Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, video konferans yöntemiyle İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu'nun (ICYF) özel oturumuna katıldı.
Yavuz Selim Kıran, burada yaptığı konuşmada, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta meydana gelen patlama nedeniyle Lübnanlılara taziyelerini iletti.
Kıran, Türkiye'nin Lübnan ile güçlü tarihi ve kültürel bağlarının olduğuna dikkati çekerek, Lübnan'daki patlamanın hemen ardından ülkeye doktor, sağlık personeli ve arama-kurtarma uzmanları dahil olmak üzere kapsamlı insani yardım paketi gönderdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Lübnan ziyaretlerinde ülkeye daha fazla yardım göndereceklerini açıkladığını kaydeden Yavuz Selim Kıran, "Hastanelerimiz ve ambulans uçaklarımız Lübnan halkının hizmetinde olacak.
Ayrıca Mersin ve İskenderun limanları bu ülke için hizmet vermeye hazırdır. Lübnan'daki kardeşlerimize gerekli tüm desteği vermeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
"49'u İİT üyesi ve gözlemci toplam 141 ülkeye yardım eli uzattık"
Kıran, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde aldıkları en önemli derslerden birinin "dayanışma ve iş birliği içerisinde olmanın kıymeti" olduğunu belirterek, "49'u İİT üyesi ve gözlemci olan toplam 141 ülkeye yardım eli uzattık. 8 uluslararası kuruluşa da finansal katkı sağlayacağımızı bildirdik." değerlendirmesinde bulundu.
Kovid-19 salgınının üstesinden ancak "birlikte" gelinebileceğini vurgulayan Yavuz Selim Kıran, ilham almak için İbn-i Sina, İbn-i Rüşd, İbn-i Haldun ve Şemseddin Semerkandi gibi isimlerin bulunduğu "ortak geçmiş"e bakılmasının yeterli olduğunu söyledi.
"İslam dünyasının temel sorunlarının çoğu varlığını sürdürmektedir"
Kıran, İİT'nin kuruluşunun üzerinden 50 yıl geçtiğini hatırlatarak, "50 yıl sonra İİT, hala potansiyelinin tamamını kullanmaktan ve kolektif siyasi gücünü harekete geçirmekten uzaktır. İslam dünyasının temel sorunlarının çoğu maalesef varlığını sürdürmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Yardımcısı Kıran, birçok İslam ülkesinde kalkınmada büyük adımlar atılırken, halen İslam coğrafyasının diğer yerlerinde siyasi istikrarsızlık, yoksulluk, zulüm, şiddet ve savaşların sürdüğünü dile getirdi.
İsrail hükümetinin işgali genişletmeye ve Batı Şeria'nın yasa dışı ilhakı planlarını uygulamaya devam ettiğini belirten Kıran, Türkiye olarak bu planın hayata geçirilmesine izin vermeyeceklerini kaydetti.
Yavuz Selim Kıran, Türkiye'nin dönem başkanlığı sırasında 2 "Olağanüstü İslam Zirvesi" düzenlediklerini ve zirveler sonucunda alınan kararlar doğrultusunda, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda 2 Acil Özel Oturum yapılmasını ve Kudüs'ün statüsü ile Filistinli sivillerin korunması konusunda 2 ayrı kararın kabul edilmesini sağladıklarını ifade etti.
"Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması, Türkiye'den İslam dünyasına verilmiş bir özgüven mesajıdır"
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açılmasına da değinen Kıran, "Ayasofya'nın cami olarak yeniden açılması, yeni bir ibadet yeri olmanın ötesinde, Türkiye'den İslam dünyasına verilmiş bir öz güven mesajıdır. Müslümanlar olarak bu mesajı daha da ileriye taşıyacağımızı umuyoruz." diye konuştu.
Yavuz Selim Kıran, küresel düzenin, özellikle Müslümanlar için adalet, barış, huzur ve dirlik sağlamada uzun süredir başarısız kaldığını vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Sesimizi yükseltmeli ve bu dünyada bizim de var olduğumuzu beyan etmeliyiz. Kendi kararlarımızı kendimiz alabiliriz. Bu bakımdan, ümmetin ortak davalarında ilerleme kaydedilmesi için İİT bünyesinde ve diğer platformlardaki çabalara aktif katkıda bulunmaya devam edeceğiz."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com