Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulmasını öngören kanun tasarı Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun imzasıyla TBMM Başkanlığına gönderildi.
“Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı” Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun imzası ile TBMM Başkanlığına gönderildi. Tasarıda, kanun amacı olarak, “İnsan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek üzere Türkiye İnsan Haklan ve Eşitlik Kurumunun kurulması, teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esasların düzenlenmesidir” ifadelerine yer verildi.
Tasarının gerekçesinde, “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısının insan haklarını koruma mekanizmalarının etkinleştirilmesi ana hedefi doğrultusunda, mevcut Türkiye İnsan Hakları Kurumunun kurumsal kapasitesinin güçlendirilerek etkinliğinin artırılması, ayrımcılık yasağı ve eşit muamele ile ilgili temel yasal çerçevenin ve kurumsal yapının düzenlenmesi, işkence ve kötü muameleye karşı ulusal önleme mekanizmasının etkinliğinin ve işlerliğinin artırılması ihtiyaç ve beklentilerinin karşılanması amaçlanmaktadır” ifadelerine yer verilirken, tasarının ulusal insan hakları kurumlarına ilişkin BM Paris Prensipleri, ilgili AB müktesebatı ve AB üyesi ülke uygulamaları başta olmak üzere uluslararası örnekler dikkate alınarak hazırlandığı belirtildi.
Tasarı; insan haklarının korunması, ayrımcılıkla mücadele ile işkence ve kötü muameleye karşı ulusal önleme mekanizması görevi olmak üzere üç ana işlevi aynı anda üstlenecek bir modeli içeriyor. Tasarı ile bu üç alanda ayrı ayrı yapılanmalara gidilmesi yerine tek ve güçlü bir kurumsal çatı altında anılan fonksiyonların birleştirilerek daha etkin bir modelin hayata geçirilmesinin esas alındığı belirtilirken, benzer görev tanımları nedeniyle kurumlar arasında yetki ve görev çakışmalarının ve uyuşmazlıklarının yaşanabilmesi, çok sayıda kurumun neden olduğu dağınık yapının kurumsal etkinlik anlamında zaafa yol açabilmesi, vatandaşların çoğu durumda hangi kuruma başvurmaları gerektiği hususunda bir bilgi ve yönlendirme karmaşası yaşayabilmesi, çok sayıda kurum oluşturulmasının neden olduğu gereksiz mali yük, bu modelin tercih edilmesinde etkili gerekçeleri oluşturduğu belirtildi.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulmasına yönelik Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş yaptığı açıklamada, "Türkiye’de İnsan Hakları Kurumu vardı, ayrıca adaletsizlik ve ayrımcılıkla mücadeleyle ilgili başka bir kurum vardı. Bunların birleştirilerek yeni bir kurul haline getirilmesiyle ilgili çok detaylı bir çalışma. Reformla ilgili bakanlıklar arasındaki detaylı bir çalışma yapılarak bugün son şekli verilmiş oldu. İnsan hakları ihlallerinin önlenmesi bu kurulun amaçlarından birisi. Bir diğer amacı ayrımcılıkla mücadele edilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve ayrımcılığın sonuçlarının giderilmesi. Önlemeye çalıştığı üçüncü temel alan ise işkencenin önlenmesi. AK Parti hükümetleri kuruluşundan bu yana, ’işkenceye sıfır tolerans’ politikasıyla Türkiye’de insan hakları ihlallerinin mümkün olduğunca azaltılabilmesi için fevkalade hızlı bir perspektifle hareket etti" ifadelerini kullanmıştı.
(İHA)
“Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı” Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun imzası ile TBMM Başkanlığına gönderildi. Tasarıda, kanun amacı olarak, “İnsan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek üzere Türkiye İnsan Haklan ve Eşitlik Kurumunun kurulması, teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esasların düzenlenmesidir” ifadelerine yer verildi.
Tasarının gerekçesinde, “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısının insan haklarını koruma mekanizmalarının etkinleştirilmesi ana hedefi doğrultusunda, mevcut Türkiye İnsan Hakları Kurumunun kurumsal kapasitesinin güçlendirilerek etkinliğinin artırılması, ayrımcılık yasağı ve eşit muamele ile ilgili temel yasal çerçevenin ve kurumsal yapının düzenlenmesi, işkence ve kötü muameleye karşı ulusal önleme mekanizmasının etkinliğinin ve işlerliğinin artırılması ihtiyaç ve beklentilerinin karşılanması amaçlanmaktadır” ifadelerine yer verilirken, tasarının ulusal insan hakları kurumlarına ilişkin BM Paris Prensipleri, ilgili AB müktesebatı ve AB üyesi ülke uygulamaları başta olmak üzere uluslararası örnekler dikkate alınarak hazırlandığı belirtildi.
Tasarı; insan haklarının korunması, ayrımcılıkla mücadele ile işkence ve kötü muameleye karşı ulusal önleme mekanizması görevi olmak üzere üç ana işlevi aynı anda üstlenecek bir modeli içeriyor. Tasarı ile bu üç alanda ayrı ayrı yapılanmalara gidilmesi yerine tek ve güçlü bir kurumsal çatı altında anılan fonksiyonların birleştirilerek daha etkin bir modelin hayata geçirilmesinin esas alındığı belirtilirken, benzer görev tanımları nedeniyle kurumlar arasında yetki ve görev çakışmalarının ve uyuşmazlıklarının yaşanabilmesi, çok sayıda kurumun neden olduğu dağınık yapının kurumsal etkinlik anlamında zaafa yol açabilmesi, vatandaşların çoğu durumda hangi kuruma başvurmaları gerektiği hususunda bir bilgi ve yönlendirme karmaşası yaşayabilmesi, çok sayıda kurum oluşturulmasının neden olduğu gereksiz mali yük, bu modelin tercih edilmesinde etkili gerekçeleri oluşturduğu belirtildi.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulmasına yönelik Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş yaptığı açıklamada, "Türkiye’de İnsan Hakları Kurumu vardı, ayrıca adaletsizlik ve ayrımcılıkla mücadeleyle ilgili başka bir kurum vardı. Bunların birleştirilerek yeni bir kurul haline getirilmesiyle ilgili çok detaylı bir çalışma. Reformla ilgili bakanlıklar arasındaki detaylı bir çalışma yapılarak bugün son şekli verilmiş oldu. İnsan hakları ihlallerinin önlenmesi bu kurulun amaçlarından birisi. Bir diğer amacı ayrımcılıkla mücadele edilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve ayrımcılığın sonuçlarının giderilmesi. Önlemeye çalıştığı üçüncü temel alan ise işkencenin önlenmesi. AK Parti hükümetleri kuruluşundan bu yana, ’işkenceye sıfır tolerans’ politikasıyla Türkiye’de insan hakları ihlallerinin mümkün olduğunca azaltılabilmesi için fevkalade hızlı bir perspektifle hareket etti" ifadelerini kullanmıştı.
(İHA)