05-10-2015 20:34
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Cemevleri Anadolu İslam’ında değişik inançlar, kanaatlerin örgütlenmesiyle ortaya çıkan çok köklü bir sosyal ağ var. 12., 13. yüzyıl Anadolu kültür hayatını anlamadan bugünkü Türkiye’yi anlamanız zor” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir televizyon kanalında seçim vaatleriyle ilgili soruları cevapladı. 7 Haziran seçim bildirgesindeki vaatlerin bir kısmının olduğunu söyleyen Davutoğlu, “7 Haziran’da bin 100 liranın altında alanlara ayda 100, yılda bin 200 lira gelir sağladık. Bunu 1 Temmuz’da ödemeye başladık. Şimdi yaptığımız biraz öteye geçiyor. Bin 100 liraya kadar olan emekli maaşlarında alınan bin 200 lira katkı emeklilerimize uygulanmaya başlandı. Onu gelir adaleti sağlayan bir düzenleme olarak görüyoruz. Herkese bir sefer bin 200 lira daha veriyoruz. Bin 100 lira alan emeklilerimize 2 bin 400 lira vermiş oluyoruz. Verdik,vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“Bin 100 lira alan emeklilerimize de vereceğiz” diye taahhüt verdiğini hatırlatan Davutoğlu, “Bizde süreklilik var. Şimdi şunu yapalım, sonra bunu yapalım diye kademelendirme yapıyoruz. Bu düzenleme ile bin liranın altında alan emekli vatandaşımız kalmıyor. Bir istisna Bağ-Kur tarım emeklileri. Onlarda biz iktidara geldiğimizde 66 lira maaş alıyorlardı, son zamlarla 884 lira alıyor olacaklar. Burada 7 Haziran öncesi ile sonrası arasında fark yok” şeklinde konuştu.
İşini kurmak isteyen gençlere 150 bin liraya kadar can suyu vereceklerini ifade eden Davutoğlu, “Gence ‘git iş bul, işverene de şunu söyle ’benim bir yıl maaşımı devlet ödeyecek’. 7 Haziran’dan önce var mı? Vardı. 6 aylık için ilan etmiştik, şimdi bir yıla çıkartıyoruz. 7 Haziran’dan önce ilan ettiğimiz projeleri biz özel istihdam artışı ile ilgili olarak ilan ettik. Bir yıl içinde ilan ettiğimiz seçime giderken bunların çoğu var. Halktan gelen talepleri de göz önüne aldık, kendimizi muhasebe ettik. Bizi CHP’den, MHP’den ayırt eden özelliklerden biri şu; biz her verdiğimiz sözü kılı kırk yararcasına veriyoruz. Sonra o sözün gereğini yapacağız. Onlar için böyle bir durum söz konusu değil. 7 Haziran öncesi daha titiz davrandık. Şimdi imkanlarımızı ve gelirlerimizi de daha rasyonel değerlendirerek, bu anlamda halkın taleplerini de göz önüne alarak bir tutum sergiledik” diye konuştu.
Davutoğlu, “Cemevleri ve tekkelere yasal statü mü geliyor?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:
“Cemevleri Anadolu İslam’ında değişik inançlar, kanaatlerin örgütlenmesiyle ortaya çıkan çok köklü bir sosyal ağ var. 12., 13. yüzyıl Anadolu kültür hayatını anlamadan bugünkü Türkiye’yi anlamanız zor. Hacı Bektaşi Veli’yi, Ahi Evran’ı, Mevlana Celaleddin Rumi’yi, Yunus Emre’yi bileceksiniz, zaman harmanlanma olmuş. Anadolu’da medeniyetimizin kurucu öncülerinin oluşturduğu gelenek, Ahilik geleneğini Ahi Evran, Mevlevi geleneğini Hazreti Mevlana, Bektaşi geleneğini, Hacı Bektaşi Veli. Bunlar öylesine köklü tohumlar ekti ki, onlar hem Selçuklu Devleti’ni Moğol ve Haçlılara karşı halkı korudu, burada kökleşmemizi sağladı. Hem de Osmanlı ile birlikte bunun bütün çevre coğrafyalara yayılmasını sağladı. Sonra modernleşme dönemi ile birlikte bu irfan merkezlerini yeniden değerlendirme ihtiyacı ortaya çıktı. Bizim soğukkanlı şekilde bu geleneklere bakmamız gerekli. Bunlardı tehdit, yanlış, devletin öngördüğü din anlayışına tehlikeli anlayışlar gibi görmek yerine o anlayışların özünü oluşturan felsefeye, düşünceye dayalı bir kurumsallaşma tanımamız lazım. Cemevleri bu anlamda Hacı Bektaşi Veli geleneğinin ve Türkiye’de Anadolu İslamı’nın parçası olan Hacı Bektaşi Veli’nin temel erkan mekanları olarak değerlendiriyoruz.”
“ALEVİ VATANDAŞLARIMIZIN SORUNLARINI TEK TEK ÇÖZECEĞİZ”
Başbakan Davutoğlu şöyle konuştu:
“Aleviliğin bu irfan geleneği içinde devam eden bir ehlibeyt öğretisi, Horasan erenleri öğretisi, cemevlerinin hukuki bir statüye kavuşması. Alevi vatandaşlarımızın sorunlarını tek tek çözeceğiz. Dışişleri Bakanı olduğum dönemde cemevlerini de ziyaret ettim. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde yapılan çalıştayları hareket ederek, bu çalıştaylar sonrası gelinen noktayı Diyanet İşleri Başkanı ve ilgili arkadaşlarla ele aldık. Ayrıca kanaat önderleriyle çok bereketli sofra sohbetleri yaptık. Onların kanaatlerini de aldık. Bu kanaatler etrafında ortak bir mayada bütün bu sorunları çözüme kavuşturma vakti geldi. İrfan geleneğine atıf yapmamızın sebebi, dede geleneğinin yaşaması, adabının, erkanının hayatta sürdürülebilmesi için çalışmaları sürdüreceğiz.”
(İHA)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir televizyon kanalında seçim vaatleriyle ilgili soruları cevapladı. 7 Haziran seçim bildirgesindeki vaatlerin bir kısmının olduğunu söyleyen Davutoğlu, “7 Haziran’da bin 100 liranın altında alanlara ayda 100, yılda bin 200 lira gelir sağladık. Bunu 1 Temmuz’da ödemeye başladık. Şimdi yaptığımız biraz öteye geçiyor. Bin 100 liraya kadar olan emekli maaşlarında alınan bin 200 lira katkı emeklilerimize uygulanmaya başlandı. Onu gelir adaleti sağlayan bir düzenleme olarak görüyoruz. Herkese bir sefer bin 200 lira daha veriyoruz. Bin 100 lira alan emeklilerimize 2 bin 400 lira vermiş oluyoruz. Verdik,vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“Bin 100 lira alan emeklilerimize de vereceğiz” diye taahhüt verdiğini hatırlatan Davutoğlu, “Bizde süreklilik var. Şimdi şunu yapalım, sonra bunu yapalım diye kademelendirme yapıyoruz. Bu düzenleme ile bin liranın altında alan emekli vatandaşımız kalmıyor. Bir istisna Bağ-Kur tarım emeklileri. Onlarda biz iktidara geldiğimizde 66 lira maaş alıyorlardı, son zamlarla 884 lira alıyor olacaklar. Burada 7 Haziran öncesi ile sonrası arasında fark yok” şeklinde konuştu.
İşini kurmak isteyen gençlere 150 bin liraya kadar can suyu vereceklerini ifade eden Davutoğlu, “Gence ‘git iş bul, işverene de şunu söyle ’benim bir yıl maaşımı devlet ödeyecek’. 7 Haziran’dan önce var mı? Vardı. 6 aylık için ilan etmiştik, şimdi bir yıla çıkartıyoruz. 7 Haziran’dan önce ilan ettiğimiz projeleri biz özel istihdam artışı ile ilgili olarak ilan ettik. Bir yıl içinde ilan ettiğimiz seçime giderken bunların çoğu var. Halktan gelen talepleri de göz önüne aldık, kendimizi muhasebe ettik. Bizi CHP’den, MHP’den ayırt eden özelliklerden biri şu; biz her verdiğimiz sözü kılı kırk yararcasına veriyoruz. Sonra o sözün gereğini yapacağız. Onlar için böyle bir durum söz konusu değil. 7 Haziran öncesi daha titiz davrandık. Şimdi imkanlarımızı ve gelirlerimizi de daha rasyonel değerlendirerek, bu anlamda halkın taleplerini de göz önüne alarak bir tutum sergiledik” diye konuştu.
Davutoğlu, “Cemevleri ve tekkelere yasal statü mü geliyor?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:
“Cemevleri Anadolu İslam’ında değişik inançlar, kanaatlerin örgütlenmesiyle ortaya çıkan çok köklü bir sosyal ağ var. 12., 13. yüzyıl Anadolu kültür hayatını anlamadan bugünkü Türkiye’yi anlamanız zor. Hacı Bektaşi Veli’yi, Ahi Evran’ı, Mevlana Celaleddin Rumi’yi, Yunus Emre’yi bileceksiniz, zaman harmanlanma olmuş. Anadolu’da medeniyetimizin kurucu öncülerinin oluşturduğu gelenek, Ahilik geleneğini Ahi Evran, Mevlevi geleneğini Hazreti Mevlana, Bektaşi geleneğini, Hacı Bektaşi Veli. Bunlar öylesine köklü tohumlar ekti ki, onlar hem Selçuklu Devleti’ni Moğol ve Haçlılara karşı halkı korudu, burada kökleşmemizi sağladı. Hem de Osmanlı ile birlikte bunun bütün çevre coğrafyalara yayılmasını sağladı. Sonra modernleşme dönemi ile birlikte bu irfan merkezlerini yeniden değerlendirme ihtiyacı ortaya çıktı. Bizim soğukkanlı şekilde bu geleneklere bakmamız gerekli. Bunlardı tehdit, yanlış, devletin öngördüğü din anlayışına tehlikeli anlayışlar gibi görmek yerine o anlayışların özünü oluşturan felsefeye, düşünceye dayalı bir kurumsallaşma tanımamız lazım. Cemevleri bu anlamda Hacı Bektaşi Veli geleneğinin ve Türkiye’de Anadolu İslamı’nın parçası olan Hacı Bektaşi Veli’nin temel erkan mekanları olarak değerlendiriyoruz.”
“ALEVİ VATANDAŞLARIMIZIN SORUNLARINI TEK TEK ÇÖZECEĞİZ”
Başbakan Davutoğlu şöyle konuştu:
“Aleviliğin bu irfan geleneği içinde devam eden bir ehlibeyt öğretisi, Horasan erenleri öğretisi, cemevlerinin hukuki bir statüye kavuşması. Alevi vatandaşlarımızın sorunlarını tek tek çözeceğiz. Dışişleri Bakanı olduğum dönemde cemevlerini de ziyaret ettim. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde yapılan çalıştayları hareket ederek, bu çalıştaylar sonrası gelinen noktayı Diyanet İşleri Başkanı ve ilgili arkadaşlarla ele aldık. Ayrıca kanaat önderleriyle çok bereketli sofra sohbetleri yaptık. Onların kanaatlerini de aldık. Bu kanaatler etrafında ortak bir mayada bütün bu sorunları çözüme kavuşturma vakti geldi. İrfan geleneğine atıf yapmamızın sebebi, dede geleneğinin yaşaması, adabının, erkanının hayatta sürdürülebilmesi için çalışmaları sürdüreceğiz.”
(İHA)
