DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, "(FETÖ) Ülkede girmedik yer bırakmadılar. Şimdi bürokrasi, ordu, siyaset, yargı, eğitim, adalet... Bankacılıkta bakıyorsunuz en ballısından finansmanlar alınmış. Eximbank ve Kredi Garanti Fonu'nun eski dönemlerinde kredi alınmış" dedi.
DenizBank'ın, Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) iş birliğinde gerçekleştirdiği "2. DenizBank İlk Senaryo İlk Film" yarışması kapsamında yapılan toplantı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ateş, dünyadaki ülkelerin her birinin ticaretlerinin yüzde 80 ve fazlasının sınır ülkeleriyle olduğunu ve Türkiye'nin uzun bir süre bundan yoksun kaldığını ifade etti.
Türkiye ile Rusya arasında ticaret hacminin yükselişe geçmişken siyasi ve jeopolitik nedenlerle bunun akamete uğradığını anımsatan Ateş, bu durumun Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri olduğunu belirtti.
Ateş, Rusya ile Türkiye arasında ilişkilerin düzelmesine sürekli destek olduklarını dile getirdi.
Türkiye ile Rusya arasında son günlerdeki yaşananların sevindirici olduğunu vurgulayan Ateş, şunları kaydetti:
"Kim Türkiye ile Rusya'yı birbirine düşürüyor bilmiyorum ama bilenler biliyor. Bizim aramızın iyi olduğu her ortamda iki ülke de kazanmış. Ama aramızın kötü olduğu dönemlerde ta Osmanlı'dan bu yana iki ülkede kaybetmiştir. Dolayısıyla bunu kazan-kazana çevirmek siyasilerin görevidir. Bu anlamda yaşanan talihsiz olaylar sonrasında ilişkilerin olumlu yola evrilmiş olması sevindiricidir. 3-5 yıl içerisinde ülke başkanlarının dediği 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefine ulaşmamak için hiçbir neden yok. Turizmi bir yana koyarsak, ağır yatırımların finansmanında ve her anlamdaki ekonomik aktivitede son derece derin ilişkilerimiz var. Türkiye'nin ilk nükleer santrali bugün aşağı yukarı kurulu enerji gücünün yüzde 5'i kadar ilave kaynak sağlayacak. Bugün çok çevreci Fransa'da 86 tane, Türkiye'nin 32'de 1'i Belçika'da 3 tane nükleer santral var. İyi koruma ve doğru yapıldığı zaman zannedildiği gibi çevreye zararlı da değil. Enerji bir Kurtuluş Savaş'dır. Sermaye, iş gücü/emek ve toprak. Bunun üzerine bir de enerjiyi koymamız lazım. Enerjiyi çektiğiniz zaman fişiniz çekiliyor. Enerjinin çeşitlenmesi lazım.
Niye Orta Doğu ile herkes bu kadar uğraşıyor. Niye el alem uçaklarını oraya götürüyor. Libya'yı niye Fransız, İngiliz uçakları bombaladı? Neden lideri linç edildi? Şimdi kabileler birbirini yiyor. Libya'ya çok gittim. Öncesinde hiç de böyle bir durum yoktu. Ne oldu Irak'ta, Suriye'de… Bunları gördüğünüz zaman arkada çok ciddi enerji savaşı ve paylaşımı olduğu görülüyor. Dolayısıyla en çok enerji üreten ve enerji üretmeyen iki ülke olarak birbirimizi tamamlayan o kadar çok yön var ki. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Putin arasındaki görüşme sonucu çıkan ilk bildirge bile çok kapsamlı ve adımların hızlı atılacağına bir işarettir."
Ateş, iki ülke arasındaki ticaretin ve ilişkilerin gelişmesinin ülke güvenliğinin yanı sıra ekonomik, sosyal ve kültürel alanda da yararlı olacağını söyledi.
- "Türk-Rus ilişkilerinde kilometre taşıyız"
"Rusya ile yaşanan kriz dönemide banka olarak süreci nasıl atlattınız?" sorusu üzerine Ateş, Rusya Federasyonu'ndaki tasarruf mevduatının yarısının Sberbank'ta bulunduğunu ve Türkiye'deki en büyük 4-5 bankası büyüklüğünde olduğunu ifade etti.
Ateş, Sberbank'ın Rusya ile uçak krizi sonrasında DenizBank'a ilave birinci kuşak sermaye getirdiğini, bugün itibarıyla bankanın 15 milyar TL öz kaynağa sahip olduğunu ve bunun 3,5 milyar dolarlık kısmının birinci kuşak sermayeden oluştuğunu kaydetti.
Sberbank'ın geçmişte olduğu gibi bugün de sermaye ilavesi yoluyla son derece dostane ilişkileri sürdüreceğini belirten Ateş, Antalya'da Rus vatandaşların bankacılık işlemlerini kolaylaştırmak için yaptıkları altyapı hizmetlerinin bundan sonra daha aktif kullanacağını dile getirdi.
Ateş, kamu hizmeti yapan bir banka olarak Türkiye ile Rusya arasında ilişkilerin gelişmesi için kendilerini kilometre taşı olarak gördüklerini aktardı.
Türkiye'nin büyümesi ve kalkınması için yapılan bütün mega projelerde DenizBank'ın olduğunu vurgulayan Ateş, en kritik alanlarda olmayı sürdüreceklerini söyledi.
- "Kaynak maliyeti düştükçe kredi faiz oranları düşecek"
Hakan Ateş, "Konut kredi faiz oranlarında indirim olacak mı?" şeklindeki soru üzerine bugün DenizBank olarak faiz oranlarını düşürdüklerini belirtti.
Konut kredi faiz oranlarını 2 yıla kadar olan vadede yüzde 0,89'a, 5 yıla kadar yüzde 0,99'a indirdiklerini ifade eden Ateş, 5 yıl üzeri vadelerde yüzde 1'in üzerine çıktığını dile getirdi.
Ateş, kredi faizlerinde 4-5 puanlık bir düşüş yaşandığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Mevduat faizleri 15 Temmuz'a kadar iniş trendine girmişti. Bu olaylardan sonra yükseliş trendine girdi. Ama bunun sakinleşeceği beklentisini önceden vaziyet aldık. Bunu biraz da görev olarak gördük. Şu andaki fonlama maliyetleri göz önüne alındığında o faaliyetten para kazanalım anlamı taşımıyor… Moody's'in notta değişiklik yapacağını düşünmüyorum. Bu kadar iyi makroekonomik verileri olan başka ülke yok. Dünyada herkes için sorun olan ikili-üçlü açık bizde yok. Bu risk primi azalacak ve fonlama maliyetlerimiz düşecektir. Konut kredilerinin ucuzlatılmasına biz de bir katkı vermek istedik. Kaynak maliyeti düştükçe kredi faiz oranları düşecektir. Bu bir süreçtir. İnşallah düşüreceğiz. Enflasyonun gerilemesi, politik riskin azalması, geniş kitlelerin mevduatının maliyetini daha düşük kabul etmesi finansmanın ucuzlamasına katkı sağlayacak."
- "Ekonomide kaynak israfı olmuş"
Kredi kartı borçlarının yapılandırması konusunda bankaların kaynak limiti olup olmadığı konusunda bir soru üzerine Ateş, şunları anlattı:
"(FETÖ) Ülkede girmedik yer bırakmadılar. Şimdi bürokrasi, ordu, siyaset, yargı, eğitim, adalet… Bankacılıkta bakıyorsunuz en ballısından finansmanlar alınmış. Eximbank ve Kredi Garanti Fonu'nun eski dönemlerinde kredi alınmış. Şimdi oralara bakılıyor. Ekonomide o kadar kaynak israfı olmuş ki. Bir takım toplanan kaynağın bir kısmını başka bir yere götürdüğü söyleniyor. Bu para ekonomiden bir çıkıştır, kaçaktır. Bunlar anlatılıyor bize. Bu kaynak akışı durdu inşallah. Bu kaynak ülkemiz için harcanacak. Onun için BDDK Başkanımız ilk on büyük bankanın yöneticilerini topladı. Olaya doğru nasıl yaklaşılırı çalışıyoruz. Ekonomiye mümkün oldukça zarar vermeden, yaşı kurunun yanında yakmadan özen göstererek bir şeyler yapmaya çalışılıyor. Biz de bütün kaynaklarımızı seferber edip bunu yapmaya çalışıyoruz. Şu dönemde bankacılık sektörünün bu kadar kuvvetli olması, makro göstergelerin sağlam olması ve mali disiplinin süreceğinin hükümet tarafından beyan edilmesi son derece umutlandırıcı."
Hakan Ateş, 15 Temmuz gecesi ATM'lerde yaşananlar ve vatandaşların döviz bozdurmasına ilişkin "15 Temmuz cuma gecesi 'ATM'lerde yığılma var' dediler. Bunun üzerine ATM'lere ne kadar para yükleyebiliyorsanız yükleyin ve daima açık tutun dedim. Biz pazar günü yüksek montanlarda döviz satışı yaptık. Dolar/TL 3,07'den 2,9280'e düştü. O gece bu satışın yüzde 40'ını biz yaptık. Sonrasında halkımız 11 milyar dolarlık dövizini satarak TL'ye geçti. Kim mevduatını çekmek isterse verin, kredi kullanmak isteyenlere de onaylanmak şartıyla verin dedim. Bunun yapılmadığını duyduğumda yakarım dedim." dedi.
Kredi kartı ve kredilerde taksitlerin artırılmasına yönelik soru üzerine Ateş, makro ithiyati tedbirlerde bir gevşeme beklediklerini söyledi.
Ateş, bunların birincisi munzam karşılığının düşürülmesi olabileceğini, bu düzenlemenin bankacılık sektörünü rahatlatacağını ve ucuz kaynak sunma imkanlarını artıracağını ifade etti.
Kredi kartları ve tüketici kredilerinde taksit sayısının uzamasının önemli olduğunu dile getiren Ateş, "Ancak daha önemlisi kredi kartı asgari ödeme limitlerinin yüzde 40'tan aşağıya çekilmesi hayati noktadır. Kamudan maaş alanların kredilerinde batık var. Vadelerin uzatılması onlar ödeme kolaylığı sağlayacak. Ayrıca maaş katsayısı 4'le sınırlı. Gelirin dört katı ile limit sınırlamasının yukarı çıkarılması lazım. 7-8 kata kadar çıkartmak lazım. Karşılık oranlarının makul olması gerekli." diye konuştu.
Ateş, ekonomi tarafında yapılan çalışmaların çok önemli kısmının bittiği, az bir kısmının kaldığını ifade etti.
Ekonomiyi ısındırmak gerektiğini ve Türkiye'nin en az yüzde 3-4 büyümesi gerektiğini dile getiren Ateş, "Türkiye'nin cebinde harcayacak çok kurşun var. Makro ithiyati tedbirler o kadar sıkı ve küresel anlamda baktığımızda vakti de çok öne alındı. Bunlara şimdi esneklik tanınma zamanıdır. Yapılmaya başladı ve yapılmaya devam edecektir." diyerek sözlerini tamamladı.