiflik sağladığınız zaman araç daha az yakıt tüketiyor ve dolaylı olarak karbondioksit emisyonunun azalmasını sağlıyor." dedi.

Nofar, yeni biyoplastiklerin keşfiyle diğer malzeme fiyatlarının da düştüğünü, örneğin önemli biyoplastiklerden biri olan polilaktik asidin (PLA) kilogram fiyatının yaklaşık 25 yıl önce 1000 dolar civarındayken 5 doların altına gerilediğini belirtti.

Plastiklere göre daha pahalı olması nedeniyle özel sektörün biyoplastiklere mesafeli durduğuna değinen Nofar, bu noktada devlet desteğinin önemine dikkati çekti.

Nofar şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bir fabrika gelip de daha pahalı olan biyoplastiği kullanmak istemez çünkü zaten ekonomik olarak uygun olmayabilir ama bazı ülkelerde devlet desteğiyle bunu kullanıyorlar. Devlet tarafından destek görünce, bir miktarını devlet ödeyince 'Tamam, o zaman ben de bunu, aynı rakama denk gelebilecek şekilde kullanabilirim.' diyebiliyorlar. Bunlar bazı Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla biyoplastikler hem devlet desteğiyle hem de bilimsel olarak bu malzemelerin gelişmesiyle, özelliklerinin ve performanslarının iyileşmesi ve fiyatının düşmesiyle birlikte rekabette benzer bir seviyeye gelerek petrol bazlı ürünlerin yerine geçebilir."

"Geri dönüştürülmüş plastik ürünler üzerinde de çalışıyoruz"

Farklı formülasyonlar ve biyoplastikler geliştirerek farklı alanlarda kullanılması için yeni ürünlerin ticarileşmesini hedeflediklerinden bahseden Nofar, geri dönüştürülmüş plastik ürünler üzerinde de çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Nofar, "Dünya standartlarına göre artık her üründe belli bir seviyede, bazı standartlara göre yüzde 20, bazı kurallara göre yüzde 30'a kadar geri dönüştürülmüş malzeme kullanılması gerekiyor fakat bu malzemeler benzer seviyedeki özelliklere sahip olmadıkları için sorun oluyor. Biz de bunların geri kazanımı için özellikle davranış, performans iyileştirilmesi için farklı teknolojiler geliştirerek geri dönüştürülmüş plastiklerin halihazırda kullanılan plastiklerin yerine geçmesini amaçlıyoruz." diye konuştu.

Plastik atık miktarının azaltılması için sadece bilimsel çalışmaların yeterli olmayacağına dikkati çeken Nofar, sözlerini şöyle tamamladı:

"İklim değişikliğinden tutun, çevre kirliliği, çevresel atıklar gibi konularda ilkokuldan itibaren çocuklarımız için bir ders şeklinde ya da sürekli mini çalıştaylar şeklinde eğitiminin verilmesiyle farkındalık oluşturularak bu gelişecek. Çünkü sadece akademisyenler çerçevesinde değil, bilinçli bir şekilde halk arasında da bu, gelişmesi gereken konulardan birisi. El ele vererek, işbirliğiyle, sadece üniversite ve sanayi ile değil, halkla işbirliğiyle bu konuları gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum."


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ