USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Asayiş

Darbe sanığından çarpıcı savunma

Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin açılan davada savunma yapan eski Koramiral Ömer Faruk Harmancık, kurye uçağı ile İstanbul’a gidebilmek için Akıncı Üssü’nde olduğunu savundu.

Darbe sanığından çarpıcı savunma
08-06-2017 01:37
Google News

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a darbe bildirisini imzalatmaya çalışmadığını da öne süren Harmancık, “Ben elimdeki kağıtlardan birkaç saattir tuttuğum notları ve TRT bildirisinden aldığım notları okudum. Benim okuduğum imzalanmasını istediğim bir bildiri değildir” dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili aralarında sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davanın 13. celsesi tamamlandı. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsündeki duruşma salonunda görülen davanın öğleden sonraki kısmında sanıklardan eski Tuğgeneral Özkan Aydoğdu’nun ardından, eski İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Ömer Faruk Harmancık savunma yaptı. Harmancık’ın, darbe girişimi sırasında derdest edilen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı ikna etmeye çalışan ekibin içinde yer aldığı ve donanmaya ait 29 adet gemiyi darbe faaliyetinde kullanılmak üzere hazır hale getirdiği iddia ediliyor.

FETÖ üyesi olduğu iddialarını reddeden Harmancık, içinde yer aldığı tek örgütün TSK olduğunu savundu. 15 Temmuz gecesi iddia edildiği gibi Akıncı Üssü’nde olduğunu kabul eden Harmancık, “Önce yurt çapında hava sahasının kapatıldığı, büyük bir terör saldırısının beklendiğini, ardından da TSK’nın yönetime el koyduğunu orada duydum. Akıncı Üssü’nde ilk duyduğum haberleri teyit edebilmek, durum tespiti yapabilmek için bulabildiğim tüm telefonlar ile mesai arkadaşlarıma telefon ettim. Ben o gece Akıncı Üssü’nde değil nerede olursam olayım benzer görüşmeleri yapardım. Ama kimseye darbeye yönelik bir talimat vermedim. O gece Deniz Kuvvetleri Komutanımız darbecilerin yerini tespit edememesi için telefonunu kapatarak İstanbul’da parklar arası yer değiştiriyormuş. Bir başka deyimle ‘otopark diplomasisi’ yapıyormuş” diye konuştu.

“AKINCI ÜSSÜ’NDE OLMAM DARBE GİRİŞİMİNDEN HABERDAR OLMADIĞIMIN DELİLİDİR”

Akıncı Üssü’nün o gece çok kalabalık olduğunu belirten Harmancık, etrafında gördüğü hiç kimseyi tanımadığını, kendisinin yaptığı tek şeyin durumu anlamak için telefon görüşmeleri yapmak olduğunu savundu. Harmancık, TSK’nın emir komuta içinde yönetime el koyduğunu duyduğunu anlatarak, “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar ile kuvvet komutanlarının da Akıncı Üssü’ne geleceğini duydum. Benim yapmam gereken Deniz Kuvvetleri Komutanının Akıncı’ya gelmesini beklemekti. Sıkıyönetim bildirisini gördüm. Orada Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı olarak atandığımı gördüm. Beni bu göreve atayanlardan şikayetçiyim. Bu mesajın hazırlanmasında, eklerindeki atama listelerinin oluşturulmasında hiçbir çalışma yapmadım. Bu mesajı da hiç görmedim. Bu mesajı hazırlayanlardan olsam atama listesindeki görev yerim olan Deniz Kuvvetleri Karargahında bulunmam en doğru tarz olurdu. Darbe girişiminin sevk ve idaresi için bir denizcinin hava karargahına gitmesi doğru değildir. 15 Temmuz akşamı Akıncı Üssü’nde bulunuyor olmam darbe girişiminden daha önce haberdar olmadığımın en önemli delilidir” ifadelerini kullandı.

“GENELKURMAY BAŞKANININ VERECEĞİ DESTEĞİ GARANTİ GÖREN TEŞEBBÜSÇÜLERİN PLANI İŞLEMEMİŞTİR”

Harmancık, darbeyi planlayanların Genelkurmay Başkanı Akar ve diğer kuvvet komutanlarının girişime katılacağını düşünerek bu planı yaptığının iddia edildiğini kaydederek, “Plan yapmaya ilişkin eğitim almış tüm TSK personeli tarafından eğer bir planda bir faraziye varsa her bir faraziyeye yönelik yeni, farklı, ayrı bir plan yapılması gerektiği bilinir. Anlaşıldığı kadarıyla bu hareketi planlayanlar başta kabul ettikleri faraziyenin gerçekleşmemesi durumunda ne yapılacağına yönelik bir plan yapmadan yola çıkmışlar. Bunlar ya faraziyelerinden çok eminler ya da plan yapmayı bilmiyorlar. Bekledikleri destek verilmeyince planları daha baştan akabede uğramış. Harekete verilen destek hareketin emir komuta zincirinin içinde olmadığının anlaşılmasına müteakip azalmaya, kaybolmaya başlamış. Nihayetinde de hareket başarısız olmuştur. Genelkurmay Başkanının vereceği desteği garanti gören teşebbüsçülerin planı işlememiştir” şeklinde konuştu.

“GENELKURMAY BAŞKANIMIZI BİR BİLDİRİ İMZALAMAYA ZORLAMADIM, BÖYLE BİR TEKLİFTE BULUNMADIM”

Genelkurmay Başkanı Akar’ın Akıncı Üssü’ne getirilmesinin ardından iddia edildiği gibi televizyondan bir bildiri okuması yönünde ikna etmeye çalışmadığını öne süren Harmancık şunları kaydetti:

“Akşam Akıncı Üssü’nde durumu anlamaya çalışırken bir taraftan olabildiğince televizyonda olayları takip ediyor, bir taraftan da meslektaşlarıma telefon ediyordum. Genelkurmay Başkanının Akıncı’ya geldiği haberi geldi. Komutanın kiminle, neden geldiğini bilmiyorum. Bir süre sonra Akar’ın beni çağırdığını söylediler. Üs komutanının odasında bulunan Genelkurmay Başkanının yanına gittik. Orada sadece Mehmet Dişli General ve Kubilay Selçuk Generali tanıyorum. Genelkurmay Başkanı heyecanlı gözüküyordu. Ben elimdeki kağıtlardan birkaç saattir tuttuğum notları ve TRT bildirisinden aldığım notları okudum. Benim okuduğum imzalanmasını istediğim bir bildiri değildir. Ben orada herhangi bir grubu temsilen bulunmuyordum. Kimsenin sözcüsü değildim. Kendisine yönetime el koyma girişimi olduğunu, sıkıyönetim ilan edildiğine ilişkin Genelkurmay emirlerinin birlikler tarafından alınmış olduğunu ve TSK personelinin komuta kademesinin hareketin başında olduğunu bildiğinden başka bir şey değildir. Ayrıca sıkıyönetim direktifi ve TRT bildirisinin yayınlanmasından sonra kendisinin basına bir açıklama yapmasının ihtiyaç olduğu da ifade edilmiştir. Ne ilk görüşmemizde ne de takip eden diğer görüşmede ben Genelkurmay Başkanımızı bir bildiri imzalamaya zorlamadım, böyle bir teklifte bulunmadım. Sadece içinde bulunulan duruma yönelik elde edilen tespitleri kendisine arz etmeye çalıştım. Kendisi ise ‘nereden çıktı bu darbe, bu zamanda darbe mi olur, benim yeni haberim oldu’ gibi cümleler söyledi. Biz Genelkurmay Başkanı ile bu görüşmeleri yaparken Üs’se kimin, kim tarafından getirildiğini bilmiyorum. O gece tarafımdan darbe ile doğrudan ilişkilendirebilecek büyük ya da küçük hiçbir faaliyetin yapıldığına ilişkin bir kanıta iddianamede yer verilmemiştir. Tek bir denizciden hem de hava üssünde nasıl bir darbeci olur?”

“AKAR, KARŞISINDA BENİ, YANİ BİR TUĞAMİRAL GÖRÜNCE BU DARBENİN BİTTİĞİNİ ZATEN ANLAMIŞTIR”

Akar’ın 5 hamle sonrasını görecek kadar akıllı olduğunu vurgulayan Harmancık, “Genelkurmay Başkanı Akar’a ‘Komutanım Karargahtan artık gitmemiz lazım’ dendiği anda bu darbe girişiminin kaybedildiğini anlayacak kadar akıllıdır. Darbe yapmaya kalkanlar kendilerinden emin olsalar neden Orgeneral Akar’ı Karargah dışarısına çıkarsınlar? Televizyonlarda alt yazılarda her şey anlatılıyor. Sayın Başbakan konuşuyor ‘görevimin başındayım’ diyor, bazı komutanlar ‘biz darbeyi desteklemiyoruz’ diyor. Pazarlık öncesi bunların Orgeneral Akar tarafından öğrenilmesine kimse engel olmuyor. Moral üstünlüğü kesinlikle Akar’a geçiyor. Zaman darbeciler aleyhine hızla geçiyor. Akar, Akıncı’ya geldikten tam bir saat sonra bir amiral ‘başımıza geçin’i teklif etmeye gidiyor. Neden daha helikopter iner inmez bu teklifi yapmıyor amiral? O saatte ben 143. Filo bahçesinde dışarıyken birileri gelip Genelkurmay Başkanının beni çağırdığını söylüyor. Giderken düşündüğüm Akar’ın yanında Deniz Kuvvetleri Komutanının olacağı ve ‘benden habersiz burada ne yapıyorsun?’ diye kızacağıydı. Ben oraya giderken birinin sözcüsü, temsilcisi olarak gitmedim. Kimse beni darbeciler adına Genelkurmay Başkanını ikna etmek için görevlendirmedi. Darbecilerin başarısız olacaklarını herkesten önce anlayacak olan akıllı Genelkurmay Başkanına kim böyle bir teklifte bulunabilir? O bir yüzbaşı değil ki, orgeneral. Bütün Türkiye darbeye karşı çıkmış ama bir tuğamiral ‘başımıza geçin’ diyor. Orgeneral Akar, kaybetmesi kesin olan bu darbe girişiminin başına neden geçsin? Eğer Akar, Genelkurmay’dan çıkartıldığında darbenin sonunu göremediyse, Akıncı’da televizyonda olanları seyredip bu darbenin başarısız olmaya mahkum olduğunu anlayamadıysa karşısında beni, yani darbecilerin temsilcisi olarak, Konsey olarak bir tuğamiral görünce bu darbenin bittiğini anlamıştır zaten. Ne teklif edebilirsiniz o dakikadan sonra. Bu darbecilerin içinde hiç mi orgeneral yok, hiç mi korgeneral yok?” şeklinde konuştu.

“O GECE KAOS VE KARMAŞADAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY YOKTU”

Harmancık, darbe girişiminin başında komutanların olmadığını anladığını ifade ederek, darbenin başında kimin olduğunun da belli olmadığını savundu. O gece Akıncı Üssü’nde kaos ve karmaşadan başka bir şeyin olmadığını vurgulayan Harmancık, “Bırakın darbeyi, o gece oradan hiçbir faaliyet icra edilemezdi” dedi.

“ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASINDAN SONRA PİS BİR OYUNUN İÇİNE ÇEKİLDİĞİMİ ANLADIM”

Televizyonda durumu anlamaya çalıştıktan sonra başka bir şey yapmadığını iddia eden Harmancık, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasından sonra pis bir oyunun içine çekildiğimi iyice anladım. Sanırım orada televizyonu seyreden herkes de anlamıştır. O akşam, o saatlerde ‘biri bizi oyuna getirdi’ diyen de vardı, ‘bu iş bitti’ diyen de vardı’, ‘ben bu pis işe nasıl bulaştım’ diyen de vardı. Saat 03.00’dan sonra da artık yapacak bir şey olmadığını anlayan kalabalık azalmaya başladı. Kim nereye gitti bilmiyorum. Ben o saatten itibaren 143. Filo’nun bahçesinde sabah olmasını bekledim” diye konuştu.

“BENİ DENİZCİ OLDUĞUMDAN ETKİSİZ ELEMAN GÖREREK KALE BİLE ALMADILAR”

Harmancık, o gece hiç kimsenin sözcüsü ya da temsilcisi olmadığı yineleyerek, “Orası kalabalıktı, karanlıktı, herkes konuşuyordu. ‘Kararlıyız’ demek için birilerinin sözcüsü olmam gerekirdi. Ben değildim. O gece Akın Öztürk Paşanın duyduğu ‘kararlıyız’ kelimesini kimin sarf ettiğini bilmiyorum. Onu söyleyen ben değilim. ‘O gece Hakan Evrim General derdest edilmiş, neden sana kimse bir şey yapmadı?’ diye sorabilirsiniz. Kimse bana bir şey yapmadı çünkü kimse benim orada olmamı beklemiyordu. Ben hesapta yoktum. O yüzden bana göre bir plan yapmamışlardı. Ya da beni denizci olduğumdan etkisiz eleman görerek kale bile almadılar. Yeterince telaşları vardı, dertleri vardı. Kendi telaşları kendilerine yetti” iddiasında bulundu.

“EĞER BU PARMAKLAR O EVİN İÇİNE GİDİP İZ BIRAKTIYSA BURADA KAFAMA SIKARIM”

Darbe girişiminin planlanmasının yapıldığı villada parmak izinin bulunmasına ilişkin Harmancık, “Ben parmak izim yüzünden terörle mücadele merkezinde 12 gün sorgulandım. Orada ilk duyduğum anda söylediğim şeyi burada da söylemek istiyorum. ‘Eğer o parmak izi benimse bu parmaklar benim değil kesin alın’ dedim. Daha da arttırarak söylüyorum eğer bu parmaklar o evin içine gidip iz bıraktıysa burada kafama sıkarım. Temmuz ayının başından itibaren yoğun toplantıların yapıldığı bir ev olduğu söyleniyor. Bu evde ne hikmetse sadece ve sadece benim bir tek parmağımın olması sizce manidar değilse ben başka bir şey söylemiyorum. Hiç gitmediğim bir evde parmak izimin bulunmasını kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.

Darbe girişiminin kim tarafından yapıldığı sorusuna Harmancık şu yanıtı verdi:

“Ben bir darbe uzmanı değilim. Darbe nasıl yapılır, kim yapar bilmiyorum. İki haftadır burada dinlediklerim, gördüklerim sonunda vardığım sonuç şudur ki; böyle bir girişim 3-5 kişinin bir araya gelmesiyle, ya da sadece bir grubun istemesiyle yapılamaz. Böyle bir darbe girişimi operatif seviyede ancak ve ancak TSK içinde varlığını devam ettiren güç odaklarının birkaçının işbirliğiyle yapılabilir. Bu darbe girişiminin de stratejik azmettiricileri olduğu da açıktır. Öncesinde darbe için operatif seviyede anlaşan, bu maksatta planlama yapan, darbeyi tasarlayan bir takım güç odakları ise darbe sonrasına ilişkin anlaşmazlıkları ya da başka bir sebeple darbe girişimine verecekleri operatif desteği çekmişlerdir. Birde aldatılarak, kandırılarak, tuzaklanarak veya zorla darbe girişimine taktik ve teknik seviyede dahil edilenler vardır ki bunların darbe girişimine ilişkin hiçbir malumatı yoktur. Bunların darbeyi kimin, nerede, ne zaman, kiminle planladığını bilmesi mümkün değildir. TSK’daki bazıları ise darbeyi 15 Temmuz gecesi herkesle beraber öğrenmiş olsalar bile o gece sessiz kalarak kazananın kim olacağını görmeyi beklemişlerdir. Operatif seviyede darbecilerin kim olduğunu tespit edebilmek için 15 Temmuz sonrası kazananların kim olduğuna bakmanın yeterli olacağını değerlendiriyorum.”

“KURYE UÇAĞINDA YER OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNEREK GİTTİM”

Harmancık’ın savunmasının tamamlanmasının ardından avukatı Mustafa Doğandoğanoğlu’na söz verildi. Doğandoğanoğlu, müvekkilinin darbe girişimi sırasında kurye uçağıyla İstanbul’a dönmek için Akıncı Üssü’nde olduğunu savundu. Cumhuriyet Savcısı Aytekin Cenikli, Harmancık’a daha önce Akıncı Üssü’ne gidip gitmediğini ve kurye uçakla seyahat edip etmediğini sordu. Harmancık, daha önce Akıncı Üssü’ne gitmediğini ifade ederek, “Oraya kurye uçağında yer olabileceğini düşünerek gittim. Yanlış yaptım, en büyük hatam oraya gitmek oldu” cevabını verdi.

“ADİL ÖKSÜZ’Ü ORADA GÖRMEDİM”

Akıncı Üssü’ndeki 143. Filo’ya gittiğini anlatan Harmancık, “Oraya gittiğim ilk anda kendimi karmaşada buldum. Olağanüstü bir durum olduğu ortadaydı ama darbe girişiminin yönetildiğini anlayamazdım. Kaos ve karmaşa vardı. Bulunduğum yerde sivil kimse yoktu. Adil Öksüz’ü orada görmedim. 143. Filo dışında başka yerlerde olan biteni bilmiyorum” iddiasında bulundu.

Harmancık’ın savunmasının tamamlanmasının ardından bugünkü celse tamamlandı. Duruşmaya yarın devam edilecek.

Abdullah Sarıca

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ