Atina
Depremin ardından hemen aynı gün EMAK'a bağlı arama kurtarma ekibi, Yunan Silahlı Kuvvetlerine ait "C-130" tipi uçakla Atina'dan yola çıkarak Türkiye'ye geldi ve 5 kişinin hayatını kurtardı.
EMAK'ın üst düzey yetkilisi Yannopulos, AA muhabirlerine, deprem bölgelerinde yaptıkları arama kurtarma çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Depremin hemen ardından hazırlıklar için harekete geçtiklerini anlatan Yannopulos, Avrupa Sivil Koruma Mekanizması çerçevesinde Türkiye'ye geldiklerini söyledi.
Yannopulos, depremin ardından ilk saatler ve günlerin kurtarmada önemine işaret ederek, "Türkiye'de yaşanan büyük ölçekli depremi öğrendikten hemen sonra teyakkuza geçtik. Şunu söylemek isterim, Türkiye'deki yetkililerin refleksleri çok hızlıydı. Depremin büyüklüğü anlaşılmıştı. Bu, tüm sistemin daha hızlı aktive edilmesini sağladı." ifadelerini kullandı.
Afet alanına ulaşım gibi bir dizi teknik meselenin de önemli olduğunun altını çizen Yannopulos, "Tüm bu süreçte sürekli Yunanistan Sivil Koruma Genel Sekreterliği ile AFAD arasında bilgi alışverişi oldu." dedi.
Yannopulos, afetlerin hep var olduğunu ve olmaya devam edeceğini vurgulayarak, "Hepimizin farkında olması gereken şey şu ki her şeyi kendimiz yapamayacağımız, faaliyete geçip bu felaketlerin sonuçlarının azaltılmasını sağlamada etkin şekilde katkıda bulunacak komşularımız ya da uzman ekiplerin yardımına ihtiyaç duyacağımız durumlar vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Türk ve Yunan ekiplerin birçok düzeyde çok uyumlu işbirliği içinde bulunduğunu ifade eden Yannopulos, Türkiye'nin de aktif şekilde yer aldığı Avrupa Sivil Koruma Mekanizması çerçevesinde Türk ve Yunan ekiplerin ortak eğitim ve tatbikatlara katıldıklarını dile getirdi.
"Bu kadar büyük bir felaket daha önce hiç görmedim"
Hatay'da 5 kişinin hayatını kurtaran Yunan ekibin üyelerinden Konstantinos Nikas, "Ben hem bir itfaiye teşkilatı mensubu hem de bir inşaat mühendisi olarak şunu söyleyebilirim ki bu kadar büyük bir felaket daha önce hiç görmedim." dedi.
Nikas, depremin ilk saatlerinden itibaren AFAD ile iletişim halinde olduklarını belirterek, "Hem yerel halk hem de kriz yönetimindeki AFAD, itfaiye, asker, polis gibi ekipler son derece misafirperverdi ve her açıdan yardım etmeye hazırdı." ifadesini kullandı.
Halkın kendilerine yaklaşımının da son derece etkileyici olduğunu yineleyen Nikas, "Türkiye'de bulunduğumuz sürece bizi kucakladılar." dedi.
Yerel halktan birinin özel aracıyla kendilerine ulaşımda yardım ettiğini anlatan Nikas, "Bizi gördükleri zaman bize kucaklarını açtılar, çay ikram ettiler, yemeklerini, sularını paylaştılar. Hem Türk yetkililerle işbirliğimizde hem de yerel halkla iletişimimizde ve işbirliğimizde ben ve ekibimin harikulade anılarımız var. Geriye yanımızda çok güzel şeyler getirdik." diye konuştu.
Nikas, arama kurtarma ekiplerinin günlerce zor şartlarda ve bazen hayatlarını tehlikeye atarak çalıştığına dikkati çekerek, bu çalışmaların duygusal açıdan zor olduğunu, bu nedenle unutulmayacak anılara da sahip bulunduklarını söyledi.
Bu anılardan birinin de depremin ikinci günü 12 saat süren, 20 yaşındaki kızı kurtarma çalışmaları olduğunu belirten Nikas, şöyle devam etti:
"Kurtarma çalışması, sadece gidip bir iki taşı kırıp kişiyi çıkarmaktan ibaret değil. Enkaz altındaki kişiyle sürekli iletişim halinde olmalıyız. Kendisine cesaret vermek, hayatta ve uyanık kalmasını sağlamak için mümkün olduğunca iletişim kurmalıyız. Gerekirse işbirliği yapabilmesini sağlayabilmeliyiz. Birlikte çok zaman geçirdik. Dolayısıyla onu çıkardığımızdaki hissi asla unutmayacağım. Hayatıma bir damga vurdu."
Nikas, genelde başarı hikayelerinin konuşulduğunu ama madalyonun diğer yüzünde ise enkazdan canlı kurtarılamayanların olduğunu dile getirdi. Enkazdan 25 yaşında ölü bir kızın bedenini çıkardıklarını anlatan Nikas, "İki kişi yanımıza geldi, ellerimizi öpmeye başladı. Ölen genç kızın akrabalarıymış. Bize teşekkür ediyorlardı. Bu da duygusal olarak çok yoğun bir durumdu." diye konuştu.
"Aklımız, kalbimiz hala orada"
Avrupa Sivil Koruma Mekanizmasının birlikte eğitim ve çalışma imkanı sağladığını belirten Nikas, "Ocak ayında depremle ilgili bir tatbikatta AKUT'tan ve AFAD'dan ikişer arkadaşımla çalışmanın mutluluğunu yaşadım. Bir ay sonra bu arkadaşlardan 3'üyle Hatay'da birlikte çalıştık. Bu insanları kişisel olarak tanıyorum. Hatay'da gördüğümde onlarla çalışmak bana güven hissi verdi." ifadelerini kullandı.
Nikas, uluslararası platformlarda birbirini tanıyan ve daha önce birlikte eğitim almış, tatbikatta bulunmuş kişilerin afet sırasında daha verimli çalışabildiklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Afetler, artık bizi devletler olarak aşıyor. Afetler, bizim imkanlarımızdan çok daha büyük. O halde birbirimize yardım etmeye ihtiyacımız var. O yüzden afet geldiğinde mümkün olduğunca hazır olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Gelip yardım etmiş olabiliriz ama aklımız, kalbimiz hala orada.
Yunanistan, Türkiye’yi desteklemeye devam edecek insani yardımlarla, şimdi yaptığı gibi. Tüm kalbimizle bu kabusun mümkün olduğunca çabuk geçmesini ve bir daha böyle bir olay için birlikte çalışmamıza gerek kalmamasını diliyoruz. Sadece eğitim ve tatbikat için buluşalım."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com