Cumhurbaşkanı Ekonomi Danışmanı Cemil Ertem, Merkez Bankası’nda başkanlık üzerinden sudan bir tartışma yapıldığını, kimsenin Merkez Bankası’nda kaç tane genel müdürlük ve idari meclisleri bilmediğini, onun için herkesin Merkez Bankası cahili olduğunu söyledi.
Canik Belediyesi tarafından şehrin ekonomik gelişimine katkıda bulunmak için “Ekonomi Kalkınma Çalıştayı” düzenlendi. Canik Kültür Merkezi’nde (CKM) düzenlenen ve 3 gün sürecek olan çalıştayda Cumhurbaşkanı Ekonomi Danışmanı Cemil Ertem, “Şehir ve Ekonomi” konulu konferans verdi. Konferansa Cumhurbaşkanı Ekonomi Danışmanı Cemil Ertem’in yanı sıra Samsun Valisi İbrahim Şahin, Canik Kaymakamı İlhan Turgut, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Salih Zeki Murzioğlu, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.
"HEPİMİZ MERKEZ BANKASI CAHİLİYİZ"
Bugün ekonomi alanında Merkez Bankası tartışmalarının yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Ekonomi Danışmanı Cemil Ertem, “Merkez Bankası tartışması başkanın kim olacağı tartışması değildir. Merkez Bankası tartışması başından beri söylediğim gibi Türkiye’deki ekonomik vesayetin son kalelerinden bir tanesinin ne zaman yıkılacağı tartışmasıdır. Bu anlamda Türkiye ekonomisinin, para politikasının nereden belirleneceği, Samsun’dan mı, Canik’den mi, Londra’dan mı yoksa Washington’dan mı belirleneceği tartışmasıdır. Merkez Bankası tartışmasını başkanlık tartışmasına indirgersek çok büyük bir tuzağa düşmüş oluruz. Merkez Bankası’nda 15 tane Genel Müdürlük olduğunu, para politikası kurulu üyelerinin kaç kişi olduğunu, idari meclisinin kaç kişi olduğunu, Merkez Bankası’nın Türkiye’nin en önemli kurumsal yapılarından bir tanesi olan bu kurumsal yapının nasıl yapılandığını biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz. Hepimiz Merkez Bankası cahiliyiz. Çünkü bunlar bize şu ana kadar tartıştırılmadı. Başkan üzerinden çok sudan bir tartışma yapmışız. O zaman Türkiye’de Cumhuriyet ile biten iki kurum vardır. Bir tanesi Türkiye Cumhuriyet Savcılıkları, diğeri de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’dır. Bu kadar çok önemli bir kurumu biz çok yanlış yerden tartışıyoruz” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİSİNDE YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI
Türkiye ile AB ilişkisinde yeni bir dönemin başladığını ifade eden Ertem şöyle devam etti:
“Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ilişkileri esasında mülteci krizine bağlı olarak yeni bir şekil alıyor ve AB’nin çok ciddi bir krizi var. AB Merkez Bankası, geliştirme politikalarını ve negatif faiz politikalarını uygularken Türkiye’nin bundan ne denli yararlanacağı sorusu gündeme geliyor. Bu anlamda AB ile bu şartlar altında, bu krizi de var sayarsak, devam etmeyeceğini, AB’nin krizi aşabilmesi için Türkiye’yi içine alan, Türkiye şartlarında ve Türkiye istekleri doğrultusunda, Türkiye ile yeni bir bütünleşme ve genişleme politikası öne çıkartırsa ancak AB’nin mülteci krizi dahil olmak üzere şuanda Türkiye ile birlikte tanıştığı terör belasından da ve ekonomik krizlerden de kurtulabileceğini düşünüyorum. Türkiye’yi hesap etmeyen bir AB’nin yeni bir integrasyon politikasını öne çıkarmayan bir AB’nin içinde bulunduğu krizden çıkamayacağını düşünüyorum. Bu anlamda Türkiye, AB ilişkisinde yeni bir dönemin başladığını pekala söyleyebiliriz.”
"TÜRKİYE, ÇOK BÜYÜK BİR FIRSATIN EŞİĞİNDE"
Türkiye’nin çok büyük bir fırsatın eşiğinde olduğunun altını çizen Ertem, “Türkiye şuanda çok büyük bir fırsatın eşiğindedir. Biz bu dönemde korkusuzca ve cesaretle Cumhurbaşkanımızın siyasi iradesi ile söylediklerini yaparsak, bu vizyon doğrultusunda Türkiye yoluna devam ederse, ekonomik olarak biz 2023 yılı hedeflerine varma yolunda hiç sıkıntı çekmeyeceğiz. Türkiye çok kısa bir zamanda eğer bu adımları atarsa, hem gelişmiş ülkelerden, krizden pozitif olarak ayrışacaktır ve hızla yoluna devam edecektir, dünyayı belirleyen ülkelerden bir tanesi olacaktır hem de gelişmekte olan ülkelerden çok ciddi ayrılacaktır. Hatta Türkiye bu adımları atarsa 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bir Güney Kore mucizesini Pasifik’ten sonra Orta Doğu ve Doğu Avrupa, Kafkasya coğrafyasında gerçekleştiren bir ülke olacaktır. Bütün bu bölgede 3 büyük eksen devlet vardır. Bunlar da Türkiye, Rusya ve İran’dır. Önümüzdeki dönemde bu üç büyük devletin bütün bu topraklarda rekabet edeceğini göreceğiz. Türkiye’nin burada öne çıkması, tutarlı bir vizyona sahip olması ve hedeflerini gerçekleştirmesi gerekiyor. Bunun için de zaten yol bellidir. Hukuki olarak yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Başkanlık sistemine de ihtiyacımız vardır. Türkiye bu rekabetten İran ile Rusya ile kazançlı çıkmalıdır. Bölgeyi belirleyen hatta AB’nin dinamiklerini belirleyen ve AB’nin genişlemesini çizen bir ülke konumuna gelmelidir. Bunun büyük ölçüde yapılacağını umut ediyoruz” ifadelerini kullandı.
(İHA)
Canik Belediyesi tarafından şehrin ekonomik gelişimine katkıda bulunmak için “Ekonomi Kalkınma Çalıştayı” düzenlendi. Canik Kültür Merkezi’nde (CKM) düzenlenen ve 3 gün sürecek olan çalıştayda Cumhurbaşkanı Ekonomi Danışmanı Cemil Ertem, “Şehir ve Ekonomi” konulu konferans verdi. Konferansa Cumhurbaşkanı Ekonomi Danışmanı Cemil Ertem’in yanı sıra Samsun Valisi İbrahim Şahin, Canik Kaymakamı İlhan Turgut, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Salih Zeki Murzioğlu, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.
"HEPİMİZ MERKEZ BANKASI CAHİLİYİZ"
Bugün ekonomi alanında Merkez Bankası tartışmalarının yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Ekonomi Danışmanı Cemil Ertem, “Merkez Bankası tartışması başkanın kim olacağı tartışması değildir. Merkez Bankası tartışması başından beri söylediğim gibi Türkiye’deki ekonomik vesayetin son kalelerinden bir tanesinin ne zaman yıkılacağı tartışmasıdır. Bu anlamda Türkiye ekonomisinin, para politikasının nereden belirleneceği, Samsun’dan mı, Canik’den mi, Londra’dan mı yoksa Washington’dan mı belirleneceği tartışmasıdır. Merkez Bankası tartışmasını başkanlık tartışmasına indirgersek çok büyük bir tuzağa düşmüş oluruz. Merkez Bankası’nda 15 tane Genel Müdürlük olduğunu, para politikası kurulu üyelerinin kaç kişi olduğunu, idari meclisinin kaç kişi olduğunu, Merkez Bankası’nın Türkiye’nin en önemli kurumsal yapılarından bir tanesi olan bu kurumsal yapının nasıl yapılandığını biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz. Hepimiz Merkez Bankası cahiliyiz. Çünkü bunlar bize şu ana kadar tartıştırılmadı. Başkan üzerinden çok sudan bir tartışma yapmışız. O zaman Türkiye’de Cumhuriyet ile biten iki kurum vardır. Bir tanesi Türkiye Cumhuriyet Savcılıkları, diğeri de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’dır. Bu kadar çok önemli bir kurumu biz çok yanlış yerden tartışıyoruz” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE-AB İLİŞKİSİNDE YENİ BİR DÖNEM BAŞLADI
Türkiye ile AB ilişkisinde yeni bir dönemin başladığını ifade eden Ertem şöyle devam etti:
“Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ilişkileri esasında mülteci krizine bağlı olarak yeni bir şekil alıyor ve AB’nin çok ciddi bir krizi var. AB Merkez Bankası, geliştirme politikalarını ve negatif faiz politikalarını uygularken Türkiye’nin bundan ne denli yararlanacağı sorusu gündeme geliyor. Bu anlamda AB ile bu şartlar altında, bu krizi de var sayarsak, devam etmeyeceğini, AB’nin krizi aşabilmesi için Türkiye’yi içine alan, Türkiye şartlarında ve Türkiye istekleri doğrultusunda, Türkiye ile yeni bir bütünleşme ve genişleme politikası öne çıkartırsa ancak AB’nin mülteci krizi dahil olmak üzere şuanda Türkiye ile birlikte tanıştığı terör belasından da ve ekonomik krizlerden de kurtulabileceğini düşünüyorum. Türkiye’yi hesap etmeyen bir AB’nin yeni bir integrasyon politikasını öne çıkarmayan bir AB’nin içinde bulunduğu krizden çıkamayacağını düşünüyorum. Bu anlamda Türkiye, AB ilişkisinde yeni bir dönemin başladığını pekala söyleyebiliriz.”
"TÜRKİYE, ÇOK BÜYÜK BİR FIRSATIN EŞİĞİNDE"
Türkiye’nin çok büyük bir fırsatın eşiğinde olduğunun altını çizen Ertem, “Türkiye şuanda çok büyük bir fırsatın eşiğindedir. Biz bu dönemde korkusuzca ve cesaretle Cumhurbaşkanımızın siyasi iradesi ile söylediklerini yaparsak, bu vizyon doğrultusunda Türkiye yoluna devam ederse, ekonomik olarak biz 2023 yılı hedeflerine varma yolunda hiç sıkıntı çekmeyeceğiz. Türkiye çok kısa bir zamanda eğer bu adımları atarsa, hem gelişmiş ülkelerden, krizden pozitif olarak ayrışacaktır ve hızla yoluna devam edecektir, dünyayı belirleyen ülkelerden bir tanesi olacaktır hem de gelişmekte olan ülkelerden çok ciddi ayrılacaktır. Hatta Türkiye bu adımları atarsa 21. yüzyılın ilk çeyreğinde bir Güney Kore mucizesini Pasifik’ten sonra Orta Doğu ve Doğu Avrupa, Kafkasya coğrafyasında gerçekleştiren bir ülke olacaktır. Bütün bu bölgede 3 büyük eksen devlet vardır. Bunlar da Türkiye, Rusya ve İran’dır. Önümüzdeki dönemde bu üç büyük devletin bütün bu topraklarda rekabet edeceğini göreceğiz. Türkiye’nin burada öne çıkması, tutarlı bir vizyona sahip olması ve hedeflerini gerçekleştirmesi gerekiyor. Bunun için de zaten yol bellidir. Hukuki olarak yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Başkanlık sistemine de ihtiyacımız vardır. Türkiye bu rekabetten İran ile Rusya ile kazançlı çıkmalıdır. Bölgeyi belirleyen hatta AB’nin dinamiklerini belirleyen ve AB’nin genişlemesini çizen bir ülke konumuna gelmelidir. Bunun büyük ölçüde yapılacağını umut ediyoruz” ifadelerini kullandı.
(İHA)