28-06-2016 18:04
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Dış politikada bir ülkenin daimi düşmanları ve dostları yoktur. Ülkelerin daimi çıkarları vardır. Bu nedenledir ki dış politikanın milli olması gerektiğini söylemiştim" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, dün yetkililerin yaptığı açıklamaya göre şehit sayısının 700’ü geçtiğini belirterek, “Kıbrıs çıkarmasında bu kadar şehit vermedik. Evlere ateş düşüyorsa eğer anneler hala ağlamaya devam ediyorsa her şehit cenazesinden sonra o anne başka annelerin başına gelmesin diye dilek ve temenni de buluyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım. bize düşen görev vatandaş olarak birinci sorun alanı budur, çevremizi, iktidarı elbette muhalefeti de sorgulayacağız ama önce bizim can ve mal güvenliğimizden sorumlu olan siyasi iktidarı hepimizin sorgulaması lazım. Hazreti Ömer Dicle’nin kenarında kaybolan bir koyundan kendisini sorumlu tutuyorsa 700 şehitten kim kendisini sorumlu tutacak bunun cevabını arıyorum ben” diye konuştu.
“GAF DEĞİL BU"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Terörle mücadele etmek için en az teröristler kadar onurlu ve gururlu olmalıyız” açıklamasında bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bütün şehit annelerine, babalarına, gazilere sesleniyorum; onuru ve gururu ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı teröristler üzerinden tanımlamaya başladı. Bütün şehitlerimizin ve gazilerimizin onuru, gururu var, başımızın üstünde yeri var. Ama terör örgütü üzerinden tanım yapanları da şiddetle kınıyoruz. Onların ne onuru ne de gururu var. Bu toprakların değerini bu kadar düşürmeye kimin ne hakkı vardır. O bir gafmış gaf değil bu. Bu zat promptera bakıyor, orada metinler geçiyor onları okuyor. Bakın o bölüme. Ülkesini seven herkesin buna yazıklar olsun demesi lazım. Arkadan gazete, televizyonlar tek tek aranıyor ‘sakın bunu haber yapmayın’ diye. Ne zamandan beri onur ve gurur kavramı terörle bağlantılı gitmeye başladı. Terör bir insanlık suçudur. Türkiye iyi yönetilmiyor” ifadelerini kullandı.
“KİMSİN SEN ÖZÜR DİLEYECEK”
Dış politikanın değişmesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dış politikada bir ülkenin daimi düşmanları ve dostları yoktur. Ülkelerin daimi çıkarları vardır. Bu nedenledir ki dış politikanın milli olması gerektiğini söylemiştim. Nasıl 1963’te Ankara Anlaşmasını imzaladık AB’ye girmek için gelen bütün iktidarlar aynı yolu sürdürdüler. Dış politikayı kendi kişisel politikaları ve iktidarları için kullanmaya başladılar ve iç politikanın malzemesi haline getirdiler. Dış politikayla ilgili gelişmeleri de kendi ülkemizin dışişleri bakanından, başbakanından, nereden alıyoruz diğer ülkelerin yaptığı açıklamalardan alıyoruz. İsrail ile anlaşma oldu bir baktık ki Rusya’ya özür mektubu gönderdik. Kremlin açıklıyor, Tayyip Erdoğan Putin’e mektup gönderdi Türkiye Cumhuriyeti adına özür diledi, kimsin sen özür dileyecek. Türkiye Cumhuriyetini temsil edeceksen otur adam gibi temsil et. Sen kusura bakma Türkiye Cumhuriyetini temsil edemezsin, etme gücün yeterliliğin yoktur senin. Sınırımızı ihlal eden Ruslar. Angajman kurallarını biz belirledik. Bütün dünyaya duyurduk. Uçağı düşürdüler. Sonra bir baktık Rusya’dan özür diliyorlar. Neden özür diliyorsun. Benim hava saham imha edildi, başkalarının benden özür dilemesi lazım. Sıkıştı. Nedir bunların dış politikası, önce aslan gibi kükreyeceksin, yemeyince de kedi gibi miyavlayacaksın. Aslan gibi kükrediler, ’Ben talimatı verdim Rus uçağını düşürdük’ diye her tarafta iç politika malzemesi yaptılar. Şimdi kedi gibi miyavlıyorlar acaba bizi ne zaman affederler diye. Sen miyavlayabilirsin ama Türkiye Cumhuriyeti’ne gölge düşürüyorsun kardeşim. Türkiye Cumhuriyeti’nin onuruyla oynuyorsun. Bunu herkesin bilmesi lazım. Elbette ki bütün ülkelerle dost olmak zorundayız, barış içinde yaşamak zorundayız, ortak çıkarlarımızı korumak zorundayız. Bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok. Ama ülkenin onurunu koruyarak, ülkenin gururunu koruyarak, halkımızın onurunu ve gururunu koruyarak. Sen bu milletin onurunu ve gururunu ayaklar altına aldın.”
(İHA)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, dün yetkililerin yaptığı açıklamaya göre şehit sayısının 700’ü geçtiğini belirterek, “Kıbrıs çıkarmasında bu kadar şehit vermedik. Evlere ateş düşüyorsa eğer anneler hala ağlamaya devam ediyorsa her şehit cenazesinden sonra o anne başka annelerin başına gelmesin diye dilek ve temenni de buluyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım. bize düşen görev vatandaş olarak birinci sorun alanı budur, çevremizi, iktidarı elbette muhalefeti de sorgulayacağız ama önce bizim can ve mal güvenliğimizden sorumlu olan siyasi iktidarı hepimizin sorgulaması lazım. Hazreti Ömer Dicle’nin kenarında kaybolan bir koyundan kendisini sorumlu tutuyorsa 700 şehitten kim kendisini sorumlu tutacak bunun cevabını arıyorum ben” diye konuştu.
“GAF DEĞİL BU"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Terörle mücadele etmek için en az teröristler kadar onurlu ve gururlu olmalıyız” açıklamasında bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bütün şehit annelerine, babalarına, gazilere sesleniyorum; onuru ve gururu ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı teröristler üzerinden tanımlamaya başladı. Bütün şehitlerimizin ve gazilerimizin onuru, gururu var, başımızın üstünde yeri var. Ama terör örgütü üzerinden tanım yapanları da şiddetle kınıyoruz. Onların ne onuru ne de gururu var. Bu toprakların değerini bu kadar düşürmeye kimin ne hakkı vardır. O bir gafmış gaf değil bu. Bu zat promptera bakıyor, orada metinler geçiyor onları okuyor. Bakın o bölüme. Ülkesini seven herkesin buna yazıklar olsun demesi lazım. Arkadan gazete, televizyonlar tek tek aranıyor ‘sakın bunu haber yapmayın’ diye. Ne zamandan beri onur ve gurur kavramı terörle bağlantılı gitmeye başladı. Terör bir insanlık suçudur. Türkiye iyi yönetilmiyor” ifadelerini kullandı.
“KİMSİN SEN ÖZÜR DİLEYECEK”
Dış politikanın değişmesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dış politikada bir ülkenin daimi düşmanları ve dostları yoktur. Ülkelerin daimi çıkarları vardır. Bu nedenledir ki dış politikanın milli olması gerektiğini söylemiştim. Nasıl 1963’te Ankara Anlaşmasını imzaladık AB’ye girmek için gelen bütün iktidarlar aynı yolu sürdürdüler. Dış politikayı kendi kişisel politikaları ve iktidarları için kullanmaya başladılar ve iç politikanın malzemesi haline getirdiler. Dış politikayla ilgili gelişmeleri de kendi ülkemizin dışişleri bakanından, başbakanından, nereden alıyoruz diğer ülkelerin yaptığı açıklamalardan alıyoruz. İsrail ile anlaşma oldu bir baktık ki Rusya’ya özür mektubu gönderdik. Kremlin açıklıyor, Tayyip Erdoğan Putin’e mektup gönderdi Türkiye Cumhuriyeti adına özür diledi, kimsin sen özür dileyecek. Türkiye Cumhuriyetini temsil edeceksen otur adam gibi temsil et. Sen kusura bakma Türkiye Cumhuriyetini temsil edemezsin, etme gücün yeterliliğin yoktur senin. Sınırımızı ihlal eden Ruslar. Angajman kurallarını biz belirledik. Bütün dünyaya duyurduk. Uçağı düşürdüler. Sonra bir baktık Rusya’dan özür diliyorlar. Neden özür diliyorsun. Benim hava saham imha edildi, başkalarının benden özür dilemesi lazım. Sıkıştı. Nedir bunların dış politikası, önce aslan gibi kükreyeceksin, yemeyince de kedi gibi miyavlayacaksın. Aslan gibi kükrediler, ’Ben talimatı verdim Rus uçağını düşürdük’ diye her tarafta iç politika malzemesi yaptılar. Şimdi kedi gibi miyavlıyorlar acaba bizi ne zaman affederler diye. Sen miyavlayabilirsin ama Türkiye Cumhuriyeti’ne gölge düşürüyorsun kardeşim. Türkiye Cumhuriyeti’nin onuruyla oynuyorsun. Bunu herkesin bilmesi lazım. Elbette ki bütün ülkelerle dost olmak zorundayız, barış içinde yaşamak zorundayız, ortak çıkarlarımızı korumak zorundayız. Bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok. Ama ülkenin onurunu koruyarak, ülkenin gururunu koruyarak, halkımızın onurunu ve gururunu koruyarak. Sen bu milletin onurunu ve gururunu ayaklar altına aldın.”
(İHA)
