MALATYA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 26'sı tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada tutuksuz yargılanan er ve onbaşılar savunma yaptı.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince Yakınca Spor Salonu'nda görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümüne, sanık dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti tutuklu bulunduğu Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Duruşmaya, tutuksuz onbaşı ver erler savunmalarıyla devam edildi.
Tutuksuz yargılanan onbaşı Burak Y, savunmasında sivil hayatta matbaacılık yaptığını ve askerlikte de bu yönde kendisine görev verildiğini kaydetti.
Darbe girişimi sırasında koğuşta yattığını ve saat 04.00 sıralarında tutuklu sanık Hüseyin Çakıcı'nın koğuşa girerek kendilerini çağırdığını anlatan Burak Y, bu emir üzerine üstlerini giyerek aşağı indiklerini söyledi.
Nizamiyeye girince çatışma olduğunu gördüklerini ve tutuklu sanık binbaşı İbrahim Dede'nin kendilerine "mevzi al" emrini verdiğini dile getiren Burak Y, savunmasında şunları kaydetti:
"Biz de mevzi aldık. O sırada çatışma vardı. Biz yeni dahil olmuştuk. Bir şeyden haberimiz yoktu. İbrahim Dede bize ateş emri verdi. Biz ilk başta buna bir yanıt vermedik. Sonra bizi tehdit etmeye başladı. 'Kim gelirse sıkacaksınız' diye. O sözü duyunca ben kesinlikle ateş etmedim, tehdit ettiği için havaya 2 el ateş ettim. Daha sonra Hüseyin Çakıcı geldi, bizim teslim olmamız için yardımcı oldu, biz de teslim olduk."
"Bunlar polis niye ateş ediyoruz?"
Tutuksuz sanık onbaşı Furkan E. ise darbe girişimi sırasında koğuşlar bölgesinde beklerken tutuklu üsteğmen Hüseyin Çakıcı'nın kendilerine silah ve hücum yeleğini alınarak aşağı inilmesi emrini verdiğini söyledi.
Dışarıya çıktıklarını ve tutuklu sanıklardan binbaşı İbrahim Dede'nin herkese şarjörünü takmasını söylediğini anlatan Furkan E, savunmasına şöyle devam etti:
"Daha sonra Kemal Keskin yüzbaşının yanına giderek mevzi aldık. Bize orada Kemal Keskin yüzbaşı 'Ateş edin, ateş edin' dedi. Ben de 'Komutanım bunlar polis niye ateş ediyoruz?' dedim. 'Onlar hain oğlum, ateş edin yoksa size sıkarım' dedi. Ben de bunun üzerine havaya 2-3 el ateş ettim. Sonra geri çekildik ve koğuşlar bölgesine gittik. Daha sonra Hüseyin üsteğmen yanımıza geldi ve bizi güvenli bir yoldan dışarı çıkardı."
"Tatbikat korkma"
Tutuksuz sanık er Mustafa K. da darbe girişimi sırasında nöbet görevine giderken Kemal Keskin'in kendisine, görevine göndermeyip nizamiye içindeki kavşakta beklemesi emrini verdiğini kaydetti.
Kavşaktan dışarı çıkmak isteyen araçlara vur emri verildiğini anlatan Mustafa K, daha sonra korktuğunu ve durumu sorduğu üsteğmen Hüseyin Çakıcı'nın kendisine "Tatbikat korkma" dediğini belirtti.
Daha sonra Keskin'in kendilerine mevzi alması emrini verdiğini kaydeden Mustafa K, savunmasını şöyle tamamladı:
"Kapının önüne zırhlı araç geldi. Kemal yüzbaşı ateş etmeye başlayınca biz bekledik. Sonra bize bağırdı 'Ateş edin' diye. Sonra geç saatlere doğru polis aracı üstümüze ateş etmeye başladı. Korkmuştuk, ben polisi aradım. Bize korkmamamızı söyledi. Ben de durumu arkadaşlara anlattım. Polisi aradığımda 'Keskin nişancı beni vuracak' dedim. Polis ateş etmedi. Polis 'Korkma teslim ol' dedi. Ben de 'Teslim olursam, Kemal yüzbaşı beni vuracak' dedim. Sonra polis ateş açmadı, teslim oldum."
"Bir kere havaya ateş açtım"
Tutuksuz er Hüseyin D. ise darbe girişimi günü saat 03.00 ile 03.30 sularında silah sesleriyle uyandıklarını ve kendilerinin sabah saatlerinde koğuştan çıkartıldığını belirterek, "Kemal Yüzbaşı mevzi almamız ve ateş açmamız için emir verdi, bir kere havaya ateş açtım. Koğuşa tekrar gittiğimizde polisi arayarak teslim olduk. Ben polisin ateş açtığını görmedim." savunmasını yaptı.
Tutuksuz onbaşı Yakup A. ise SEGBİS aracılığıyla yaptığı savunmada, darbe girişimi günü Hüseyin Çakıcı üsteğmenin kendilerine "Vatanını, milletini seven kalksın peşimden gelsin" dediğini ve arkadaşlarıyla silahlıktan silahları alarak Ani Müdehale Mangasına (AMM) gittiklerini söyledi.
AMM'den mühimmat aldıklarını ve nizamiyeye Kemal Keskin yüzbaşının yanına gittiklerini ve burada mevzi aldıklarını anlatan Yakup A, şunları kaydetti:
"Kemal Keskin mevzi almamızı emretti. Daha sonra polis geldi. Sonra Kemal Keskin yüzbaşı bize 'Ateş edin, vurun' emri verdi. Bir iki kez havaya ateş ettim. Karşı taraftan da bize ateş ediliyordu. Vurulan arkadaşımızı revire götürmek istedik ama bize Kemal Keskin yüzbaşı 'Bırakın orada kalsın bir şey olmaz' dedi. Daha sonra biz bir şekilde arkadaşımı revire götürdük."
"Hepimiz burada şehit olacağız"
Tutuksuz sanık er Semih A. da darbe girişim sırasında koğuşta dinlendiklerini bu sırada Kemal Keskin yüzbaşının 10 asker istediğini bu nedenle uyandırılarak AMM'ye gittiklerini söyledi.
Burada kendilerini Kemal Keskin yüzbaşının karşıladığını anlatan Semih A, savunmasına şöyle devam etti:
"Daha sonra Vali geldi. Kemal Keskin yüzbaşı Valiyi karşıladı, Valinin içeriye girmesini istemedi ve bırakmadı. Birileri ateş etti, biz görmedik. Bize hem içeriden hem dışarıdan ateş açıldı. Kemal Keskin'i biri aradı, Fatih Kılıç'ın öldüğünü söyledi. Bunu üzerine Kemal Keskin 'Hepimiz burada şehit olacağız' dedi. Bizi komuta katına götürdü, aşağı kata indik. Darbeyle ne yakından ne de uzaktan alakam yoktur. Televizyonda darbe girişimi olduğunu ilk defa gördüm. Ne olduğunu da bilmiyorum."
Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un 'Kemal Keskin Valiye silah çekti mi?' sorusuna Semih A, "Doldur boşalt yapıldı, Kemal Keskin emir verdi." cevabını verdi.
"İçeriye giren ne varsa sıkın"
Tutuksuz er Yusuf E. ise SEGBİS aracılığıyla yaptığı savunmada, darbe girişimi gecesi koğuşta yattıklarını ve hiçbir şeyden haberi olmadığını iddia etti.
Sabaha karşı başka bir er arkadaşının yanlarına gelip "Binbaşı Fatih Kılınç'ın emri saldırı var" diye kendilerini kaldırdığını anlatan Yusuf E, "Bize Fatih binbaşının ismini verip, uyandırdılar. AMM'ye gittiğimizde Fatih binbaşı değil İbrahim Dede olduğunu sonradan öğrendik. Mühimmat verildi, Kemal Keskin yüzbaşı bizi mevziye soktu, 'İçeriye giren ne varsa sıkın' emri verdi. Çatışma başladı bir arkadaşım yaralandıktan sonra oradan ayrıldım." ifadelerini kullandı.
Tutuksuz er Hasan G, SEGBİS aracılığıyla yaptığı savunmada, darbe girişimi sırasında AMM'ye gidip birkaç askerle siper aldıklarını anlatarak, kendilerine önce tatbikat denildiğini, ardından da "Kimse yerinden çıkmasın, bomba yüklü araç gelecek" diye söylendiğini aktardı.
Tutuksuz erler Turan A, darbe girişimi sırasında kendisine verilen emir doğrultusunda helikopter pistinde mevzi aldıklarını belirterek, "Orada Kemal Keskin vardı. Bize, 'Mevzi alın' dedi. Mevzilendikten sonra 'Nizamiyeden içeri kimse girmeyecek, anneniz babanız olsa ateş edeceksiniz' dedi. Ateş etmemizi söyledi. 'Polisimiz ateş edemeyiz' dedik. 'Ateş etmezseniz, kafanıza sıkarım' dedi." şeklinde savunma yaptı.
Tutuksuz sanıklar onbaşı Emrah D, erler Sercan A, İbrahim D, Ufuk Murat Ş. de SEGBİS üzerinden savunma yaptı.
7 Mart'tan bu yana 52 sanık savunma yaptı
Görülmeye başlandığı 7 Mart'tan bu yana aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti ve 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun'un da bulunduğu 52 sanığın savunma yaptığı davanın bugünkü oturumunun tamamlanmasının ardından jandarma eşliğinde araçlara bindirilen tutuklu sanıklar, cezaevine götürüldü.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
Muhabir: Volkan Kaşik-Emrah Gökmen
dikGAZETE.com