Ankara
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) iş birliğinde düzenlenen "Uluslararası Kafkasya'nın Geleceği Kongresi" başladı.
Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde 13 Mayıs'a kadar devam edecek kongreye, 50'ye yakın ülkeden büyükelçiler, diplomatlar, düşünce kuruluşu temsilcileri ve akademisyenler katıldı.
AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Mahir Ünal, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dünyadaki gelişmelere ilke temelli noktada durduğunu ve çevreyle kurulan ilişkilerde yıkıcı etkileri mümkün olduğunca azaltma kaygısıyla hareket ettiğini belirtti.
Türkiye'nin, Sovyetler'in dağılmasından sonra Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan'ı ilk tanıyan ülkeler arasında olduğunu hatırlatan Ünal, Gürcistan ve Azerbaycan'la ilişkilerin her zaman iyi seviyede tutulduğunu, Ermenistan'la ilişkilerde ise yapıcı adımların taraftarı olunduğunu kaydetti.
"Türkiye, düşmanlık temelli bir ilişki içine girmedi"
Ünal, Türkiye'nin, Ermenistan ve diğer komşu ülkelerle hiçbir zaman düşmanlık temelli bir ilişki içine girmediğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Jeopolitik kendini her zaman dayatır, kaçınılmaz olur. Kafkaslar, dünyanın geleceğinde yeniden en kritik geçiş, köprü ve bağlantı noktası olarak önümüzdeki süreçte nasıl kritik bir öneme sahip olacağını bugünden ortaya koymaktadır. Fakat burada gördüğüm tehdit, küresel güçlerin yıkıcı etkilerinin sonuçlarını Afganistan'da gördük. Bugün küresel güçlerin yıkıcı etkilerini Ukrayna-Rusya krizinde görüyoruz."
"Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkasya'da yaşananlar Türkiye'yi etkiliyor"
TBMM MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da dünya gündeminde önemli gelişmelerin yaşandığı dönemde Kafkasya'nın mercek altına alınmasını çok değerli bulduğunu belirterek, Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkasya'da yaşanan kriz ve istikrarsızlıkların, Türkiye'nin durumunu, konumunu ve güvenliğini doğrudan etkilediğini ifade etti.
Kafkasya'nın, Türkiye'nin Orta Asya'ya açılan kapısı olduğuna işaret eden Akçay, "Türkiye dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de Kafkas coğrafyasındaki ülkelerin toprak bütünlüğünü, egemenlik haklarını göz önünde bulunduracak, kültürel siyasi ve ekonomik ilişkilerini daha da pekiştirecektir." diye konuştu.
"Türkiye, Rusya ve İran'ın Kafkasya'ya bakışının yeniden değerlendirilmesi gerekiyor"
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz da Kafkasya'nın stratejik ve kritik bir bölge olduğuna, Karabağ Zaferi ve Ukrayna-Rusya Savaşı'nın bölgeyle ilgili tartışmaları çok daha anlamlı hale getirdiğine dikkati çekti.
Kafkasya'nın istikrara, refaha, barışa ihtiyacı olduğunu dile getiren Yılmaz, "Özellikle Türkiye, Rusya ve İran'ın bölgeye bakışının yeniden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu bölgeye başka güç odakları ve çevrelerden gelecek müdahaleler yerine bölgesel aktörlerin daha iyi bir diyalog içinde yeni açılımlar yapmasının son derece anlamlı olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Kültür ve Turizm Bakanı Serdar Çam da Kafkasya'nın geleceğe güçlü bakması ve birtakım hadiselerin yaşanmaması için tarihe ahlaklı ve adil bir şekilde bakılması gerektiğinin altını çizerek, geçmişten nasihatler alarak çalışma yapılmasının önemli olduğunu vurguladı.
Kongreye Amerika, Avrupa, Afrika ve Asya kıtasındaki 50'ye yakın ülkeden katılım
SDE Başkanı Doç. Dr. Güray Alpar da Kafkasya'nın sahip olduğu kültürel çeşitlilik ve doğal kaynaklar itibarıyla dünya jeopolitiğinin önemli bölgelerinden biri olduğuna değindi.
Küresel güç merkezlerinin dikkatini çeken bu bölgede, özellikleri nedeniyle de etnik çatışmalar, terör ve karışıklıkların yaşandığını aktaran Alpar, "Kovid-19 pandemisinin azalmaya başladığı bir dönemde icra edilen bu kongrenin, bölgenin barış, huzur ve istikrara kavuşması için önemli katkıları olacağı değerlendirilmektedir. Kongreye Amerika, Avrupa, Afrika ve Asya kıtasındaki 50'ye yakın ülkeden büyükelçi, diplomat, düşünce kuruluşu temsilcisi ve akademisyen katılmaktadır." bilgisini verdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com