İstanbul
Koronavirüsle değişen hayat: Dijital dünyada örnek bir öğretmen Pandemi sürecinde Youtube kanalı kuran Kilis Aslanbey İlkokulu 4. sınıf öğretmeni Sibel Gündoğdu, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatıyla eş zamanlı anlattığı derslerle tüm öğrencilerin öğrenme süreçlerine katkı sağlarken, bu çabasıyla öğretmenlik için zaman ve mekanın önemli olmadığını gözler önüne seriyor.
Pandemi sürecinde Youtube kanalı kuran Kilis Aslanbey İlkokulu 4. sınıf öğretmeni Sibel Gündoğdu, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatıyla eş zamanlı anlattığı derslerle tüm öğrencilerin öğrenme süreçlerine katkı sağlarken, bu çabasıyla öğretmenlik için zaman ve mekanın önemli olmadığını gözler önüne seriyor.
Mesleğinde 12. yılı geride bırakan Kilis Aslanbey İlkokulu 4. sınıf öğretmeni Sibel Gündoğdu, pandemi sürecinde ortak ders saatine katılamayan veya internet erişiminde sorunlar yaşayan öğrencilere, konuları tekrar etmelerini ve ellerinde bilgi kaynağı oluşturmalarını sağlamak amacıyla YouTube kanalı açtı.
Gündoğdu, nisan ayında hayata geçirdiği YouTube kanalında, Milli Eğitim Bakanlığının müfredatına uygun konu başlıklarında ders anlatıyor. İlkokul 3. sınıfın ikinci dönemindeki derslerle başlayan paylaşımlar, bu yıl 4. sınıf müfredatıyla devam ediyor.
Bilgiyi her koşulda aktarmanın bir yolunun mutlaka olduğunu gözler önüne seren Gündoğdu, ders içeriklerinin yanı sıra pandemi döneminde zamanının büyük bir bölümünü evde geçiren öğrencilerin el becerilerini geliştirecekleri etkinlikleri de YouTube kanalında paylaşıyor.
"Öğrencilerin elinde bir çalışma kaynağı oluştu"
YouTube kanalı açma sürecini AA muhabirine anlatan Gündoğdu, uzaktan eğitim öncesinde hem öğrencilerinin etkinliklerini arşivlemek hem de diğer öğretmenlere etkinlik önerisinde bulunmak adına yaklaşık iki yıldır "sibel_ogretmen_" adlı Instagram hesabını kullandığını söyledi.
Uzaktan eğitim süreciyle birlikte hayatın içinde bazı zorlukların geliştiğini ifade eden Gündoğdu, "Maalesef her öğrencimizin şartları aynı olmadığı için ortak buluşma saatinde sıkıntılar yaşadık ya da internet erişiminde kısıtlamalar oldu.
Bu durumda öğrencilerin katılımlarında azalmalar hissettim. Bu sıkıntıyı engellemek adına bir platform arayışına girdim ve YouTube kanalı fikri ortaya çıktı.
Hem kendi öğrencilerimin konuları tekrar etme şansı, ellerinde bir bilgi kaynağı bulundurma imkanı oldu hem de diğer bölgelerdeki öğrencilerin elinde bir çalışma kaynağı oluştu. Geçtiğimiz nisan ayından itibaren YouTube kanalı üzerinden eğitime devam ediyorum." dedi.
Gündoğdu, uzaktan eğitimin başladığı ilk günden itibaren YouTube kanalındaki konu başlıklarını Milli Eğitim Bakanlığının yıllık müfredatına, sınıf seviyesine ve haftalık kazanımlara göre belirlediğini aktardı.
"Öğretmenlik bana göre başka bir yerdeki çocuğun hayatına da dokunabilmek"
Takipçi kitlesinin öğrenciler, anne ve babalar ile meslektaşlarından oluştuğunu belirten Gündoğdu, sözlerine şöyle devam etti:
"Mesleğimizin en güzel tarafı geri dönüşler. Yaptığınız bir çalışmanın bir kaç ay sonra veya yıllar sonra bir çocuğun hayatına etki ettiğini gördüğünüzde çok mutlu oluyorsunuz.
Bu zamana kadar bunu sadece kendi öğrencilerimden alıyordum. Ama uzaktan eğitimle ve YouTube kanalı ile birlikte bu sürece ülkedeki diğer çocuklar da dahil oldu. Hiç bilmediğim bir okuldaki bilmediğim bir öğrencinin de başarısına katkıda bulunmuş oldum.
Çok güzel dönüşler aldım. Gerek çocukların kendilerinde gerekse anne ve babalarından, onlara sağladığım destek ve yardımlar için çok güzel dönüşler alıyorum.
Bu da beni motive ediyor. Çünkü öğretmenliği nasıl ki yer ve zamanla sınırlandıramıyorsanız, sadece bir sınıfın içindeki öğrenci ile de sınırlandıramıyorsunuz.
Gerçek öğretmenlik bana göre başka bir yerdeki başka bir çocuğun hayatına da dokunabilmekti bu sayede bunu yapma fırsatı bulduğuma inanıyorum."
YouTube kanalının çok yeni olduğunu, o nedenle şu an için sadece kendi öğrenci müfredatına bağlı kalmak durumunda bulunduğunu ancak diğer seviyelerden de istek aldığını belirten Gündoğdu, en kısa zamanda ders kaynaklarını farklı sınıf seviyelerine de taşımak istediğini, böylece daha geniş bir kitleye faydasının olacağına inandığını söyledi.
"Bu süreçte belki sınıfta yakalayamadığımız farklı sıcaklıklar yakaladık"
İçinde bulunulan sürecin herkesi yorduğunu çünkü eğitim, sağlık ve günlük yaşam anlamında her şeyin sıra dışı bir sürece girdiğini dile getiren Gündoğdu, şunları kaydetti:
"Öğretmenler de öğrenciler de veliler de hep olumsuz tarafını görüyoruz bu sürecin çünkü istediğimiz gibi bir eğitim ortamında olamamaktan dert yanıyoruz.
Tabii ki hiçbir eğitim şartı, bir sınıfın içinde öğrencilerinizin gözlerinin içine bakarak, onlara gülümseyerek, onlara dokunarak ders anlatmak kadar verimli değil. Ama her alanda sıra dışı bir durum olduğu için eğitimciler olarak bu süreci yine en verimli şekilde geçirmeye çalışıyoruz.
Gerek çocuklarla irtibatımızı sağlam tutmak, gerek derse olan yakınlığı canlı tutmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
Bu süreçte belki sınıfta yakalayamadığımız farklı sıcaklıklar yakaladık. Herkes birbirini bir çeşit evinde ağırlamış oldu, belki kendisini sınıfta rahat hissetmeyen öğrenciler bile uzaktan eğitim sırasında evde kendisini çok daha rahat hissetti.
Bu durumda olan öğrencilerim oldu. Sınıfta çok çekinen, parmak kaldırmayan öğrencilerin uzaktan eğitimde çok daha aktif çok daha başarılı olduklarını da gördüm.
Farklı sohbet ortamları gelişti. Mesela elimize çayımızı alıyorduk hep birlikte çay içelim diyorduk çocuklarla. Böyle sohbet ortamlarımız da gelişti.
Bu sürecin de böyle faydaları olduğunu düşünüyorum."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com