Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bundan sonra sınırımızda askerimize sıkılan bir kurşunun bedeli o kurşunu sıkanların tümünün tasviyesiyle sonuçlanacak" dedi.
Türkiye’nin çalışan ve üreten kesimleri olan, esnafları, çiftçileri, işçileri, memurları ve işverenlerini temsil eden TESK, TZOB, Türk-İş, Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen, TİSK, Hak-İş ve TOBB, teröre karşı mücadele konusunda bir bildiri yayınlamıştı. Daha sonra, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu Çankaya Köşkü’nde ziyaret eden 8 STK, yayınladığı bildiriyi ve 8 sivil toplum kuruluşunun hazırladığı raporu Davutoğlu’na sundu. 8 STK, Çankaya Köşkü’nde gerçekleşen kabulde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu, ’Teröre Karşı Sivil İnisiyatif’ konulu toplantıya davet etti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) düzenlenen programa katılarak burada bir konuşma yapan Davutoğlu, özgürlüğü ve güvenliği tehdit eden teröre karşı işbirliği konusunun konuların en başında gelen husus olduğunu belirterek, "Bu zamanların en önemli zamanı da bir terör saldırısı söz konusu olmuşsa onun karşısında biraraya gelme zamanıdır. Gün, dayanışma günüdür. Omuz omuza verme günüdür. Teröre karşı mücadele konusunda tek başına siyasi irade, güvenlik yöntemleri ve ekonomik yöntemler yetmez. Teröre karşı mücadelede bütün toplumun omuz omuza vermesi başarının öncelikli şartıdır" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 20 Temmuz’dan bu yana çok kapsamlı ve birçok saldırıyla karşı karşıya olduğunu belirten Davutoğlu, "Bir çok odaktan beslenen terör saldırılarıyla karşı karşıya. Geçtiğimiz Pazartesi günü biraraya gelerek, ertesi gün de beni ziyaret ederek teröre karşı mücadelede omuz omuza vermekte olduğumuzu bir kez daha teyit ettiler. Bugün Türkiye’nin her bir köşesinden her bir ilinden başkanları buraya davet ederek aslında ortak vicdanımızı, aklımızı ve duruşumu gösterebilmek için büyük bir imkan bize sundular" dedi.
Modern döneme bakıldığında 3 konuda sağlam bir irade sergilemiş ülkelerin büyük bir atılım ortaya koyduğunu anlatan Davutoğlu, bunlardan birincisinin demokrasi ve özgürlük, ikincisinin güvenlik ve kamu düzeni alanı, üçüncüsünün ise ekonomik kalkınma olduğunu ifade etti. Davutoğlu, bunların önemli bir sac ayağı olduğunu ve birisi eksik olduğunda diğerinin var olmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Başbakan Davutoğlu, kamu düzeninin olmadığı yerde, din ve vicdan hürriyeti, hayat hakkı, fikir ve girişim hürriyetinin olamayacağına dikkati çekerek, "Bizim bu üç temel alanı geliştirir olmamız lazım. Bazen ekonomik çöküntüler siyasi çöküntülere yol açıyor Yunanistan’da olduğu gibi, bazen siyasi çöküntüler sosyal olarak çöküntüye yol açmasına yol açıyor Suriye’de olduğu gibi. Siyasi tavrn dışında sivil inisiyatif olarak sizin bir araya gelmeniz en güçlü mesajı vermek bakımından hayati derecede önemlidir. Bugün bu toplantı teröre karşı verdiğimiz mücadelenin en önemli ayağıdır. Buraya teşrif ederek ve sizler ülkenin bütününe en duru mesajı vermiş oluyorsunuz ve diyorsunuz ki işverenler, işçiler olarak, memurlar olarak helal rızk için sabah dükkanını açan esnaflar olarak ’Bizler teröre karşı omuz omuzayız, birlikteyiz’ diyorsunuz" şeklinde konuştu.
Kamu düzeni olmazsa yaylarda hayvancılık yapan çiftçilerin kadim geleneği sürdüreceğini anlatan Davutoğlu, "Kamu düzeni olmazsa işçilerimiz fabrikaya giderken kaygıyla giderler. Kamu düzeni olmazsa odalarımız tiüccarlarımız, sanayi erbabımız yatırım gücünü kaybeder. Biz, bugün burada biraya gelerek bu mesajı veriyoruz. Türkiye’nin demokrasi tarihi de böyle bir sarkacın izlerini yansıtır" şeklinde konuştu.
Özgürlükler yok edilince kamu düzenin de teminat altına alınmadığını anlatan Davutoğlu, Türkiye’nin demokrasi tarihi hakkında bilgi verdi. Bu sarkaç ülkemizin geleceğini karartırken son 13 yıl içinde dün de, bugün de gelecekte de aynı temel ilkeyle hareket ettiklerine dikkat çeken Davutoğlu, çok büyük demokratikleşme paketleriyle Türkiye’de kimsenin anadilinin tahkir edilmediği, hiçkimsenin etnik ve mezhebi kimliğiyle ayrılmadığı yen i bir dönemi başlattıklarını ifade etti.
"HÜKÜMETİMİZİ ERKEN İÇİN BU OPERASYONLARI YAPMAKLA SUÇLUYORLAR"
Türkiye’de herşey meşruiyet çizgisi içinde ilerlerken birden demokrasiye, Türkiye’nin geleceğine darbe vurmak isteyen şer odaklarının harekete geçtiğini anlatan Davutoğlu, "Bazıları, sanki bütün yaşananların arka planını bilmiyormuş gibi hükümetimizi bir erken seçim için bu operasyonları yapmakla suçluyorlar. Bu tarih silsilesine dikkatinizi çekerim. Bu, hepimize yapılan bir suikasttır. Bu saldırılar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve 78 milyona yapılan saldırılardır. 9 Temmuz’da Cumhurbaşkanımız bizi görevlendirdikten sonra 11 Temmuz’da KCK ateşkesi bitirdiğini ilan etti. Bu açık bir şekilde şu mesajdı, ’Siz ne yaparsanız yapın Türkiye’de kaos çıkarmak istiyoruz’. 15 Temmuz’da HDP ile görüştüğümüzde KCK bu sefer devrimci halk savaşını başlattığını ilan etti. Yine, 19 Temmuz’da HDP Eş Başkanı sırtlarını PKK’ya dayadıklarını kamuoyu önünde zikretti. Zamanlamaya dikkatinizi çekerim. Türkiye’de hükümet kurmak için bir çaba başlatmış, siyasi partiler bir çözüm yolu bulmak için ki bütün siyasi genel başkanlara teşekkür ediyorum. Birlikte çözüm yolu bulmaya çalıştık. Bunları biz yaparken birileri yurtdışında Kandil’de ya da değişik odaklarda Türkiye’de demokrasiye darbe vurmak için düğmeye basmış bulunuyorlardı" ifadelerini kullandı.
"HÜKÜMETİ SUÇLAYANLARA SESLENİYORUM"
Hükümeti suçlayanlara seslendiğini belirten Davutoğlu, "Operasyonları sanki bir siyasi projenin parçasıymış gibi gösteren HDP eş bşakanlarına sesleniyorum. Operasyonlar 23 Temmuz’u 24 Temmuz’a bağlayan gece oldu ama polislerimiz 22 Temmuz’da şehit edildi. Askerimiz 21 Temmuz’da şehit edildi. KCK 11 Temmuz’da, daha biz hükümet görevini yeni aldığımız günlerde çatışmasızlığı bitirdiğini ilan etti. 13 Temmuz’da halk savaşı ilan ettiler. 19 Temmuz’da HDP PKK’ya sırtını dayadığını ilan etti. Şimdi barış güvercinliğine soyunanlar bunu görmek durumundalar. Bütün vatandaşlarımız da Türkiye’ye karşı oynanan oyunu görmek durumunda. Bizler Ankara’da Türkiye’nin geleceğinin ağır sorumluluğunu taşımış devlet adamları olarak, böyle bir saldırı karşısında tereddüt etseydik, bekle gör diyerek zamana oynasaydık böyle bir saldırı karşısında geçici hükümetiz diyerek konuyu erteleyseydik emin olunuz bugünlerde Türkiye tam bir kaosa sürüklenmiş ve sizlerin helal rızık için yürüttüğünüz ekonomik faaliyetlerin tümüyle ilgili olarak bir karamsarlık, ümitsizlik halinde olmuştu" diye konuştu.
"BUNDAN SONRA SINIRIMIZDA ASKERİMİZE SIKILAN BİR KURŞUNUN BEDELİ TÜMÜNÜN TASVİYESİYLE SONUÇLANACAK"
3 ayaklı terör saldırısının, demokrasi, kamu düzeni ve uluslararası itibarını hedef aldığını söyleyen Davutoğlu, eş zamanlı başlatılan operasyonun adına ’huzur ve demokrasi operasyonu’ dediğini belirtti. Davutoğlu, "Askerimizi şehit eden DEAŞ unsurları birer birer cezalandırıldı. Bundan sonra sınırımızda askerimize sıkılan bir kurşunun bedeli o kurşunu sıkanların tümünün tasviyesiyle sonuçlanacak" dedi.
(İHA)