Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde, 7 Ocak 2013 tarihinde metan gazı patlaması sonucu 8 taşeron işçinin öldüğü Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi Müdürlüğü maden ocağındaki iş kazasıyla ilgili davanın 3 yıla yakın zamandır sonuçlanamaması aileleri isyan ettirdi.
Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde 7 Ocak 2013 tarihinde meydana gelen metan gazı patlaması sonucu 8 işçinin öldüğü iş kazasıyla ilgili davada 7 tutuksuz sanığın yargılanmasına devam edildi. Zonguldak Adliyesi 1’inci ağır ceza mahkemesinde görülen duruşmaya hayatını kaybeden maden işçilerinin yakınları, taraf avukatları ve tutuksuz sanıklardan 5’i katılırken 2 sanık ise mazeret bildirerek katılmadı.
"BOZUK CİHAZLARLA ÇALIŞIYORDUK"
5’inci celsesi görülen duruşmada, tanık olarak dinlenen Murat Arık, kazanın meydana geldiği TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında gaz ölçümü yapan vakvak tabir edilen cihazların bozuk olmasına rağmen çalıştıklarını söyledi. 7 yıldır maden ocağında çalışan Murat Arık verdiği ifadesinde, “Bizim çalışmamız esnasında ’vakvak’ diye tabir edilen cihazların bozuk olduğu ve nedensiz olarak öttüğü oluyordu. Biz de bunu yukarıdaki amirlerimize bildiriyorduk. Onlar da aşağıya indiklerinde kendi vakvaklarıyla gelerek bu soruna çözüm buluyorlardı. Biz bu şekilde bozuk cihazlarla çalışmaya devam ediyorduk” dedi.
Tanık ifadesinin alınmasının ardından mahkeme heyeti sanık avukatlarının tanık beyanıyla ile ilgili yazılı ifadede bulunması için 17 Şubat 2016 tarihine ertelenmesine karar verdi.
DAVA ERTELENİNCE ÖLEN MADENCİLERİN AİLELERİ İSYAN ETTİ
Mahkeme heyetinin davayı ileri bir tarihe ertelemesiyle ölen 8 işçinin aileleri isyan etti. Hayatını kaybeden maden işçisi Satılmış Arslan’ın eşi Çiğdem Arslan adliye binası önünde gözyaşlarına boğuldu. Sanıkların mahkeme salonundan gülerek çıktığını ifade eden Arslan davanın sonuçlanamamasına sitem etti. Kızının hasta olduğunu kendilerine kimsenin sahip çıkmadığını söyleyen genç anneyi hayatını kaybeden diğer madencilerin yakınları güçlükle sakinleştirmeye çalıştı.
"GECİKEN ADALET ADALET MİDİR?"
Dava sürecinin yavaş ilerlediğini ifade eden Av. Murat Kemal Gündüz ise, "Bugün savcının mütalaasını bekliyorduk ama olmadı. Bunun yanı sıra bilirkişinin inceleme yapıp yapmamasıyla ilgili görüşünü de daha sonraki celseye bıraktığı için haliyle davada bir uzama oldu. Bu gidişle birkaç celse daha sürecek gibi gözüküyor. Hayatını kaybeden madencilerin yakınları da haklı olarak, ’Geciken adalet, adalet midir’ diye düşünüyorlar" şeklinde konuştu.
ÖLEN MADENCİNİN ÇOCUĞU FELÇ OLMA RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA
Oğlunu maden kazasında kaybeden acılı anne Havva Şeker ise, Çiğdem Arslan’ın kızının hasta olduğunu ve felç olma riskiyle karşı karşıya kaldığını ifade ederek, “Çiğdem’in çocuğunun omuriliğinde kayma var. Ameliyat parası gerekiyor. Bu sebeple Çiğdem isyanında haklıdır. Çiğdem biri hasta üç çocuğuyla hayat mücadelesi verirken, suçlular gülerek mahkeme salonundan çıkıyor. Ben adalet istiyorum” ifadelerini kullandı.
Diğer mağdur yakınları da dava sürecinin uzaması sebebiyle isyan ederek, suçluların cezalarını çekmesini istedi.
(İHA)
Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde 7 Ocak 2013 tarihinde meydana gelen metan gazı patlaması sonucu 8 işçinin öldüğü iş kazasıyla ilgili davada 7 tutuksuz sanığın yargılanmasına devam edildi. Zonguldak Adliyesi 1’inci ağır ceza mahkemesinde görülen duruşmaya hayatını kaybeden maden işçilerinin yakınları, taraf avukatları ve tutuksuz sanıklardan 5’i katılırken 2 sanık ise mazeret bildirerek katılmadı.
"BOZUK CİHAZLARLA ÇALIŞIYORDUK"
5’inci celsesi görülen duruşmada, tanık olarak dinlenen Murat Arık, kazanın meydana geldiği TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında gaz ölçümü yapan vakvak tabir edilen cihazların bozuk olmasına rağmen çalıştıklarını söyledi. 7 yıldır maden ocağında çalışan Murat Arık verdiği ifadesinde, “Bizim çalışmamız esnasında ’vakvak’ diye tabir edilen cihazların bozuk olduğu ve nedensiz olarak öttüğü oluyordu. Biz de bunu yukarıdaki amirlerimize bildiriyorduk. Onlar da aşağıya indiklerinde kendi vakvaklarıyla gelerek bu soruna çözüm buluyorlardı. Biz bu şekilde bozuk cihazlarla çalışmaya devam ediyorduk” dedi.
Tanık ifadesinin alınmasının ardından mahkeme heyeti sanık avukatlarının tanık beyanıyla ile ilgili yazılı ifadede bulunması için 17 Şubat 2016 tarihine ertelenmesine karar verdi.
DAVA ERTELENİNCE ÖLEN MADENCİLERİN AİLELERİ İSYAN ETTİ
Mahkeme heyetinin davayı ileri bir tarihe ertelemesiyle ölen 8 işçinin aileleri isyan etti. Hayatını kaybeden maden işçisi Satılmış Arslan’ın eşi Çiğdem Arslan adliye binası önünde gözyaşlarına boğuldu. Sanıkların mahkeme salonundan gülerek çıktığını ifade eden Arslan davanın sonuçlanamamasına sitem etti. Kızının hasta olduğunu kendilerine kimsenin sahip çıkmadığını söyleyen genç anneyi hayatını kaybeden diğer madencilerin yakınları güçlükle sakinleştirmeye çalıştı.
"GECİKEN ADALET ADALET MİDİR?"
Dava sürecinin yavaş ilerlediğini ifade eden Av. Murat Kemal Gündüz ise, "Bugün savcının mütalaasını bekliyorduk ama olmadı. Bunun yanı sıra bilirkişinin inceleme yapıp yapmamasıyla ilgili görüşünü de daha sonraki celseye bıraktığı için haliyle davada bir uzama oldu. Bu gidişle birkaç celse daha sürecek gibi gözüküyor. Hayatını kaybeden madencilerin yakınları da haklı olarak, ’Geciken adalet, adalet midir’ diye düşünüyorlar" şeklinde konuştu.
ÖLEN MADENCİNİN ÇOCUĞU FELÇ OLMA RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA
Oğlunu maden kazasında kaybeden acılı anne Havva Şeker ise, Çiğdem Arslan’ın kızının hasta olduğunu ve felç olma riskiyle karşı karşıya kaldığını ifade ederek, “Çiğdem’in çocuğunun omuriliğinde kayma var. Ameliyat parası gerekiyor. Bu sebeple Çiğdem isyanında haklıdır. Çiğdem biri hasta üç çocuğuyla hayat mücadelesi verirken, suçlular gülerek mahkeme salonundan çıkıyor. Ben adalet istiyorum” ifadelerini kullandı.
Diğer mağdur yakınları da dava sürecinin uzaması sebebiyle isyan ederek, suçluların cezalarını çekmesini istedi.
(İHA)