TBMM
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Biz artık Türkiye olarak gerektiğinde oyun kurucuyuz ama yeri geldiği zaman da ülkemizin menfaatlerine karşı oyun kuranların oyunlarını bozuyoruz. Güçlü olmak ve kendi hikayemizi yazmak zorundayız." dedi.
Çavuşoğlu, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının bütçesi üzerinde konuştu.
Dünyanın köklü bir dönüşümden geçtiğini belirten Çavuşoğlu, pandeminin bu dönüşümü hızlandırdığını söyledi.
Artık dünyanın çok kutuplu olduğunu, birden çok güç odağının kendi çıkarları doğrultusunda gelişmelere yön vermeye çalıştığını dile getiren Çavuşoğlu, bölgesel sahiplenmenin önem kazandığını ifade etti.
Çavuşoğlu şu değerlendirmelere yer verdi:
"Keza büyük güçler arasındaki rekabet giderek sertleşiyor. Bu rekabet, vekalet savaşlarından ticaret ve enerji savaşlarına kadar çok geniş bir yelpazede yaşanıyor. Artık haklının değil güçlünün geçer akçe haline geldiğini görüyoruz.
Zengin ve yoksul toplumlar arasındaki uçurum derinleşiyor. Küresel gelişmişlik farkları ve refah eşitsizliği iklim değişikliği gibi kimsenin kayıtsız kalamayacağı noktaya geldi. Öyle bir düzen var ki geride kalanların açığı kapatması mümkün görünmüyor.
Çatışmalar da ne yazık ki hep aynı coğrafyalarda yaşanıyor. Çatışmaların, sorunların büyük bölümü de bizim coğrafyamızda seyrediyor.
Özellikle de Batı’da popülizm, İslam karşıtlığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ciddi boyutlara ulaştı. Pandemi var olan sorunları daha da derinleştirdi."
Türkiye'nin, dünyanın böylesine kökten değiştiği bir ortamda olaylara seyirci kalmadığını, girişimci ve aktif bir dış politika izlediğini dile getiren Çavuşoğlu, "Bugün Türkiye olmadan veya Türkiye’ye rağmen Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Kafkaslar, Afganistan ve Irak gibi dosyalarda adım atılamıyorsa, bu Türkiye'nin aktif dış politikanın sonucudur." dedi.
"Biz herkesin bizi sevmesini beklemiyoruz ama herkesin Türkiye'nin haklarına saygı duymasını bekliyoruz. Artık Türkiye küresel bir aktördür, herkes buna saygı duymasını öğrenecek." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Eğer biz gelişmelere sessiz kalırsak, seyirci kalırsak, başkalarının kurguladığı oyunların peşinden gitmek zorunda kalırız.
Türkiye olarak gerektiğinde oyun kurucuyuz ama yeri geldiği zaman da ülkemizin menfaatlerine karşı oyun kuranların oyunlarını bozuyoruz.
Güçlü olmak ve kendi hikayemizi yazmak zorundayız.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği dinamizmle saha ile masayı uyum içinde kullanmayı öğrendik.
Diplomasi, bizim her zaman önceliğimiz. Sorunları müzakereyle ve kazan-kazan ilkesi çerçevesinde çözme arzumuz her zaman vardır ancak diplomasinin yetersiz kaldığı yerde sahada boy, mevcudiyet göstererek, tekrar diplomasiyi ve barışçıl çözümü zorluyoruz.
Masada kalabilmek için sahada mevcudiyet göstermiyoruz, masanın çalışmadığı yerde sahada da gücümüzü göstererek tekrar herkesin masaya dönmesini sağlıyoruz ve buna da mecburuz.
Aksi halde sorunlar daha da büyür, bizim de çözemeyeceğimiz noktalara gelir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com