USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Çevre-Hayat

Dede mesleği tornacılığı babasının emekli olduğu köşkte devam ettiriyor

Ahşap torna ustası Bülent Aygün, babasının emekli olduğu atölyede 19 yıldır saray objelerinin torna işini yapıyor.

Dede mesleği tornacılığı babasının emekli olduğu köşkte devam ettiriyor
27-11-2019 16:02
Google News

İstanbul

Ahşap torna ustası Bülent Aygün, dedesi, babası ve kendisiyle 3 kuşaktır devam eden tornacılık mesleğini Yıldız Şale Köşkü'ndeki ahşap torna atölyesinde sürdürüyor.

Aygün ailesinin tornacılık hikayesi 1932'ye dayanıyor. İlk olarak dede Bilal Aygün, Tahtakale'de Kastamonu'dan gelen ustaların yanında çırak olarak olarak işi öğreniyor. Yıllar sonra usta olan Aygün'ün oğlu Kadir Aygün de 1964'te mesleğe adım atıyor.

Kadir Aygün, Süleymaniye ve Eminönü'ndeki atölyelerde çalıştıktan sonra kendi atölyesini açıyor.

1985'te Yıldız Şale Köşkü'ndeki ahşap torna atölyesinde çalışmaya başlayan Aygün, 20 yıl burada, saraylardan gelen tarihi objelerin torna işlerini yapıyor.

Aygün, yetiştirdiği oğlu Bülent Aygün'ü, emekli olmadan, 2000 yılında yanına çırak olarak alıyor. 2005'te emekli olan baba Aygün'ün ardından bayrağı devralan oğlu Bülent Aygün ise 19 yıldır aynı atölyede ahşap tornacılık mesleğini sürdürmeye devam ediyor.

Aygün, Milli Saraylar Koleksiyonu'na bağlı saraylardan gelen masa, sandalye, kanepe, koltuk, perde paterleri, etajerler, tırabzanlar gibi sarayların iç mekan objelerini onarıyor.

Bülent Aygün, ayrıca sarayların dış mekanlarında bulunan ahşap torna süslemelerini de yapıyor.

Çıraklığı döneminde babasıyla torna tezgahının başında çalışırken çekildiği birkaç fotoğrafı hatıra olarak saklayan Aygün, şimdi aynı tezgahın başında tek başına obje onarıyor.

Aygün, gelen objelerin ölçüsünü ve şeklini kumpas denilen bir aletle alıyor. Daha sonra torna tezgahına geçen Aygün, objenin orijinalinde kullanılan aynı ağaç türünden, hasarlı kısmını yeniden üretiyor.

"İşi babam öğrettiği için daha kolay öğrendim"

Aygün,mesleğini bayrak gibi düşündüğünü, babasını mahcup etmemek için mesleği daha çok üstlendiğini ve daha özverili çalıştığını söyledi.

Bu meslek kendilerine dededen geldiği için 3 kuşaktır gelenek gibi devam ettiğini belirten Aygün, şunları anlattı:

"Bu mesleği bana babam öğretti. Her türlü ağaçta nasıl hareketler yapılacağını birebir kendisi gösterdi. Bu işi öğreten babam olduğu için daha kolay öğrendim. Beraber çalıştığımız 5 sene belki uzun bir süre ama hassas ve çok değişik işler var.

Her gün değişik objeyle karşılaşıyoruz. Babam, çalıştığı dönem, gelen objeye bakıp hayran kalıyordu. Nasıl yaptılar diye düşünüyordu. Babam kendine usta diyemiyordu ki babam da çekirdekten yetişmiş birisi. O kadar değişik, çok güzel işler geliyordu."

Tarihi eserlerin neresinde hata varsa orayı onardıklarını belirten Aygün, "Bir objeyi öncelikle birebir aynısını kumpasla ölçülendirerek yapıyoruz. Malzemesi neyse, hangi ağaç ise ona bakıyoruz, orijinalden taviz vermiyoruz.

Nerelere müdahale edileceğine yönelik raporlar geliyor. Raporlarda 'Objenin şu kısmı değişecek, şurası onarılacak' şeklinde bilgiler yer alıyor, biz de ona göre müdahale ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Objelerin boyutları hakkında bilgi veren Aygün, "En büyük objeler genelde merdiven tırabzanı oluyor, 1,20 boyunda oluyor. En küçükleri ise ufacık parçalar var, 5-10 milimetre boyutunda." diye konuştu.

Objelerin ham maddesine dair detayları da paylaşan Aygün, şunları kaydetti:

"Sarayın dış mekanlarında suya daha dayanıklı olduğu için çam ya da ıhlamur ağacı kullanılmış. İç mekanlarda ise daha hafif ağaçlar kullanılmış, mesela ceviz ağacı, şimşir, mana ağacı, abanoz ağacı gibi birçok çeşit var.

Genelde sarayın dışında ise ıhlamur ağacı kullanılmış, yumuşak bir ağaç."

"Oğlum da inşallah bu işi yapar"

Oğlunun mimarlık okuduğunu söyleyen Aygün, "Gençlerin bu meslekte pek ilgisi yok. Ben bakıp üzülüyorum. Tahtakale'de 50 tornacı vardı eskiden ancak şu an 1 ya da 2 tane kaldı. Meslek şu an sadece burada devam ediyor gibi geliyor bana. Artık dışarıda otomatik tezgahlarda yapılıyor bu iş, fabrikasyon günde bin tane yapıyor.

Gençlerin, bu mesleği sevmesini isterim. Ben severek yaptığım için oğlumuz da inşallah bu işi severek yapar hem mimar olur hem bu işi yapar. Hem daha iyi çizimlerini yapar." diye konuştu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ