SAKARYA - ONUR ORHAN
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine yönelik 121'i tutuklu 200 kişi hakkında Sakarya'da açılan ilk davanın iddianamesindeki sanık ifadelerinde dikkati çeken detaylar yer aldı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı, başsavcı vekili ile 5 savcı tarafından hazırlanan ve 6 bölüm, bin 353 sayfadan oluşan ilk iddianamede, 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili görevine 14 Mayıs 2015'te başlayan tutuklu sanık Kurmay Albay Bahri Gürhan'ın yerine 13 Temmuz 2016'da atanan Kurmay Albay Uğur Coşkun'a görevini teslim ettiği belirtilerek, Gürhan'ın 15 Temmuz'da özel aracıyla İstanbul'dan eskiden görev yaptığı kışlaya geldiği, Coşkun'la hareket ederek Sakarya'daki darbe teşebbüsünde diğer şüphelilere emir ve talimatlar verdiği kaydedildi.
İddianamede, Gürhan'ın valilik binasında bulunan şüpheli askerlerin halk ve kolluk görevlileri tarafından etkisiz hale getirilmesi ve Çark Kışla'daki Tugay Komutanlığının etrafının vatandaşlar tarafından kuşatılması üzerine 03.00 sıralarında özel aracıyla "Kuzey 2" diye tabir edilen kapıdan çıkarak olay yerinden hızla kaçtığı bildirildi.
"Eşyalarımı almak için tugaya geldim"
İddianamede ifadesine yer verilen Gürhan, görevini Coşkun'a devretmesi nedeniyle Valilik tarafından şahsına verilen belgelerin tugayda olduğunu, bu nedenle oraya gittiğini öne sürerek, "İstanbul'dan saat 20.30 sıralarında Sakarya'ya doğru hareket ettim. Niyetim, tugayda kalan diğer eşyalarımı almaktı." ifadelerini kullandı.
Tüm görevlilerin "görevi başına gitmesi" hususunda kendisine herhangi bir mesaj veya telefon gelmediği için 4. Levent'teki birliğine gitmediğini savunan Gürhan, darbe teşebbüsünü yolda öğrendiğini, tankların rotalarını C.Ç. ve Binbaşı Murat Çakmaklı'ya merakından sorduğunu iddia etti.
Tugaya geldiğinde Coşkun'un Binbaşı Selçuk Aksoy ve Çakmaklı'ya sık sık emir verdiğini gördüğünü öne süren Gürhan, şunları kaydetti:
"Ayrıca, bu arkadaşların resmi üniformalı olduğunu görünce, darbeye teşebbüs olduğunu da öğrenince kendime de bir kıyafet istedim. Saat 03.00 sıralarında 'Kuzey-2' diye tabir edilen çıkış kapısından çıktım. Her ne kadar olay tanıkları benim 'Kuzey-2' kapısından süratle çıkış yaptığımı söyleseler de benim normal araç kullanmam bu şekilde. Darbeye teşebbüs eden Albay Coşkun'la hareket ettiğim, sonrasında Camili bölgesindeki halkın askerlere direniş göstererek, askerleri etkisiz hale getirdiğini öğrenip, sivil aracımla tugaydan kaçtığım iddialarını kabul etmiyorum. Darbeye teşebbüs eylem ve planlamasında yer almadım."
Bahri Gürhan, olay tarihinde yanında bulunduğu Coşkun'un telefonla hava desteği istediğini, Valilik çevresindeki askerlerine de "Size direnen olursa silahla karşılık verin." talimatı verdiğini söyledi.
dikGAZETE.com