İZMİR - Yusuf Şahbaz
Balık çiftliklerinde çalışan dalgıçlar, yaz kış mesailerini denizin altında sürdürüyor.
Dalgıçlık daha çok spor veya hobi amaçlı yapılan bir aktivite olarak bilinse de bazı kişiler için bu iş "ekmek kapısı" demek.
Türkiye'de özellikle son 10 yılda sayıları oldukça artan balık çiftliklerinde dalgıçların önemi çok büyük.
Zor şartlarda görevlerini yapan dalgıçların mesleğe adım atmaları ilgili kurumlardan alacakları ve yaklaşık bir yıl devam eden eğitimle başlıyor. Herhangi bir kurum veya sektörde çalışabilmek için yazılı ve uygulamalı sınavda başarılı olmak şart.
Balık çiftliklerin vazgeçilmezi olan dalgıçlar, "deniz rençperleri" olarak da adlandırılıyor.
Sabah erken saatlerde evlerinden çıkıp çalıştıkları balık çiftliğinin bulunduğu İzmir'in Karaburun ilçesine gelen dalgıçlar, kahvaltı sonrası denize açılmak için hazırlıklara başlıyor. Özel kıyafetlerini giyen, tüplerini ve dalış takımlarını son kez kontrol eden balık adamlar, ardından ekipler halinde suya giriyor.
Denizin altındaki risklerin farkında olan ekipler, su altında birbirleriyle sürekli iletişim halinde oluyor.
Bazı günler su altında 5 saat kalan balık adamlar, kafeslerin bakımını yapıyor, balıklara ilaç veriyor.
Hasat dönemi su altında yoğun çalışan, kimi zaman avcılık da yapan dalgıçların denizden çıktıktan sonra da mesaileri devam ediyor. Ekipmanlarını kontrol edip temizliğini yapan balık adamlar, öğle yemeklerini de denizin ortasındaki teknede yiyor.
Güneşin batmasına yakın karaya doğru yola çıkan balık adamlar, ertesi günün hazırlıklarına koyuluyor. Yaz kış, gece-gündüz demeden çalışan dalgıçlar, bütün zorluklara rağmen deniz sevdasından da asla vazgeçmiyor.
Dalgıç Erol Adıyaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, balık sektörüne ilk olarak lojistik alanında girdiğini ancak daha sonra dalgıç olmaya karar verdiğini söyledi.
Denizde çalışmanın bir ayrıcalık olduğunu dile getiren Adıyaman, "Yaklaşık 9 yıldır dalgıçlık yapıyorum. Mesleğin zorluğu kadar güzel yanları da var. Zor olan yanları hasat ve avcılık dönemi. Bazen fırtınada hasat yapıyoruz. Herkes denizden kaçarken biz denize koşuyoruz." dedi.
Balık çiftliğine ilk daldığında biraz tedirgin olduğunu ifade eden Adıyaman, zamanla bunu atlattığını aktardı.
"Balıklara bebek gibi bakıyoruz"Metin Kaygısız ise 10 yıldır denizin metrelerce altında ekmek parası için çalıştığını ifade etti.
Mesleğinin dışarıdan ilginç gözüktüğünü, yeni tanıştığı kişilerin değişik sorularıyla karşılaştığına dikkati çeken Kaygısız, "Av sezonunda sadece gündüz değil gece de dalış yapmak zorunda kalıyoruz. İşimiz canlı balıklar olduğu için özel bir ilgi istiyor. Balıklara bebek gibi bakıyoruz. İçinde deniz sevgisi olmadan yapılacak bir iş değil." ifadelerini kullandı.
Balık çiftliğinde çalışan su ürünleri mühendisi Semih Koca da sektörde tecrübeli dalgıç açığı olduğuna değindi.
Avcılık dönemi yılın 3 ayını denizde geçirdiklerini belirten Koca, "Çeşitli dönemlerde dalgıç ihtiyacımız artıyor. Ancak her zaman istediğimiz gibi dalgıçları bulamıyoruz. Her dalgıç bu işi yapamaz. Dalgıçların her işten biraz anlaması gerekiyor. Dalgıç maaşları 3 bin 500 liradan başlar 5 bine kadar çıkar. Bu, tamamen tecrübeyle alakalı bir durum." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com