Ankara
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 sanığın yargılandığı davaya sanıkların son sözlerinin dinlenilmesiyle devam edildi.
Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı.
Tarafların avukatlarının hazır bulunduğu duruşmanın öğleden önceki bölümünde son sözleri dinlenen örgütün sözde sivil imamlarından Kemal Batmaz, mahkemeye saygısı kalmadığını söyledi.
Darbe girişiminde Kahramankazan'da yakalanan ve Akıncı Üssü'ndeki görüntüleri ortaya çıkan Batmaz, "Bana Konsey üyelerinden daha az ceza verirseniz bunu kendime hakaret sayarım." ifadesini kullandı.
Önceki savunmalarında Harun Biniş ile Akıncı'ya arsa bakmaya gittiklerini öne süren Batmaz, "Ben yolun başındayım, yolun başında olanların son sözü olmaz." dedi.
Darbe girişimini Akıncı'dan yöneten sivil imamlardan Harun Biniş de hakkındaki iddiaların sahte delillere dayandığını ileri sürdü.
Biniş, son sözünde FETÖ elebaşının soyadına atıfta bulunarak, "Şu an için son sözümü söylemiyorum. Zamanı gelince daha söyleyeceklerim var. Son gülen asıl gülen olacak." ifadelerini kullandı.
Akıncı'ya yakın köylerde hayvancılıkla ilgili belgesel çekmeye gittiğini iddia eden Nurettin Oruç ise siyasi bir davanın kurbanları olduklarını öne sürdü.
İddianamede hakkında tek bir cümle bulunmadığını, yakın zamanda aklanacağını savunan Oruç, son sözlerini dile getirirken, "İddianamede yazmamış hakkımda tek gerçek bir cümle, aklanacağımı biliyorum çok yakın bir gelecekte." ifadesini kullandı.
Akıncı'ya yeni açacağı okulun tanıtımını yapmak üzere "happy hour" için gittiğini savunan Hakan Çiçek ise üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Mağdur olduğunu, tüm şirketlerinin batırıldığını savunan Çiçek, "Ben hiçbir suç ve girişimin içinde olmadım. Hele darbe girişimi denilen saçmalığın içinde hiç olmadım. İddianamede üzerime atılı hiçbir suçu işlemediğim tüm dosya kapsamında sabittir. Beraat talep ediyorum." dedi.
İstanbul Sualtı Taarruz Birliği (SAT) Komutanlığında görevli eski astsubay Hamdi Çıplak ise komutanları eski yüzbaşı Özay Cödel'in emriyle Yeşilköy Askeri Havaalanı'ndan uçakla Akıncı Üssü'ne gittiklerini anlattı.
Üssün güvenliğini sağlamakla görevlendirildiklerini belirten Çıplak, emir üzerine Akıncı'ya geldiğini, olaylara ortalama bir asker gibi tepki verdiğini, bunun da kendisini kaçınılmaz bir hataya zorladığını savundu.
SAT Komutanlığı'nda görev yapan eski astsubay Işın Ceylan ise Özkan Hekin'in şehit edilmesiyle ilgili eski albay Ali Eraslan'ın emriyle Halil Burak Balcı'yla birlikte kasten öldürmeye yönelik ateş açtıklarına ilişkin iddiayı reddetti.
Ceylan, Hekin'in ölümünde dahlinin olmadığını ve hakkında örgüt üyesi veya darbeci olduğuna dair somut delil bulunmadığını savundu.
Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını öne sürüp beraat istedi.
Duruşmaya ara verildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com