Adana
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Serinevler Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin Adana 8. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmasına, en kuzeyinden en güneyine, doğusundan batısına, Adana'nın dört bir yanında ve dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan Adanalılara sevgilerini göndererek başladı.
AK Parti Adana İl Kongresi'nin hayırlar getirmesini dileyen Erdoğan, kuruluşundan bugüne kadar AK Parti Adana İl Başkanlığı çatısı altında fedakarca hizmet veren, alın teri döken tüm yol arkadaşlarına şükranlarını sundu.
Erdoğan, canlı bağlantıyla kongreyi takip eden Amasya, Sinop ve Tokat'taki vatandaşlara selam ve sevgilerini gönderdi, eş zamanlı yapılan il kongrelerinin hayırlara vesile olmasını diledi.
"Adanalı Allah'ın adamıdır"
Bu coğrafyadaki Yemen ağıtları, Sarıkamış ağıtları ile her biri millet olarak yürekleri dağlayan Avşar ağıtlarının, Adana'nın nasıl bir gönül iklimine, ruh derinliğine sahip olduğunun senetleri ve şahitleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Onun için biz Adana'yı bazıları gibi şalgamdan, kebaptan, pamuktan, portakaldan, özellikle de sıcaktan ibaret görmüyoruz. Bayrak şiirini Adana'da, Adana'nın kurtuluş günü 5 Ocak'ta yazan Adana sevdalısı Arif Nihat Asya, 'Bir başka yürek, başka cesaret her ana, 'al' der verir imanlı yiğitler vatana. Ey yerli turistler, ey güney yolcuları yalnız koza, portakal değildir Adana' diyor. Evet, Adana şehitler yurdudur. Adana harbi, hasbi söylediğini doğru söyleyen ve doğrudan söyleyen civan, mert insanlar memleketidir. Adanalı Allah'ın adamıdır.
Adana'nın ırmakları Göksu, Seyhan, Ceyhan, kökünü Türkistan'dan alan sadece Çukurova'yı değil, gönül coğrafyamızı sulayan ırmaklardır. Adana'nın yaylası sadece Toroslar değil, Balkan dağlarıdır, Kalkandelen'dir, Kırım'dır, Ahıska'dır. Adana, yalnızca coğrafyadan da ibaret değildir. Bu şehrin her evladı aynı zamanda Adana'nın kimliğidir, tapusudur, vatan topraklarındaki bütün değerlerimizin mirasçısıdır. Her bir Adanalı kardeşimin bu hissiyatla, bu şuurla çalıştığına yürekten inanıyorum."
Yüzde 50 oy alma hedefi...
Fotoğraf: TCCB/Mustafa Öztartan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilhassa Adana teşkilatına bir gerçeği hatırlatmakta fayda gördüğünü dile getirdi.
Bulundukları her makamın, milletin kendilerine bir emaneti olduğuna değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu görevler bize, ülkeye ve millete hizmet etmemiz için tebliğ edilmiştir. Hırsı, kibri, enaniyeti, senlik benlik kavgasını yanımıza yaklaştırmadan aşkla, şehrimize, partimize ve davamıza hizmet etmektir. Bizim büyük hedeflerimiz var. Bunun için gerekirse benliğimizi, nefsimizi, ayaklar altına alacağız, gecemizi gündüzümüze katacağız, her türlü fedakarlıkta bulunacağız. Muhalefetin bizi çekmeye çalıştığı tuzaklara düşmeyecek, iş, hizmet üretmeye, gönül siyasetiyle gönüller kazanmaya bakacağız.
Milletin gönlüne gireni, unutmayın kimse oradan çıkaramaz. Ama şunu da unutmayın, milletin gönlünden düşeni ise kimse kurtaramaz. Unutmayınız, bizim bu millete sadece şükran borcumuz değil, aynı zamanda can borcumuz da var. Bu borcu ödemenin tek yolu ise eksiklerimizi tamamlayıp, güçlü yönlerimizi tahkim ederek partimizi daha da büyütmek, ülkemize daha çok eser, milletimize daha çok hizmetler kazandırmaktır.
Büyük kongrenin ardından bu doğrultuda büyük bir seferberlik başlatarak, seçimlerde en az yüzde 50 alma hedefimize odaklanacağız. Sizlerden de Adana'da işte bu anlayışla çalışmanızı, girmedik hane, dokunmadık yürek bırakmamanızı istiyorum. Rabb'imiz 'İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır' buyuruyor."
"Bu yolda aşkınan çalışan yorulmaz"
Fotoğraf: TCCB/Murat Kula
Erdoğan, muhalefet gibi hiçbir vizyon ortaya koymadan, hiçbir program geliştirmeden, hiçbir projeye kafa yormadan siyaset yapamayacaklarını söyledi.
"Kart oyunlarıyla muhalefetçilik oynayanların içler acısı haline bakarak 'bu iş tamam' diyemeyiz. AK Parti'nin hiçbir mensubu sadece başkalarının zaaflarından medet umarak armut piş ağzıma düş mantığıyla hareket edemez" diyen Erdoğan, yapılanların emekle yapılması, kazanılanların hak ederek kazanılması gerektiğini belirtti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Gözümüzü, gönlümüzü milletimizden ayırmadan, insanımızın işaret ettiği istikamette hep daha fazlasını başarmanın gayreti içinde olmalıyız. Rahmetli Neşet Ertaş'tan ilhamla hep söylediğim gibi, bu yolda aşkınan çalışan yorulmaz. Biz de hep birlikte son nefesimize kadar yorulmadan bu kutlu yolda yürümeyi sürdüreceğiz.
İşte bu salonda bir kez daha söylüyorum, Allah ömür verdikçe, Adana'yla birlikte tüm Türkiye'ye hizmet etmeye, 85 milyonun tamamı için hizmet üretmeye devam edeceğiz. Sizlerden de durmadan, duraklamadan, rehavete asla prim vermeden 14 Ağustos 2001'deki heyecanla çalışmanızı özellikle rica ediyorum."
"Soframıza bir tabak da muhacirler için koyduk"
Fotoğraf: TCCB/Mustafa Öztartan
İl kongresini, bölgede tarihi nitelikte gelişmelerin olduğu bir dönemde gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, Suriye'de, Baas rejiminin 61 yıl süren zulüm düzeni ve 14'üncü yılına giren kanlı savaşın nihayet sona erdiğini kaydetti.
Erdoğan, özgürlük uğruna 1 milyon kişiyi kurban veren Suriyelilerin, rejimin acımasız saldırılarına 14 yıl boyunca sabırla direndiklerini ifade etti.
İnsanlığın ve kardeşliğin sınandığı bu süreçte inanca, kültüre ve tarihe yakışır bir politika izlediklerini belirten Erdoğan, "Bizler ne yaptık, mazluma kucak açtık. Garibin elinden tuttuk. Yetime kol kanat gerdik. Soframıza bir tabak da muhacirler için koyduk. Misafir berekettir, rahmettir inancıyla hareket ettik. Hatırlayın biz mazluma, muhtaca, mağdura sahip çıkarken 14, 28 Mayıs seçimlerinde karşımızdaki aday çıktı, bir seçim vaadi olarak 'Hepsini geldikleri yere göndereceğiz' dedi. Sağa sola etiket yapıştırarak, Suriye'deki zulümden, işkenceden, katliamdan, terörden kaçıp ülkemize sığınan bu mazlumları hedef gösterdiler, Hitlervari yöntemlerle güya siyaset yaptılar." ifadelerini kullandı.
Milletin, bu merhametsizliğe, vicdansızlığa ve nefret siyasetine sandıkta gereken cevabı verdiğini söyleyen Erdoğan, "Partisi oturduğu koltuğu altından çekip aldı. Şimdi ne kapısını çalan var, ne yüzüne bakan var. Türk siyasi tarihinin tozlu raflarında kötü bir hatıra olarak unutuldu. Biz, bize yakışanı yaptık. Nefret siyaseti güdenler de kendilerine yakışanı yaptılar. Neticede kazanan merhamet oldu, dayanışma oldu, kardeşlik oldu." diye konuştu.
Suriye krizinde de sabrın sonunun selamet olduğunu gördüklerini belirten Erdoğan, "Kim ki sabretti Allah ona muhteşem bir zafer nasip etti." dedi.
"Kolayca yutulacak lokmalar haline getirme projesi çökmüştür"
Arap, Kürt, Türkmen, Çerkes, Hristiyan, Dürzi, Nusayri ve diğer tüm unsurlarıyla Suriye'nin özgürleştiğini ve 13 yıllık hasretin ardından misafirlerin yurtlarına başları dik olarak döndüklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz gönüllü olarak ülkelerine dönmek isteyen kardeşlerimize gereken kolaylığı gösteriyor, ama kimseyi de buna zorlamıyoruz. Ülkedeki yeni yönetim, tüm dini, mezhebi ve etnik kesimleri kucaklayan mutedil bir anlayış sergiliyor. Yeni yönetimin Suriye'nin siyasi ve coğrafi birliğini sağlama yönünde gösterdiği samimi gayreti takdirle izliyoruz. Bu gelişmeyle Suriye'yi üç parçaya bölerek kolayca yutulacak lokmalar haline getirme projesi çökmüştür. Türkiye olarak Suriye'nin yaşadığı ağır yıkımları ve acıları süratle geride bırakarak yeniden bir bütün, güçlü, müreffeh bir ülke haline gelmesi için kardeşlerimize her türlü desteği vereceğiz."
"Bebekleri açlığa mahkum ederek, seyrettiler"
Suriye'den sonra, Gazze'den de yüreklerdeki yangına su serpen bir haber aldıklarını söyleyen Erdoğan, Türkiye'nin de yoğun gayret ve telkinleriyle, Filistin Direniş Hareketi Hamas ile İsrail arasında ateşkes için mutabakata varıldığını söyledi.
Gazze halkının 15 ay sonra bir nebze olsun rahat nefes alacağını ifade eden Erdoğan, "İsrail hükümeti, 467 gündür uyguladığı soykırıma ve katliama rağmen Gazzeli kardeşlerimizin direniş iradesini kıramamıştır. 363 kilometrekare büyüklüğünde bir alana hapsettikleri yaklaşık 2 milyon kardeşimizi aylarca bombaladılar. Çocukları öldürdüler. Hastaneleri yerle bir ettiler. Okulları, camileri, kiliseleri enkaza çevirdiler. Doktorları, sağlık çalışanlarını, gazetecileri, alçakça katlettiler. Gıda sırası bekleyen sivilleri vurdular. İnsani yardım malzemesi taşıyan kamyonları vurdular. Bebekleri açlığa mahkum ederek, seyrettiler." dedi.
İsrail'in 467 gündür her türlü zulmü, gaddarlığı ve vahşeti Gazze'de sergilediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzelilere diz çöktüremediklerini söyledi.
Çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 50 binden fazla insanın şehit edildiğini, 110 binden fazla sivilin yaralandığını, 10 binden fazla Gazzelinin ise nerede olduğunun bilinmediğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Son asrın en büyük soykırımlarından biri, hem de 467 gün boyunca tüm dünyanın gözleri önünde yaşandı. Tüm bunlara rağmen Filistin halkı teslim olmadı, diz çökmedi, pes etmedi. İsrail'in özellikle de Netanyahu'nun ateşkes ihlallerinde sicilinin epey kabarık olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu sefer buna izin verilmemelidir.
Gazze'de tekrar eskiye dönülmemesi için herkes üzerine düşeni yapmalı, İsrail üzerinde sürekli baskı kurulmalıdır. Türkiye olarak nasıl 467 gün boyunca Gazzeli kardeşlerimizi bir an olsun yalnız ve sahipsiz bırakmadıysak, inşallah ateşkes döneminde de Gazze'nin kanayan yaralarını sarmak için tüm imkanlarımızı harekete geçireceğiz. Savaş ve insanlık suçu işleyenlerden tek tek hesap sorulması amacıyla verdiğimiz mücadele de artarak devam edecek."
"Bizim yerimiz mazlumun yanıdır"
Fotoğraf: Muhammed Selim Korkutata/AA
Erdoğan, Gazze halkını muhabbetle selamladığını vurguladı.
İşgalci İsrail güçleri karşısında topraklarını ve şereflerini kahramanca savunan Gazze'nin yiğit evlatlarından şehit olanlara Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, "Desteğimiz ve duamız Filistinli kardeşlerimizle olacaktır." dedi.
Hem Suriye ihtilafında hem de Gazze krizinde mazlumdan, mağdurdan, adaletten yana tavır aldıklarını vurgulayan Erdoğan, "Batı'nın veya emperyalist güçlerin ne dediğini değil, kendi inanç, kültür ve medeniyet kodlarımızı referans aldık. Avrupa, Amerika bize ne der, siyonist lobi bize ne der? Bunların hiçbirine aldırmadık. Hiçbirine kulak asmadık. Bizim yerimiz mazlumun yanıdır, dedik. Bütün dünya sağır ve dilsiz kesilmişken bu kardeşiniz hakkı söyledi, hiç kimseden çekinmeden haklının yanında yer aldı." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu duruşları nedeniyle ciddi bedel ödediklerini, haksız eleştirilere muhatap olduklarını, ahlaksız ve alçakça iftiralara maruz kaldıklarını söyledi.
"Üç beş oy uğruna yalan söyleyen müfterileri unutmadık, unutmayacağız"
Muhalefetin oy devşirmek için kendilerine iftira attığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aslını çok iyi bildikleri halde, ticaret konusundan silah ve yakıt meselesine kadar ellerine ne geçerse hoyratça üzerimize fırlattılar. Sadece şahsımıza, hükümetimize değil, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bühtan edecek kadar hırslarının esiri oldular. Bunların hiçbirini unutmadık ve unutmayacağız. Filistinli ve Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye için dua ettiği bir dönemde, üç beş oy uğruna yalan söyleyen müfterileri unutmadık ve unutmayacağız.
Filistin davası gibi milli bir meselede Türkiye düşmanlarının kuklası haline gelenleri unutmadık ve unutmayacağız. Bakın açık ve net söylüyorum. Bunları yapanların derdi hiçbir zaman Filistin olmadı. Bunların derdi hiçbir zaman Gazzeli masumlar, mazlumlar olmadı. Bunların derdi hiçbir zaman Suriyeli muhacirler olmadı. Sadece siyaset yaptılar. Sadece mazlumları istismar ettiler. Bu insani trajedileri oy devşirmek için pervasızca kullandılar."
Erdoğan, tarihin en büyük hakem olduğunu, zamanın haklı ve haksızı ortaya çıkardığını, gelecekte Suriye ve Gazze konusunda da Türkiye'nin nasıl izzetli, vicdanlı ve yürekli bir duruş sergilediğinin daha iyi anlaşılacağını kaydetti.
"Sürekli birbirlerine çelme takma peşindeler"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek yurt içinde, gerek yurt dışında çok boyutlu, çok kapsamlı, her aşaması hesaplanmış strateji yürüttüklerini, ana muhalefetin ise halinin ortada olduğunu söyledi.
"Vizyon, proje, eser, ülkeye ve millete hizmet etmek gibi bir dertleri yok." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Hadi bunların bir tarafa bıraktık biraz ciddiyet ve ağırbaşlılık arıyoruz, onu dahi bulamıyoruz. Siyaset mi yapıyorlar, lunaparkta oyun mu oynuyorlar? Anlayabilene aşk olsun. Gençlerin, çocukların adeta eğlencesi haline geldiler." dedi.
Ana muhalefetin kendi içlerinde hiç eksik olmayan kavgalarının bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kim kimi hançerliyor, kim kimin kuyusunu kazıyor belli değil. İş yapmak, hizmet üretmek yerine sürekli birbirlerine çelme takma peşindeler. Artık ayyuka çıkan yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük vakalarını burada saymıyorum bile. Çünkü orası tam anlamıyla bir gayya kuyusu. Deşildikçe üzerine gidildikçe, kabuğu kazındıkça altından daha beter, daha utanç verici skandallar patlak veriyor" dedi.
Adli ve emniyet birimlerince tespit edilen usulsüzlükler üzerine, beytülmale uzanan kirli ellerin hesabının hukuk önünde sorulduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Para kuleleri, şişirilmiş konser faturaları ve ihale yolsuzlukları dışında 'işte bizim eserimiz' diye gösterebilecekleri hiçbir icraatları yok. Şimdi de çıkmışlar 'savaş ilanı'ndan söz ediyorlar. Bir de 'Biz bilmiyoruz, sen nasıl biliyorsun?' diyorlar. Sayın Özel'e buradan soruyorum; Allah aşkına, sen neyi biliyorsun da bunları bileceksin? Neyi takip ediyorsun da bunları takip edeceksin? Esenyurt'u mu, Beşiktaş Belediyesini mi takip ediyorsun? Oralarda olan şu son gelişmelerden hala haberin yoksa sen artık bu görevi bırak, herhalde birileri de gelip zaten elinden bu görevi alacaklar.
Esad uçakla kaçarken 'Bir an önce Esad'la görüşülmeli' diyecek kadar hadiselere bigane olan sen değil misin? Milletin bildiğini sen bilmiyorsan bu kimin suçu? 85 milyonun takip ettiğini sen takip etmiyorsan bu kabahat kimin? Yargıyı, bizi, mahkemeleri suçlayacağına CHP'yi zehirli bir sarmaşık gibi saran bu soygun düzeniyle gidip mücadele etsene. Şayet harami arıyorsan, etrafını çevreleyen haramilere baksana."
Ülkü Tamer'in, "Hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten" dizelerini anımsatan Erdoğan, "Sayın Özel'in yargıya akseden, yolsuzluk davaları üzerinden savurduğu tehditler de tam olarak böyle. Hem dersini bilmiyor hem de cehaletini bağırarak, çağırarak Türk siyasetine hiç yakışmayan ifadeler kullanarak kapatmaya çalışıyor." diye konuştu.
"Büyük lokma ye, büyük laf etme" sözüne işaret eden Erdoğan, "Bunlar da her açığa düştüklerinde büyük büyük laflar ediyorlar ama sonra kuzu kuzu hizaya geliyorlar. Her suçüstü yakalandıklarında üç beş gün aslan kesiliyorlar. Fakat daha sonra süt dökmüş kediye dönüyorlar. CHP lideri Sayın Özel'e samimi tavsiyem şudur; siz bu işleri bırakın. Siz gidin kart oyunu oynayın. Siz gidin poker masalarında kart dağıtın. Siz gidin kırmızı kartlardan puzzle yapın. Onlarla oynayın, onlarla oyalanın." ifadelerini kullandı.
"Adana'ya 922 milyar liralık yatırım yaptık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana'da büyük yatırım ve hizmetlere imza attıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Son 22 yılda güncellenmiş değerlerle Adana'ya 922 milyar liralık yatırım yaptık. Adalette 21 milyar lira, eğitimde 63 milyar lira, gençlik ve sporda 5,5 milyar lira, sosyal yardımlarda 153 milyar lira, sağlıkta 27 milyar lira, çevre ve şehircilikte 109 milyar lira, ayrıca 70 milyar lira tutarındaki yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ulaştırmada 97 milyar lira, tarım ve ormanda 201 milyar lira, sanayi ve teknolojide 6 milyar lira yatırım ve 16 milyar lira destek olmak üzere toplam 22 milyar lira, enerjide 271 milyar lira, kültür ve turizmde 5 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte 20 milyar liralık yatırım yaptık."
İkinci devlet üniversitesi olarak Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesini kurduklarını anlatan Erdoğan, gençlik ve sporda 33 bin seyirci kapasiteli stadyum yaptıklarını söyledi.
Sağlıkta 3 bin 821 yataklı 26 hastane dahil 73 sağlık tesisini inşa ettiklerini ifade eden Erdoğan, Adana'daki 8 millet bahçesi projesinden 3'ünü tamamladıklarını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin en uzun dördüncü köprüsü olan Adana 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün bitirildiğine dikkati çekerek, "Köprünün hizmete girmesiyle şehir içi trafiğini büyük oranda rahatlattık. Adana-Karataş Yolu, Kozan-Kadirli Yolu, Ceyhan-Çukurköprü Yolu gibi 16 ayrı karayolu projemizin çalışmaları da devam ediyor. Demir yolu iltisak hattı için proje çalışmalarını tamamladık. Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep hızlı tren projemiz de hızla devam ediyor." bilgisini paylaştı.
"Çukurova Uluslararası Havalimanı 2 milyon 100 bin yolcuya hizmet verdi"
Çukurova Uluslararası Havalimanı'nı 10 Ağustos 2024'te hizmete sunduklarını hatırlatan Erdoğan, "Şimdiye kadar yaklaşık 2 milyon 100 bin yolcuya hizmet verdi. Şakirpaşa'yı havacılık eğitim merkezi haline getireceğiz. Adana Konteyner Limanı projemize başladık. Önce etüdünü tamamlayıp, ardından yapım aşamasına geçerek bu önemli projeyi Adana'ya, Mersin'e ve ülkemize kazandıracağız. Karataş Sera Organize Tarım Bölgemizin altyapı inşaatlarına başlandı. Su Ürünleri Organize Tarım Bölgemiz yatırım programında, bu yıl altyapı inşaatlarına start veriyoruz. Bu projemiz faaliyete geçtiğinde 60 bin ton su ürünleri üretimi, 3 bin kişiye istihdam ve yıllık 350 milyon dolar ekonomimize kazanç sağlayacağız." açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana'da sanayi ve teknoloji alanında son 22 yılda teşviklerle tamamlanan 1089 özel sektör projesinde 139 milyar lira yatırım gerçekleştiğini, 41 bin kişiye de istihdam sağlandığını bildirdi.
Ceyhan Organize Sanayi Bölgesi'nin yapım aşamasında olduğunu aktaran Erdoğan, "Enerjide Adana'nın bütün ilçelerine doğal gaz arzı sağladık. Rabbim ömür verdikçe Adanalı kardeşlerimiz için çalışmaya, koşturmaya, aşkla buralara hizmet vermeye devam edeceğiz." dedi.
Notlar...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongre öncesinde Serinevler Spor Salonu karşısında vatandaşlara hitaben bir konuşma yaptı. Kongrenin Adana'nın geleceği için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, el ele ve omuz omuza 2028'e hazırlanılacağını söyledi.
Birilerinin "kırmızı kart" göstermeye gayret ettiğini belirten Erdoğan, "Bunlar pişpirik mi, poker mi oynuyor? Ne yaptıkları belli değil. Varsın onlar ona devam etsin. Az önce Ömer Bey'in (Çelik) de ifade ettiği gibi kırmızı kartı kimlerin gösterdiği bellidir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ama bunlar herhalde orta hakemliği filan bugüne kadar yapamadılar. Olsa olsa yan hakemlik görevini yapacaklar. Onların eline birer kırmızı kart tutuştururuz, yola da devam ederiz. Benim tabii 20 yıl futbolculuk hayatım var. Hayatımda hiç kırmızı kart görmedim ama bunlar bu işten anlamaz. Öğrenecekler hangi kart nerede, nasıl gösterilir. 22 yıldır biz götürüyoruz bu işi. Bu millet AK Parti'ye bugüne kadar kırmızı kart göstermedi ama bunlar, kırmızı karttan da kurtulamadı."
AK Parti Adana 8. Olağan İl Kongresi'ne, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir ile Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı katıldı.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com