HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Son üç yıldır devam eden, ağır aksakta olsa ilerleyen çözüm ve diyalog sürecinin başlaması lazım. Karşılıklı ellerin tetikten çekilerek masaya tarafların davet edilmesi lazım” dedi.
Partisinin TBMM Grup Toplantı Salonu’nda bazı illerden gelen esnaf ve sanatkarlar odaları birliklerinin başkanlarını kabul eden Eş Genel Başkan Demirtaş, silahların konuşmaya başladığında sivillerin susmaması gerektiğini dile getirdi.
Sivillerin konuşması gerektiği bir zamanda olduklarını dile getiren Demirtaş, “Sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, siyasetçiler, sivil insanlar sesimizi şiddete karşı yükseltme ve ‘bir savaş istemiyoruz’ deme zamanıdır. Elbette yitirdiğimiz her can bu ülkenin evladıdır, hepimizin evladıdır. Acılarımızı ortaklaştırmakta barışın bir yolu, barışın bir yöntemidir. Acılar arasında ayrım, annelerin, babaların gözyaşları arasında ayrım yapmak barış kanallarını, yollarını tıkar. Biz çok iyi biliyoruz ki bir kürdün annesiyle bir Türkün, bir Arabın, bir Farsın annesinin gözünden akan yaşın rengi aynıdır. Onun yürek acısı değişmez. Evladının giydiği üniformaya göre annenin acısı değişmez. Acılarımız arasına ayrım koymayacağız ve bütün cenazeler bizimdir. Biz bu cenazelerin etrafında ortak acıyla barışımızı sağlayacağız demek zorundayız” diye konuştu.
“İŞ MAKİNELERİNİN VE ARAÇLARIN YAKILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ”
Esnaf ve sanatkarlara seslenen Demirtaş, konuşmasına şöyle devam etti:
“İşverenler, esnaf ve sanatkarlar olarak bütün bu acı ortamında ikinci derece yani canımızı yitirdikten sonra en çok zarar gören ekonomik alanı da temsil ediyorsunuz. Sizler belki doğrudan ama dolaylı olarak 78 milyon insan bundan zarar görüyor. Şiddet ortamı varsa istikrar yoktur, istikrar yoksa ekonomi darbe alır ve ekonomi darbe alırsa sokaktaki işçiden, işverene kadar, memurdan, işçiye kadar, köylüden, çiftçiye kadar herkez bunun zararını görür. Dolayısıyla sizlerin bu konudaki hassasiyeti aynı zamanda ülkedeki istikrası sağlama, ülkedeki huzuru sağlayıp ekonomik gidişatı da düzeltme konusundaki önemli bir girişimdir. Bu vesileyle şunu açık yüreklilikle belirtmek istiyorum. Zaman zaman bölgeden araç yakma, iş yeri veya iş makinesi yakma haberleri de alıyoruz. Bunların hiçbirini asla doğru bulmadığımızı, tasvip etmediğimizi belirtmek istiyoruz. Yakılan araçlar bizim araçlarımızdır. Yakılan iş makineleri bizim iş makinelerimizdir. Bunun derhal mazeretsiz bir şekilde durdurulması lazım. Bununla ancak bizler zarar görüyoruz. Başka kimse zarar görmüyor. Halkın malıdır, mülküdür. Zar zor krediyle, borçla, harçla insanların aldığı kamyonudur, traktörüdür, iş makinesidir. Bunların hiç kimseye yarar getirmediğini görmek ve buna göre tutum almak lazım” diye konuştu.
“KARŞILIKLI ELLERİN TETİKTEN ÇEKİLEREK MASAYA TARAFLARIN DAVET EDİLMESİ LAZIM”
Demirtaş, durumdan çıkışın tek ve biricik yolunun müzakere ve konuşmak olduğunun altını çizdi.
Konuşmanın onurlu bir durum olduğunu, küçültücü bir durum olmadığını da kaydeden Demirtaş, açıklamasına şöyle devam etti:
“İnsanların sorunlarını konuşarak çözmesi haysiyetlidir ve son üç yıldır devam eden, ağır aksakta olsa ilerleyen çözüm ve diyalog sürecinin başlaması lazım. Karşılıklı ellerin tetikten çekilerek masaya tarafların davet edilmesi lazım. Çünkü konuşmak ayıp bir şey değildir, devlet içinde küçültücü bir şey değildir. PKK içinde onur kırıcı bir şey değildir. Teslim ol çağrıları yapmak yerine masaya davet etmek daha insani, vicdani ve ahlakidir. Bundan korkmamız lazım. Bakın bir masanın etrafından farklı kimlikleri olan insanlar olarak otuyoruz. Bunda korkacak bir şey yok. Siz eleştiri yaparsınız biz dinleriz. Masalar bunun için vardır. Biz tekrar Türkiye toplumu olarak taraflara derhal elinizi tekitken çekin, şiddet dursun ve binbir zahmetle kurulan müzakere diyalog masasına geri dönülsün, bu iş masada tümüyle çözülsün dememiz gerekir.”
Yapılan konuşmaların ardından Demirtaş ile esnaf ve sanatkar odalarını temsilcilerini görüşmeleri basına kapalı devam etti.
(İHA)