02-02-2016 16:43
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Leyla Zana’nın milletvekili yemini etmemesine ilişkin, “Leyla Zana yemin eder mi etmez mi kendi bileceği iş, bütünüyle arkasındayız” dedi.
Parlamentoda, partisinin kongresinden sonra yapılan ilk grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisinin bir Kürt olduğunu belirterek, “Türk kardeşlerime seslenmek istiyorum, şuanda olup bitenler, yapılanlar asla Türk halkının geleceğini kurtaracak operasyonlar değil” ifadelerini kullandı. Meclisin 1 hafta ara vermesini de eleştiren Demirtaş, “Ülke kan gölüne dönmüşken 1 hafta tatil yapacaksak, milletvekilliği de, aldığımız maaş da haram olsun bize” dedi. Demirtaş şunları kaydetti:
“Grup toplantısı yapıyoruz ama 7 kentin 20 ilçesinde onlarca mahallede ve toplam 56 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Toplam 50 gün sokağa çıkma yasağı uygulandı ve bizler bu toplantıyı gerçekleştirirken Sur’da 60. günde, Cizre ilçesinde 51. gününde sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Neredeyse bir coğrafyanın tamamını kapsayacak şekilde dönüşümlü de olsa, 20 ayrı ilçede aylardır insanlarımız özgürce evinden, penceresinden bakamaz hale getirilmiş durumda. Ya banyolar sığınak hale getirilmiş ya da evlerin bodrum katında yaşamak zorunda bırakılmışlar. Diyelim ki evinizin misafir odasında oturuyorsunuz, evinizin içine top, tank ya da havan mermisi girdi, orada öldünüz çoluk çocuk. Akşam bir de havuz medyasında ya ‘teröristler öldürüldü’ diye ya da ‘teröristler sizi öldürdü’ diye haber oluyorsunuz, bu utanmaz, arlanmaz havuz medyası ile uğraşıyorsunuz. Evinizin içinde katledilseniz de bitmiyor, cenazenizle uğraşıyorlar. Cenazenizi defnetmenize izin vermiyorlar."
"BİLGİLERİMİZ YANLIŞ DA OLABİLİR"
Cizre’de durumun inanılmaz boyutlara ulaştığını iddia eden Demirtaş, “Bir bodrum katında 31 insan, 6 cenaze hükümetin yalan dediği gerçek durumdur. İlk gün 3-4 cenaze vardı, kan kaybından ve susuzluktan cenaze sayısı 6’ya çıktı. Dün itibariyle 11 kadın ‘biz kendi çocuklarımızı almaya gidiyoruz’ dediler ve 100 metreye kadar binaya yaklaştılar. Binanın önü tümden çökmüş durumda. Üç gündür oradaki insanlardan haber alamıyoruz. Devlet yetkilileri insansız hava aracı ile orayı izliyorlar ve bize bilgi vermiyorlar. ‘Ambulans oraya gidince ateş açılıyor’ deniliyor, dün anneler gitti oraya, polisler anneleri binanın önünden gözaltına aldılar. Binanın önünde polisler dolaşıyor ama ‘ambulansın güvenliği yok, gidemezler’ diyorlar. Bilgilerimiz yanlış da olabilir, bunların yanlış olduğunu ortaya çıkartacak bir şeyler yapın. Gönüllü sağlıkçılar yolda durdurulmuş durumdalar. Velev ki orada direnişte olan yaralılar var, direnişte olup olmaması bir yaralıya yardımda ahlaki durumu değiştirir mi?” diye konuştu.
"ORADA YAŞAMINI YİTİREN DİRENİŞÇİ DE, PKK’DA..."
HDP’nin bütün Türkiye’de birlikte yaşamı kurmaya çalışan bir parti olduğunu öne süren Demirtaş, “Evet, bir Kürt’üm, Kürt’ün dünyasını da, ruhuna iyi bilirim. Türk kardeşlerime seslenmek istiyorum, şuanda olup bitenler, yapılanlar asla Türk halkının geleceğini kurtaracak operasyonlar değil. Orada yaşamını yitiren her insan senin benim değil, bizim çocuklarımız. Orada yaşamını yitiren direnişçi de, PKK’da, asker de, polis de, sivil de bizim çocuklarımızdır" dedi.
“MİLLETVEKİLLİĞİ DE, ALDIĞIMIZ MAAŞ DA HARAM OLSUN BİZE”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Demirtaş, “Adalet Bakanı çıkmış milletvekilimizi terörist olmakla, teröristlere yardımcı olmakla suçluyor, açıkça hedef gösteriyor. Tahir Elçi’yi linç ettiniz, ‘teröre yardım yapıyor’ dediniz, 40 gün sonra katledildi, şimdi Faysal Sarıyıldız’a aynısını yapıyorlar. Bakan ama adalet sıfır. Bakan mahkemeleri aleni bir şekilde etkileyecek bir iş yapıyor, utanmadan sıkılmadan bir milletvekilini terörist ilan edecek kararı veriyor. Milletvekilimiz Cizre’de 51 gündür evinden bile çıkamadı. Bunu teröre yardım olarak lanse ediyor. Meral hanım Meclis kürsüsünden Faysal Beyin sesini dinletmek istiyor, bu yapılmıyor ama bugün Cumhurbaşkanı Şili’den konuşuyor, ‘Meclis kürsüsüne teröre alet ediyorlar’ diyor. Bunu bir terör faaliyeti olarak görüyor. Zaten parlamento artık işlemiyor, kapalı, devletin en küçük, en işlevsiz resmi kurumu parlamentodan daha iyi çalışıyor. Artık parlamento işlemeyen bir kuruma dönüştü. Bu hafta kapalı, her gün cenazeler Türkiye’nin her yerine gidiyor, parlamento kapalı, neden? Ülke kan gölüne dönmüşken 1 hafta tatil yapacaksak, milletvekilliği de, aldığımız maaş da haram olsun bize" ifadelerini kullandı.
“NEDİR ZAFER, DİYARBAKIR SURLARINA TÜRK BAYRAĞI ASMAK MIDIR?”
Diyarbakır surlarına Türk Bayrağı asmanın zafer olmadığını ileri süren Demirtaş, “Nedir zafer, Diyarbakır surlarına Türk Bayrağı asmak mıdır, duvarlara ‘Türk’ün gücünü tanıyacaksın’ yazmak mıdır? Buysa sizin zaferiniz yanılıyorsunuz, bunların hepsi yenilgi psikolojisidir. Siz göz göre göre bir halkı düşman ilan ettiniz” diye konuştu.
“BİZ BUNU BİR HAKARET OLARAK ALMIYORUZ”
Bir hükümet sözcüsünün “Bunlara etek giydiririz” ifadelerini kullandığını kaydeden Demirtaş, “Biz bunu bir hakaret olarak almıyoruz, bu kadına karşı bir hakarettir. HDP’lilere etek giydirecekmiş, böyle bir şey olur mu, başka bir şekilde hakaret et. AKP’nin kadın bakanları var, çıksın kendi milletvekillerini uyarsın” şeklinde konuştu.
“LEYLA ZANA YEMİN EDER Mİ ETMEZ Mİ KENDİ BİLECEĞİ İŞ, BÜTÜNÜYLE ARKASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Leyla Zana ile yapacağı görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulunan Demirtaş, “Leyla Zana barış için çırpınan bir siyasetçidir. Görüşebilir, umarız bir şey çıkar, çok umutlu değiliz ama. Cevapları gördünüz, yok yemin edecekmiş, şunu konuşmayacakmış, işte budur diyalog anlayışları, karşısında köle görmek istiyor. Kimseyi karşısında eşit olarak görmek istemiyor. Bu yüzden Leyla Zana’ya karşı günlerdir hakaret yazısı yazıyorlar. Yemin etmezse olmazmış, yemin etmeyince barış konuşamıyor mu insan, muhtarların hepsi yemin mi etmiş, fukaraları gece gündüz çağırıp beyinleri ütülüyorsun, hepsi yemin mi etmiş? Saraya girmek için yemin şart mı? Leyla Zana yemin eder mi etmez mi kendi bileceği iş, bütünüyle arkasındayız”
(İHA)
Parlamentoda, partisinin kongresinden sonra yapılan ilk grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisinin bir Kürt olduğunu belirterek, “Türk kardeşlerime seslenmek istiyorum, şuanda olup bitenler, yapılanlar asla Türk halkının geleceğini kurtaracak operasyonlar değil” ifadelerini kullandı. Meclisin 1 hafta ara vermesini de eleştiren Demirtaş, “Ülke kan gölüne dönmüşken 1 hafta tatil yapacaksak, milletvekilliği de, aldığımız maaş da haram olsun bize” dedi. Demirtaş şunları kaydetti:
“Grup toplantısı yapıyoruz ama 7 kentin 20 ilçesinde onlarca mahallede ve toplam 56 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Toplam 50 gün sokağa çıkma yasağı uygulandı ve bizler bu toplantıyı gerçekleştirirken Sur’da 60. günde, Cizre ilçesinde 51. gününde sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Neredeyse bir coğrafyanın tamamını kapsayacak şekilde dönüşümlü de olsa, 20 ayrı ilçede aylardır insanlarımız özgürce evinden, penceresinden bakamaz hale getirilmiş durumda. Ya banyolar sığınak hale getirilmiş ya da evlerin bodrum katında yaşamak zorunda bırakılmışlar. Diyelim ki evinizin misafir odasında oturuyorsunuz, evinizin içine top, tank ya da havan mermisi girdi, orada öldünüz çoluk çocuk. Akşam bir de havuz medyasında ya ‘teröristler öldürüldü’ diye ya da ‘teröristler sizi öldürdü’ diye haber oluyorsunuz, bu utanmaz, arlanmaz havuz medyası ile uğraşıyorsunuz. Evinizin içinde katledilseniz de bitmiyor, cenazenizle uğraşıyorlar. Cenazenizi defnetmenize izin vermiyorlar."
"BİLGİLERİMİZ YANLIŞ DA OLABİLİR"
Cizre’de durumun inanılmaz boyutlara ulaştığını iddia eden Demirtaş, “Bir bodrum katında 31 insan, 6 cenaze hükümetin yalan dediği gerçek durumdur. İlk gün 3-4 cenaze vardı, kan kaybından ve susuzluktan cenaze sayısı 6’ya çıktı. Dün itibariyle 11 kadın ‘biz kendi çocuklarımızı almaya gidiyoruz’ dediler ve 100 metreye kadar binaya yaklaştılar. Binanın önü tümden çökmüş durumda. Üç gündür oradaki insanlardan haber alamıyoruz. Devlet yetkilileri insansız hava aracı ile orayı izliyorlar ve bize bilgi vermiyorlar. ‘Ambulans oraya gidince ateş açılıyor’ deniliyor, dün anneler gitti oraya, polisler anneleri binanın önünden gözaltına aldılar. Binanın önünde polisler dolaşıyor ama ‘ambulansın güvenliği yok, gidemezler’ diyorlar. Bilgilerimiz yanlış da olabilir, bunların yanlış olduğunu ortaya çıkartacak bir şeyler yapın. Gönüllü sağlıkçılar yolda durdurulmuş durumdalar. Velev ki orada direnişte olan yaralılar var, direnişte olup olmaması bir yaralıya yardımda ahlaki durumu değiştirir mi?” diye konuştu.
"ORADA YAŞAMINI YİTİREN DİRENİŞÇİ DE, PKK’DA..."
HDP’nin bütün Türkiye’de birlikte yaşamı kurmaya çalışan bir parti olduğunu öne süren Demirtaş, “Evet, bir Kürt’üm, Kürt’ün dünyasını da, ruhuna iyi bilirim. Türk kardeşlerime seslenmek istiyorum, şuanda olup bitenler, yapılanlar asla Türk halkının geleceğini kurtaracak operasyonlar değil. Orada yaşamını yitiren her insan senin benim değil, bizim çocuklarımız. Orada yaşamını yitiren direnişçi de, PKK’da, asker de, polis de, sivil de bizim çocuklarımızdır" dedi.
“MİLLETVEKİLLİĞİ DE, ALDIĞIMIZ MAAŞ DA HARAM OLSUN BİZE”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Demirtaş, “Adalet Bakanı çıkmış milletvekilimizi terörist olmakla, teröristlere yardımcı olmakla suçluyor, açıkça hedef gösteriyor. Tahir Elçi’yi linç ettiniz, ‘teröre yardım yapıyor’ dediniz, 40 gün sonra katledildi, şimdi Faysal Sarıyıldız’a aynısını yapıyorlar. Bakan ama adalet sıfır. Bakan mahkemeleri aleni bir şekilde etkileyecek bir iş yapıyor, utanmadan sıkılmadan bir milletvekilini terörist ilan edecek kararı veriyor. Milletvekilimiz Cizre’de 51 gündür evinden bile çıkamadı. Bunu teröre yardım olarak lanse ediyor. Meral hanım Meclis kürsüsünden Faysal Beyin sesini dinletmek istiyor, bu yapılmıyor ama bugün Cumhurbaşkanı Şili’den konuşuyor, ‘Meclis kürsüsüne teröre alet ediyorlar’ diyor. Bunu bir terör faaliyeti olarak görüyor. Zaten parlamento artık işlemiyor, kapalı, devletin en küçük, en işlevsiz resmi kurumu parlamentodan daha iyi çalışıyor. Artık parlamento işlemeyen bir kuruma dönüştü. Bu hafta kapalı, her gün cenazeler Türkiye’nin her yerine gidiyor, parlamento kapalı, neden? Ülke kan gölüne dönmüşken 1 hafta tatil yapacaksak, milletvekilliği de, aldığımız maaş da haram olsun bize" ifadelerini kullandı.
“NEDİR ZAFER, DİYARBAKIR SURLARINA TÜRK BAYRAĞI ASMAK MIDIR?”
Diyarbakır surlarına Türk Bayrağı asmanın zafer olmadığını ileri süren Demirtaş, “Nedir zafer, Diyarbakır surlarına Türk Bayrağı asmak mıdır, duvarlara ‘Türk’ün gücünü tanıyacaksın’ yazmak mıdır? Buysa sizin zaferiniz yanılıyorsunuz, bunların hepsi yenilgi psikolojisidir. Siz göz göre göre bir halkı düşman ilan ettiniz” diye konuştu.
“BİZ BUNU BİR HAKARET OLARAK ALMIYORUZ”
Bir hükümet sözcüsünün “Bunlara etek giydiririz” ifadelerini kullandığını kaydeden Demirtaş, “Biz bunu bir hakaret olarak almıyoruz, bu kadına karşı bir hakarettir. HDP’lilere etek giydirecekmiş, böyle bir şey olur mu, başka bir şekilde hakaret et. AKP’nin kadın bakanları var, çıksın kendi milletvekillerini uyarsın” şeklinde konuştu.
“LEYLA ZANA YEMİN EDER Mİ ETMEZ Mİ KENDİ BİLECEĞİ İŞ, BÜTÜNÜYLE ARKASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Leyla Zana ile yapacağı görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulunan Demirtaş, “Leyla Zana barış için çırpınan bir siyasetçidir. Görüşebilir, umarız bir şey çıkar, çok umutlu değiliz ama. Cevapları gördünüz, yok yemin edecekmiş, şunu konuşmayacakmış, işte budur diyalog anlayışları, karşısında köle görmek istiyor. Kimseyi karşısında eşit olarak görmek istemiyor. Bu yüzden Leyla Zana’ya karşı günlerdir hakaret yazısı yazıyorlar. Yemin etmezse olmazmış, yemin etmeyince barış konuşamıyor mu insan, muhtarların hepsi yemin mi etmiş, fukaraları gece gündüz çağırıp beyinleri ütülüyorsun, hepsi yemin mi etmiş? Saraya girmek için yemin şart mı? Leyla Zana yemin eder mi etmez mi kendi bileceği iş, bütünüyle arkasındayız”
(İHA)
