USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Davutoğlu: Bir daha seçilmiş Başbakanı idama gönderemeyecekler

Başbakan Davutoğlu, bu ülkede bir daha seçilmiş Başbakanı ve Cumhurbaşkanı'nı idama götüremeyeceklerini belirterek, 'Her ne suretle olursa olsun demokrasiyi sonuna kadar koruyacağız. Eğer kaderde şehadet gibi ulu makam varsa, bir an bile durmaz o makama d

Davutoğlu: Bir daha seçilmiş Başbakanı idama gönderemeyecekler
16-05-2015 21:04
Google News
Başbakan Davutoğlu, bu ülkede bir daha seçilmiş Başbakanı ve Cumhurbaşkanı'nı idama götüremeyeceklerini belirterek, 'Her ne suretle olursa olsun demokrasiyi sonuna kadar koruyacağız. Eğer kaderde şehadet gibi ulu makam varsa, bir an bile durmaz o makama doğru yürürüz' dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu ülkede bir daha seçilmiş Başbakanı ve Cumhurbaşkanı'nı idama götüremeyeceklerini belirterek, 'Kartel medyası manşet atıyor. Yüzde 52 ile seçilen Mursi idama mahkum oldu. Ne demek istiyorlar. Eğer kast ettikleri yüzde 52 ile seçilen Recep Tayyip Erdoğan ise bilsinler ki, bu topraklarda bir daha seçilmiş Cumhurbaşkanı ya da Başbakan idam sehpasına gönderilemeyecek. Her ne suretle olursa olsun demokrasiyi sonuna kadar koruyacağız. Eğer kaderde şehadet gibi ulu makam varsa, bir an bile durmaz o makama doğru yürürüz' dedi. Bursa’da Gökdere Meydanı’nda binlerce kişiye halka hitap eden Başbakan Davutoğlu, bugün 39’uncu mitingini yaptığını hatırlatarak, “Her meydanda davamızı anlatıyoruz. AK Parti davasını belki de en kolay en doğrudan anlatacağımız şehirlerden birisi Bursa. Bilecik’te Söğüt’teydim. Orada bir tohum atıldı. O tohum Bursa’da büyüdü fidan oldu. Bursa’da bir devlet doğdu. O devlet sonra İstanbul’da imparatorluğa dönüştü. Siz tohumları fidan, fidanları çınar yapan bir topraksınız. Onun için Bursa’yı ihmal eden siyasi hareket başarılı olamaz. AK Parti her zaman Bursa’yı merkez aldı, Bursa’nın irfanını, geleneğini merkez aldı. Ey Bursa! Bir tohum olarak 2001’de bu topraklara atılmış olan AK Parti’yi fidan haline getirdiniz, şimdi çınar olmaya var mısınız? Küresel devlet, çınar yapmaya var mısınız?”diye sorudu. Mümleketin100 yıllık cumhuriyet tarihi içinde çok badirelerden geçtiğini anlatan Davutoğlu, “Hepsini aştık. 2 gün önce Yassıada’daydık. 14 Mayıs 1950’de büyük demokrasi yürüyüşünün öncüleri iktidara gelmişlerdi. Geldiler, Ulucami Allahüekber sesine hasretti. Şehit başbakanımız o nidayı bu semalara iade etti. Allah ondan razı olsun. Adnan Menderes niye cezalandırıldı, niye idam sehpasına gönderildi? Çünkü 10 yıl aralıksız bu millete hizmet etti. Milletin değerleriyle buluştu. Ezan-ı Muhammedi’nin aslına dönmesinden imam hatiplerin yaygınlaştırılmasına kadar, milletle devleti buluşturdu. Ama cezalandırdılar. Biz hala Adnan Menderes’in adını hayırla yad ediyoruz, ama onu idam sehpasına gönderenlerin adları anılmıyor. Yassıada’yı demokrasi ve özgürlük adası yaptık. Yassıada anıldıkça milli iradeye sahip çıkma bilinci de artacaktır. Milli iradeyi idam sehpası önüne çıkmayacak şekilde korumaya hazır mısınız?” dedi. “BİR DAHA SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANINI, BAŞBAKANI İDAMA GÖNDEREMEYECEKLER” Mursi’nin idama mahkum edildiğine dikkat çeken Davutoğlu, “Bugün Mısır’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi idama mahkum edildi. Türkiye’de 55 yıl önce yaşanan bir zillet, 55 yıl önce yaşanan bir acı Mısır’da tekrar ediliyor. Türkiye’de şu anda bugün Doğan medyası, Kartel medyasının internet sayfası, üzücü ve acı olduğu için doğrudan veriyorum, herkes ders alsın diye doğrudan söylüyorum, manşeti ne biliyor musunuz? Yüzde 52 ile seçilen Mursi idama mahkum oldu. Ne demek istiyorlar. Eğer kast ettikleri Türkiye’de yüzde 52 ile cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan ise; bilsinler ki bu topraklarda bir daha seçilmiş cumhurbaşkanı ya da başbakan idam sehpasına gönderilemeyecek. Muhakeme edilemeyecek, mahkeme önüne çıkarılamayacak. Her ne suretle olursa olsun demokrasiyi sonuna kadar koruyacağız. Bütün bu mesajları üstü örtülü verenler bu meydandan ders alsınlar” diye konuştu. Paralel yapıya tepki gösteren Davutoğlu şunları söyledi: “Son 12 yılda girdiğimiz 3 genel, 3 mahalli seçim ve 2 referandumu kazandık. Hala Türkiye’de AK Parti’nin demokratik yollarla elde ettiği başarıyı kıskanan, durdurmaya çalışanlar var. Yine onlara akıl veren paralel çetenin savcısı diyor ki, bunların sonu, yani cumhurbaşkanımızı, bizi kast ediyor, Adnan Menderes gibi olacak diyor. Nasıl bir işbirliğiyle karşı karşıyayız. Yassıada’da cevap vermiştim. Eğer kaderde şahadet gibi, ulu şehrin adına atfen söylüyorum, ulu makam varsa, biz bir an bile durmaz, o makama doğru yürürüz. Korkmayız. Kimseden korkmayız. Mutlaka milli iradeye sahip çıkacağız. Mutlaka demokrasiye sahip çıkacağız. Bursa bir tohumdan bir çınar yetiştiren Bursa, bilin ki, devlet kurmak, devleti yüceltmek kolay olmuyor. Fedakarlık gerekiyor. Bu devleti yüceltmek için zor günlerde sabırla, metanetle yürümek gerekiyor. Bu sabırlı yürüyüşte bizimle beraber misiniz? 7 Haziran’da bütün bu tuzaklara karşı milli iradeyi haykıracak mıyız?” “NEYİ KASTEDİYORSANIZ MERTÇE SÖYLEYİN” “Şimdi bir muhasebe daha yapalım” diyen Davutoğlu, “Bizi 12 yıl içinde bir çok kez durdurmaya çalıştılar. 7 Haziran’ın önemini hep beraber teyit etmek için söylüyorum. Önce kurucu genel başkanımızı siyasi yasaklı yaptılar. İktidar olmamızı engelleyebildiler mi? 2004’te genç subaylar rahatsız diye başlıklar attılar. Bizi durdurabildiler mi? 2006’da cumhurla ilişkisi olmayan cumhuriyet mitingleri yaptılar. Danıştay saldırısı yaptılar. 2007’de e-muhtıra verdiler. Durduramadılar. Aynen adresine iade ettik. İlk defa bir iktidar muhtıraya net bir tavır sergiledi. Bizi bu yollarla durduramadılar. Kapatma yasağı getirmek istediler. Kapatabildiler mi? Milletle bizim aramıza girebildiler mi? kutlu yürüyüşü milli yürüyüşü durdurabildiler mi? Olmayınca, bu sefer tam Mısır’da darbe olmadan bir ay önce, Türkiye’de gezi provokasyonu yaptılar. Türkiye’ye 4 milyarı aşkın fidan dikmiş iktidarı suçlamak için 12 ağacı bahane edip şehirlerimizi şiddete, talana düçar ettiler. Türkiye’de başaramayınca bir ay sonra Mısır’da darbe oldu. Halkın seçtiği Mursi’yi götürdüler, şimdi idama mahkum ediyorlar. Darbe lideri Sisi başa geldi. Türkiye’de de aynısını yapmak istediler. İşin çarpıcı yanı, Türkiye aleyhine, cumhurbaşkanımız ,hükümetimiz aleyhine bütün uluslararası medya harekete geçirildi”. “ARTIP ŞAPKA ÇIKARIP TESLİM OLANLAR YOK” “Ama karşılarında bu sefer bir muhtıraya şapkasını bırakıp giden, hemen teslim olanlar yoktu. Uludağ gibi duran Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti vardı” diyen Davutoğlu, “Şimdi utanmadan manşet atıyorlar, ‘Yüzde 52 ile seçilen cumhurbaşkanı idama gitti’. Neyi söylemek istiyorsanız mertçe söyleyin, mertlik burada. Demokrasiyi, özgürlüğü savunduğunu düşünen, iddia eden batı medyasına sesleniyorum. Neredesiniz? Seçilmiş bir cumhurbaşkanı idama mahkum edilirken neredesiniz? Türkiye’de Gezi olayları olurken özgürlük dersi verenler şimdi neredesiniz? Yoklar. Çünkü onların meselesi, demokrasi özgürlük değil. Onların meselesi, onların çıkarını savunma meselesidir. Batı, Türkiye’de 27 Mayıs’a karşı çıkmamıştı, aynı şekilde 12 Eylül’e ‘Bizim çocuklar’ demişti. 28 Şubat’ı desteklemişlerdi. Milletle barışık bir devletten korkar bunlar” dedi. “MİLLETLE DEVLETİ BARIŞTIRANLARI CEZALANDIRDILAR” AK Parti iktidarı olarak milletle devleti barıştırdıklarını ifade eden Davutoğlu, “ Bunu önce Adnan Menderes yaptı, ezanla başlamak üzere milletle devleti barıştırdı, onu cezalandırdılar. Kim milletle devleti barıştırmışsa milletin adamlarını cezalandırdılar. Özal’ı, Erbakan hocamızı cezalandırdılar. Bütün bu birikim üzerinde milletle kenetlenmiş AK Parti kadrolarına bir santim bile geri adım attırmazlar” diye konuştu. Gezi olayları başarısız olunca 17-25 Aralık olaylarının çıkarıldığını söyleyen Davutoğlu, “Milletin iyi niyetli dindar kesiminden sağladığı imkanlarla büyüyen, serpilen, ama karargahını Pensilvanya’da kuran bir örgüt, bütün bu milletin güveni, himmetine ihanet edip, yurtdışındaki iş birlikçilerle iktidarı değiştirmek istediler. İddianamede dönemin Başbakanı diye yazdılar. Bir sene geçti, dönemin başbakanı dedikleri Erdoğan’ı engelleyebildiler mi? Durdurabildiler mi. O iddianameyi yazanlarsa, dönemin savcıları oldular. Bütün bu tablo önünde, KPSS sorularını çalıp yandaşlarına verenler, milletin çocuklarının hakkını yiyenler hesap verecekler. Kaçamazlar” dedi. “HİÇ BİRİ İKTİDAR OLACAKLARINI SÖYLEYEMİYOR” Muhalefetin iktidar olma hesabı olmadığını ileri süren Davutoğlu,”Muhalefet partilerinin durumuna bakın. İktidara gidiyoruz, AK Parti’nin tutumu belli. Biz 12 yıl millete hizmet ettik. Gayri safi milli hasılayı 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkardık. Bölünmüş yolları 6 bin kilometreden 24 bin kilometreye çıkardık. Biz diyoruz ki, seçime giderken tutumumuz belli. Bütün bu kazanımları korumak için sizden milli iktidar istiyoruz. İstikrar, refahın devamını istiyoruz. Biz eğer birinci parti olmazsak, seçimi kazanmazsak, bu koltukları bırakırız. ‘Siz ne yapacaksınız diyorum, Kılıçdaroğlu cevap vermiyor. Çünkü kendine güvenemiyor. Diyor ki, benim hedefim yüzde 35. Yani iktidar olacağım demiyor. İktidar olabilirim demiyor. 1999 yılında da Bahçeli’ye, o zaman ikinci parti olduğunda başbakanlık teklif edildi. Başbakanlığı bıraktı DSP’nin arkasına takıldı. Bahçeli’nin bütün meselesi CHP’nin arkasına takılmak. HDP ise barajı aşarsam başarılı olurum diyor. Hiç birisi biz iktidar olacağız diyemiyor. Peki niye siyaset yapıyorlar. Arkadaki paralelciler daha ötedeki akıl hocaları diyor ki, bir araya gelin, AK Parti’yi durdurun. Siyasetlerinin esası AK Parti’yi durdurmak” şeklinde konuştu. “BİR DOĞRU 7 HAZİRANDA DÖRT YANIŞI BİRDEN TARİHTEN SİLECEK” Davutoğlu, ”Bu sınav üniversite sınavı değil, millet sınavı; bir doğru dört yanlışı götürür. Doğru belli, doğru AK Parti. Dört tane ise yanlış var. CHP, MHP, HDP ve Pensilvanya. Her gün yalan söyleyen, milletle kavgalı CHP birinci yanlış. İkinci yanlış MHP. Eğer sen millete hizmet edeceksen, 2002’de koltuğu bırakıp niye terk ettin? Daha seçimlere vardı. 1999’da sana başbakanlık teklif edildiğinde hayır ben almayacağım, Fazilet Partisi dinlensin dedin. Niye çatı aday çıkardın. Üçüncü yanlış; miraç gecesini idrak ettik. Diyanet işleri başkanımız Türkiye’yi, milletimizi temsilen Mescid-i Aksa’da hutbe okudu. O diyanet İşleri başkanına hakaret eden HDP eşbaşkanı, CHP ders alsınlar. Mescid-i Aksa miracımızın sembolüdür. Hazreti Peygamberin yükseldiği makamdır. Bu gafil, özellikle de Bursa’ya gelip samimi Kürt vatandaşlarımızdan destek isteyen gafil diyor ki, (Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır) Yanlışın büyüğünü görüyor musunuz? Şimdi Ulucami’ye giden, Ulucami’de Kudüs’ün Mescid-i Aksa’nın kokusunu alan bir Bursalı bu adamlara oy verir mi? Miraç günü dün de sormuş. (İsrail’de büyükelçimiz yok) diyor. Bilmiyor ki, öğrenmesi lazım. Miraç Mescid-i Aksa’dır. Bizim ilk kıblemizdir. İlk kıblemize asker postallarıyla girenle biz dost olmayız. Bedeli ne olursa olsun olmayız. Ama bilmiyor. Kemal Bey’in problemi şurada. Hesap uzmanıyım diyor, hesap bilmiyor. Mescid-i Aksa nerede deseniz onu da bilmez. Sonra da (Din derslerinin zorunluluğunu kaldıralım) der. İşte bunun için zorunlu kılıyoruz. Millet dinini, başka dinleri de öğrensin diye. Ama ezberden konuşmasın. Dördüncü yanlış. Adamlarını gönderip Diyarbakır Belediyesi binasının arkasından girip HDP belediye başkanıyla oturup hangi tuzakları kuruyor, onu soracağız. Kandil ile Pensilvanya arasında bağ kurmaya çalışan paralel çete. Dört yanlış yan yana. Karşılarında elif gibi bir doğru var. Bizim hareketimizin sembolu eliftir. Uludağ gibi dimdik duran elif. Bu gafillerin karşısında elif gibi duranların yanında olacak mısınız? Ulucami’nin, ulu sultanların hakkını verecek misiniz? Ulu önderlerin yoluna çıkanlara destek verecek misiniz? Bir doğru 7 Haziranda dört yanışı birden tarihten silecek”. 12 yıl önce 2002’de Bahçeli’nin başbakan yardımcısı olduğu, DSP olarak CHP zihniyetinin devam ettiği günlerde, Türkiye IMF’den borç istemek durumundaydı. CHP’ye de sesleniyorum. 2002’de biz yoktuk diyorlar. 1994’te de onlar IMF’den borç aldılar. 33 milyar dolar borç alındı. 14 Mayıs’ta 2 yıl önce IMF’ye son taksiti ödedik. Bütün Avrupa ülkeleri krize giderken, milleti borçtan kurtardık. Biz 2002’de terörle mücadele esnasında silah almak istediğimizde hibe almak durumundaydık. O silahların bedelini ödeyecek para yoktu. Hibeyle alıyorduk tankları sonra modrenizasyon için İsrail’e gönderiyorduk. Neredeyse Hiçbir silah yapamaz durumdaydık. Kendi silahını yapamayan birisi kimden silah alıyorsa onun önünde başı eğik olur. Bir hafta önce Bitlis’ten Muş’a uçarken başbakanlık helikopterini sağ ve sol kanadında iki helikopter daha vardı. Yüzde yüz Türk yapımı atak helikopterleri. Artık biz kimseden helikopter istemeyeceğiz. Kendi helikopterimizi yapıyoruz. Kendi tankımız füzemiz uzay aracımızı yapıyoruz. Uludağ’ın ulu semalarında 2023’te milli savaş uçağımızı uçuracağız. Türk yapımı milli savaş uçağı. Onlar yalan ve palavralar üzerine konuşsun biz yeni bir Türkiye inşa ediyoruz. Milli savaş uçağını yapan kim. Türkiye’ye onuru itibarı kim kazandırdı. Paradan altı sıfırı atıp itibar kazandıran kim. Onlar konuşur ak parti yapar. Türkiye’nin geldiği yeri görmek için ekonomiyi en iyi anlayan Bursalılardır. Hem tarih hem tarih kültür sanayi şehridir. 'KEMAL KILIÇDAROĞLU YALANCI' CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nın eline verdikleri kağıdı ezberleyip yalan söylediğini ifade eden Başbakan Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bir insan yalan söyler de bir cümlede söyler. Bir cümlede üç yalan birden söylüyor. Yalan bir. Diyor ki, 'Türkiye’de 17 milyon kişi 200 liranın altında yaşıyor'. Yalancı. Doğru ise çık ispat et. Ben özür dileyeceğim. İspat edemiyorsan senin adın bu kampanyada yalancı kalacak. Diyor ki, 200 liranın altında 17 milyon kişi varmış Türkiye’de yalanın dik alası. Biz yüksek lisans öğrencilerine 300 lira burs veriyoruz. Bir öğrenciye. Eşi vefat etmiş hanımlarımıza destek olarak ayda 250 yardım yapıyoruz. Koruyucu bir aileye engelli birisi varsa engellinin anne babasına 780 lira veriyoruz. Bunlar bu gerçekleri örtmek için bizim yaptığımız her şeyi beyannemelerine koyuyorlar. İşkurla ilgili 17 madde yazmışlar hepsi bizim yaptıklarımız. Bizim yaptıklarımıza bunların hayali yetişmez. '200 liranın altında 17 milyon kişi yaşıyor' diyor ispat etsin. Yok böyle bir şey. Diyor ki, 'bin liranın altında maaş alan emekli sayısı 8 milyon' diyor. Yalan. Son yaptığımız zamla şu anda 1 milyon 300 bin emeklimiz bunun altında. Seçimden sonra en iyi şartlarda en iyi imkanları sunacağız. Yalan 3. Türkiye’de 6 milyon 500 bin işsiz var. Bunların rakamları yayınlanıyor. İnternetten girseler rakamlar var. Dünyada işsizlik yayılırken, son 5 yılda 6 milyon istihdam gerçekleştirdik. Biri ona demiş ki, 'Yalan da olsa şu yalanları her gün tekrar edersen bu Türkler safdır sana inanırlar. Siz buna inanır mısınız? Birileri ona akıl vermiş. Her gün yalanları tekrar et başarılı olursun. Yalancıların seçimde başarılı olması mümkün mü? Sözü yalan olanın vaadine inanılmaz. Noterden kağıt getirse o noterin yolunu bilmeyenin vaadine inanır mısınız? Kendi aday olduğu seçimde sandığın yolunu kaybetti. Kendisi için oy kullanamayan birinden millete fayda gelir mi. Önce kendine bak, yolunu bul. Öğren yolu. Şimdi diyor ki, bize hesap dersi verecekmiş. Her söylediği yalan olan birisinin hesap dersi olur mu? İnşallah seçimden sonra siyaset akademisi kurs veriyor. Kılıçdaroğlu’nu da kaydederiz. Biraz siyaset ahlakı öğrenir. Siyaset doğru sözle başlar. Doğru konuşacaksınız ki notere gitmeyeceksiniz.” dikGAZETE..
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ