Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Nasıl Amerika’da bir kasabada dahi bir El Kaide mevcudiyeti hendek ve barikat kursa ona karşı Türkiye’nin tutumu net olurdu. Biz aynı açık ve net tutulu PKK’yı da terör örgütü gören ABD ve AB üyesi ülkelerden görmekten memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, ikili görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye ve Amerika ilişkilerinin soğuk savaş döneminden bu yana ortak stratejik vizyona dayılı olarak yapılandırıldığını ifade etti.
İki ülke ilişkilerinin kritik dönemlerde önemli roller üstlendiğini söyleyen Davutoğlu, “Soğuk savaş dönemindeki işbirliğimizden sonra, balkanlardaki sorunların çözümünde de, teröre karşı mücadelede de, Afganistan’da da hep aynı perspektiften olayları değerlendirip uluslararası ve bölgesel barışı korumak için birlikte hareket ettik. Türkiye her zaman ABD’yi stratejik ortak olma yanında bir dost ülke ve sadece askeri değil ekonomik bakımından da ortak çıkarların temsil edildiği bir ilişki olarak görmüştür. Sayın Obama’nın ifadesi ile model ortaklık bu anlamda geniş kapsamlı bir ekonomik siyasi stratejik işbirliğini içerir. Bu çerçevede Sayın Biden’ın ziyareti çok kritik bir aşamada, özellikle Suriye ve Irak’ta önemli olayların yaşandığı, Ukrayna’da hepimizi kaygılandıran gelişmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor. Az önce kapsamlı değerlendirmeler yaptık. Çevremizdeki önemli değişiklere Türkiye ve Amerika’nın ortak bir perspektiften bakması büyük önem taşıyor. Sayın Biden’a dünkü ziyaretinde Sultanahmet’e giderek terör saldırısı sonrasında kayıplar için oraya karanfil bırakması dolayısıyla ve teröre karşı mücadelede gösterdiği dayanışma dolayısıyla teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“DEAŞ, PKK, DHKP-C, NUSRA GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINA FARK GÖRMÜYORUZ”
Türkiye ve ABD’nin teröre karşı ortak tavrına vurgu yapan Başbakan Davutoğlu, “Bugün görüşmemizde teröre karşı ortak bir tavır alma konusunda aynı yaklaşımı benimsediğimizi bir kez daha teyit etti. Türkiye için terör hangi etnik ve kültürel temele dayanmış olursa olsun, hangi ülkeyi hedef almış olursa olsun insanlık suçudur. Biz DEAŞ, PKK, DHKP-C, Nusra gibi terör örgütleri arasında bir fark görmedik, görmüyoruz. Bu çerçevede ABD ile bütün bu terör örgütlerine karşı birlikte davranma konusunda hassasiyetimiz var. Bu çerçevede görüşlerimiz ortak bir temele dayandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN ULUSAL GÜVENLİK KAYGILARINI NET ŞEKİLDE İFADE ETTİM”
Terörün sadece tek bir ülkeyi tehdit etmediğini belirten Davutoğlu, “Çevre ülkelerdeki gelişmeler de terörü tetikleyen sonuçlar doğuruyor. Bugün de haritalar üzerinde tek tek bütün kritik bölgeleri ele aldık. Türkiye olarak bizim ulusal güvenlik kaygılarımızı net şekilde ifade ettim. Türkiye sınırları boyunca Irak ve Suriye’de bir devlet otoritesi maalesef yok. Suriye’de Türkiye aynı anda 3 risk unsurunu birlikte tehdit olarak görmekte. Birincisi rejim ki barbarca yöntemleriyle mülteci akınlarına sebebiyet vermiştir. İkincisi DEAŞ, yine barbarca terör eylemleri ile insanlık suçu işlemiştir. Üçüncüsü YGP, o da aynı şekilde kontrol ettiği bölgelerde Arap, Türkmenleri ve kendi gibi düşünmeyen Kürtleri tam bir etnik temizlik mantığı ile temizlemeye kalkmış ve Türkiye içinde teröre destek olacak faaliyetlerde bulunmuştur. Biz bu üç unsuru da tehdit olarak görüyor ve bu üç unsura karşı gerektiğinde her türlü adım atmak konusunda kararlı bir tutum sergiliyoruz” ifadelerini kullandı.
“YPG, PKK’NIN BİR PARÇASIDIR VE PKK’DAN AÇIK ŞEKİLDE DESTEK ALMAKTADIR”
Görüşmede Suriye’deki gelişmelerin de ele alındığını anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygılarını anlattıktan sonra Suriye’deki geçiş süreci ile ilgili kanaatlerimizi paylaştık. Barış görüşmeleri ile ilgili iki hususu ortak bir zeminde görüyoruz. Birincisi Suriye muhalefetin temsili konusunda hiçbir belirsizlik olmaması. Türkiye olarak biz muhalefet safında net olarak sadece meşru Suriye muhalefetinin olması önemlidir. Yine bu görüşmeler sürerken insanlık suçunun işlendiği ve kuşatmalar altında insanların aç ve susuz bırakıldığı yöntemlere karşı da aynı insani yaklaşımı sergiliyoruz. Türkiye ile Amerika, Suriye konusunda eskiden beri istişarelerde bulunagelmiştir. Türkiye’nin hedefi, sınırlarımızdaki bütün DEAŞ unsurlarının temizlenmesidir. Sınırlarımızda DEAŞ unsuru kesinlikle görmek istemiyoruz. Son günlerde Suriye muhalefetinin DEAŞ’a karşı yürüttüğü mücadele Türkiye ve Amerika olarak desteklenen mücadeledir. Ancak yine Rusya hava operasyonlarının bu mücadeleyi sekteye uğratmaması konusunda da ortak kaygılarımızı paylaştık. Sınırımızda ne DEAŞ, ne PKK ne de rejim unsurlarını görmek istemiyoruz. Burada Türkiye olarak önem verdiğimiz husus YPG, PKK’nın bir parçasıdır ve PKK’dan açık şekilde destek almaktadır. Aynı şeklide özellikle Suriye- Türkiye sınırı hassasiyeti dolayısıyla doğrudan sınıra komşu ilçelerde Suriye’den Türkiye’ye dönük her türlü terörist sızmasını, silah aktarımını doğrudan Türkiye’ye dönük düşmanca bir tavır olarak gördüğümüzü paylaştım.”
“IRAK’TA BULUNUŞUMUZUN TEK HEDEFİ DEAŞ’IN MUSUL’DAN UZAKLAŞTIRILMASI”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Irak’taki Başika kampı konusundaki görüşlerini de Biden’a ilettiğine dikkat çekerek, “Irak’ta PKK’nın mevcudiyeti, Türkiye’nin Irak’ta PKK ve DEAŞ’a karşı etkin bir mücadelede yer almasını gerekli kılmaktadır. Sayın Biden geçtiğimiz yıl geldiğinde de Türkiye DEAŞ’a karşı mücadeleye aktif destek vermesi gerektiği üzerinde durmuştuk. Biz bu aktif desteği göstermek için Musul’un kurtarılması yönünde bir eğitim kampı kurmuştuk. Bunun Irak hükümeti tarafından yanlış yorumlanmasını doğrusu uluslararası koalisyonun DEAŞ’a karşı yürüttüğü mücadele bağlamında da doğru görmüyoruz. Türkiye orada Irak’ın egemenliğine saygı çerçevesinde bulunmaktadır. Orada bulunuşumuzun tek hedefi DEAŞ’ın Musul’dan uzaklaştırılması. Bu konuda ABD ile perspektifimiz aynıdır. DEAŞ’ın Irak ve Suriye’deki etkisi kırılana kadar, Irak ve Suriye’de halkı desteğine sahip meşru güçlerin kontrolü sağlamasına kadar bu mücadelede birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
“ABD’DE BİR KASABADA EL KAİDE BARİKAT KURSA, ONA KARŞI TUTUMUMUZ NET OLURDU”
Biden’a Türkiye içerisinde yürütülen terörle mücadele çalışmaları konusunda da bilgi verdiğini anlatan Davutoğlu, “Türkiye 2013’te çözüm sürecini başlatma suretiyle tek bir şey hedef edinmiştir. O da silahlı bütün güçler Türkiye’den çıkması. Güvenlik güçleri dışında hiç bir silahlı gücün bulunmaması. Dost ve müttefik hiçbir ülkenin eminim kendi sınırları içinde meşru halka hesap veren hükümetin kontrolündeki güçler dışında hiçbir gücün bir şehri mayınlarla döşemesine, hendek ve barikatlar kurmasını kabul edebileceğini düşünmüyorum. Türkiye nasıl Amerika’da bir kasabada dahi bir El Kaide mevcudiyeti hendek ve barikat kursa ona karşı Türkiye’nin tutumu net olurdu. Biz aynı açık ve net tutulu PKK’yı da terör örgütü gören ABD ve AB üyesi ülkelerden görmekten memnuniyet duyuyoruz. Sayın Biden’ın dünkü görüşmeleri tabii Türkiye demokratik bir ülke. Dostlarımız, müttefiklerimiz geldiğinde tabii herkesle görüşmeler yapar ve her görüşü dinler. Bu konuda kendilerinin temaslarında olağanüstülük görmüyoruz ama beklentimiz şudur ki resmi bütün olarak görmek. Tek bir boyut ile değil bütün boyutları ile resmi görmek. Kendisi ile terörle mücadelemiz konusunda bütün perspektifi boyutlarıyla ve PKK’nın terör faaliyetlerinin bölge güvenliğini de tehdit ettiği konusundaki kanaatlerimizi paylaştık. Dostça bir görüşme cereyan etti. Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygıları bellidir. ABD’nin bu kaygıları doğru anlaması bizim için önemlidir. PKK bizim için DEAŞ gibi bir terör örgütüdür. YPG, PKK ile olan doğrudan özdeşliği dolayısıyla Suriye’de Türkiye için gittikçe artan bir tehdit haline dönüşmektedir. Türkiye içinde de teröre karşı verdiğimiz mücadele son silahlı unsur Türkiye’yi terk edene kadar sürecektir. Aynı zamanda Türkiye’de demokratik hukuk devleti kuralları özenle korunacaktır” ifadelerini kullandı.
(İHA)
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, ikili görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye ve Amerika ilişkilerinin soğuk savaş döneminden bu yana ortak stratejik vizyona dayılı olarak yapılandırıldığını ifade etti.
İki ülke ilişkilerinin kritik dönemlerde önemli roller üstlendiğini söyleyen Davutoğlu, “Soğuk savaş dönemindeki işbirliğimizden sonra, balkanlardaki sorunların çözümünde de, teröre karşı mücadelede de, Afganistan’da da hep aynı perspektiften olayları değerlendirip uluslararası ve bölgesel barışı korumak için birlikte hareket ettik. Türkiye her zaman ABD’yi stratejik ortak olma yanında bir dost ülke ve sadece askeri değil ekonomik bakımından da ortak çıkarların temsil edildiği bir ilişki olarak görmüştür. Sayın Obama’nın ifadesi ile model ortaklık bu anlamda geniş kapsamlı bir ekonomik siyasi stratejik işbirliğini içerir. Bu çerçevede Sayın Biden’ın ziyareti çok kritik bir aşamada, özellikle Suriye ve Irak’ta önemli olayların yaşandığı, Ukrayna’da hepimizi kaygılandıran gelişmelerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor. Az önce kapsamlı değerlendirmeler yaptık. Çevremizdeki önemli değişiklere Türkiye ve Amerika’nın ortak bir perspektiften bakması büyük önem taşıyor. Sayın Biden’a dünkü ziyaretinde Sultanahmet’e giderek terör saldırısı sonrasında kayıplar için oraya karanfil bırakması dolayısıyla ve teröre karşı mücadelede gösterdiği dayanışma dolayısıyla teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“DEAŞ, PKK, DHKP-C, NUSRA GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINA FARK GÖRMÜYORUZ”
Türkiye ve ABD’nin teröre karşı ortak tavrına vurgu yapan Başbakan Davutoğlu, “Bugün görüşmemizde teröre karşı ortak bir tavır alma konusunda aynı yaklaşımı benimsediğimizi bir kez daha teyit etti. Türkiye için terör hangi etnik ve kültürel temele dayanmış olursa olsun, hangi ülkeyi hedef almış olursa olsun insanlık suçudur. Biz DEAŞ, PKK, DHKP-C, Nusra gibi terör örgütleri arasında bir fark görmedik, görmüyoruz. Bu çerçevede ABD ile bütün bu terör örgütlerine karşı birlikte davranma konusunda hassasiyetimiz var. Bu çerçevede görüşlerimiz ortak bir temele dayandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN ULUSAL GÜVENLİK KAYGILARINI NET ŞEKİLDE İFADE ETTİM”
Terörün sadece tek bir ülkeyi tehdit etmediğini belirten Davutoğlu, “Çevre ülkelerdeki gelişmeler de terörü tetikleyen sonuçlar doğuruyor. Bugün de haritalar üzerinde tek tek bütün kritik bölgeleri ele aldık. Türkiye olarak bizim ulusal güvenlik kaygılarımızı net şekilde ifade ettim. Türkiye sınırları boyunca Irak ve Suriye’de bir devlet otoritesi maalesef yok. Suriye’de Türkiye aynı anda 3 risk unsurunu birlikte tehdit olarak görmekte. Birincisi rejim ki barbarca yöntemleriyle mülteci akınlarına sebebiyet vermiştir. İkincisi DEAŞ, yine barbarca terör eylemleri ile insanlık suçu işlemiştir. Üçüncüsü YGP, o da aynı şekilde kontrol ettiği bölgelerde Arap, Türkmenleri ve kendi gibi düşünmeyen Kürtleri tam bir etnik temizlik mantığı ile temizlemeye kalkmış ve Türkiye içinde teröre destek olacak faaliyetlerde bulunmuştur. Biz bu üç unsuru da tehdit olarak görüyor ve bu üç unsura karşı gerektiğinde her türlü adım atmak konusunda kararlı bir tutum sergiliyoruz” ifadelerini kullandı.
“YPG, PKK’NIN BİR PARÇASIDIR VE PKK’DAN AÇIK ŞEKİLDE DESTEK ALMAKTADIR”
Görüşmede Suriye’deki gelişmelerin de ele alındığını anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygılarını anlattıktan sonra Suriye’deki geçiş süreci ile ilgili kanaatlerimizi paylaştık. Barış görüşmeleri ile ilgili iki hususu ortak bir zeminde görüyoruz. Birincisi Suriye muhalefetin temsili konusunda hiçbir belirsizlik olmaması. Türkiye olarak biz muhalefet safında net olarak sadece meşru Suriye muhalefetinin olması önemlidir. Yine bu görüşmeler sürerken insanlık suçunun işlendiği ve kuşatmalar altında insanların aç ve susuz bırakıldığı yöntemlere karşı da aynı insani yaklaşımı sergiliyoruz. Türkiye ile Amerika, Suriye konusunda eskiden beri istişarelerde bulunagelmiştir. Türkiye’nin hedefi, sınırlarımızdaki bütün DEAŞ unsurlarının temizlenmesidir. Sınırlarımızda DEAŞ unsuru kesinlikle görmek istemiyoruz. Son günlerde Suriye muhalefetinin DEAŞ’a karşı yürüttüğü mücadele Türkiye ve Amerika olarak desteklenen mücadeledir. Ancak yine Rusya hava operasyonlarının bu mücadeleyi sekteye uğratmaması konusunda da ortak kaygılarımızı paylaştık. Sınırımızda ne DEAŞ, ne PKK ne de rejim unsurlarını görmek istemiyoruz. Burada Türkiye olarak önem verdiğimiz husus YPG, PKK’nın bir parçasıdır ve PKK’dan açık şekilde destek almaktadır. Aynı şeklide özellikle Suriye- Türkiye sınırı hassasiyeti dolayısıyla doğrudan sınıra komşu ilçelerde Suriye’den Türkiye’ye dönük her türlü terörist sızmasını, silah aktarımını doğrudan Türkiye’ye dönük düşmanca bir tavır olarak gördüğümüzü paylaştım.”
“IRAK’TA BULUNUŞUMUZUN TEK HEDEFİ DEAŞ’IN MUSUL’DAN UZAKLAŞTIRILMASI”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Irak’taki Başika kampı konusundaki görüşlerini de Biden’a ilettiğine dikkat çekerek, “Irak’ta PKK’nın mevcudiyeti, Türkiye’nin Irak’ta PKK ve DEAŞ’a karşı etkin bir mücadelede yer almasını gerekli kılmaktadır. Sayın Biden geçtiğimiz yıl geldiğinde de Türkiye DEAŞ’a karşı mücadeleye aktif destek vermesi gerektiği üzerinde durmuştuk. Biz bu aktif desteği göstermek için Musul’un kurtarılması yönünde bir eğitim kampı kurmuştuk. Bunun Irak hükümeti tarafından yanlış yorumlanmasını doğrusu uluslararası koalisyonun DEAŞ’a karşı yürüttüğü mücadele bağlamında da doğru görmüyoruz. Türkiye orada Irak’ın egemenliğine saygı çerçevesinde bulunmaktadır. Orada bulunuşumuzun tek hedefi DEAŞ’ın Musul’dan uzaklaştırılması. Bu konuda ABD ile perspektifimiz aynıdır. DEAŞ’ın Irak ve Suriye’deki etkisi kırılana kadar, Irak ve Suriye’de halkı desteğine sahip meşru güçlerin kontrolü sağlamasına kadar bu mücadelede birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
“ABD’DE BİR KASABADA EL KAİDE BARİKAT KURSA, ONA KARŞI TUTUMUMUZ NET OLURDU”
Biden’a Türkiye içerisinde yürütülen terörle mücadele çalışmaları konusunda da bilgi verdiğini anlatan Davutoğlu, “Türkiye 2013’te çözüm sürecini başlatma suretiyle tek bir şey hedef edinmiştir. O da silahlı bütün güçler Türkiye’den çıkması. Güvenlik güçleri dışında hiç bir silahlı gücün bulunmaması. Dost ve müttefik hiçbir ülkenin eminim kendi sınırları içinde meşru halka hesap veren hükümetin kontrolündeki güçler dışında hiçbir gücün bir şehri mayınlarla döşemesine, hendek ve barikatlar kurmasını kabul edebileceğini düşünmüyorum. Türkiye nasıl Amerika’da bir kasabada dahi bir El Kaide mevcudiyeti hendek ve barikat kursa ona karşı Türkiye’nin tutumu net olurdu. Biz aynı açık ve net tutulu PKK’yı da terör örgütü gören ABD ve AB üyesi ülkelerden görmekten memnuniyet duyuyoruz. Sayın Biden’ın dünkü görüşmeleri tabii Türkiye demokratik bir ülke. Dostlarımız, müttefiklerimiz geldiğinde tabii herkesle görüşmeler yapar ve her görüşü dinler. Bu konuda kendilerinin temaslarında olağanüstülük görmüyoruz ama beklentimiz şudur ki resmi bütün olarak görmek. Tek bir boyut ile değil bütün boyutları ile resmi görmek. Kendisi ile terörle mücadelemiz konusunda bütün perspektifi boyutlarıyla ve PKK’nın terör faaliyetlerinin bölge güvenliğini de tehdit ettiği konusundaki kanaatlerimizi paylaştık. Dostça bir görüşme cereyan etti. Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygıları bellidir. ABD’nin bu kaygıları doğru anlaması bizim için önemlidir. PKK bizim için DEAŞ gibi bir terör örgütüdür. YPG, PKK ile olan doğrudan özdeşliği dolayısıyla Suriye’de Türkiye için gittikçe artan bir tehdit haline dönüşmektedir. Türkiye içinde de teröre karşı verdiğimiz mücadele son silahlı unsur Türkiye’yi terk edene kadar sürecektir. Aynı zamanda Türkiye’de demokratik hukuk devleti kuralları özenle korunacaktır” ifadelerini kullandı.
(İHA)