İSTANBUL- ÇİĞDEM ALYANAK
Son haftalarda Türkiye'nin farklı illerinde meydana gelen kayıp çocuk vakaları, ailelerin bu konuda alması gereken önlemler ve dikkat etmeleri gereken hususları gündeme getirdi.
Kayıp vakaları üzerine 1992 yılından beri çalışmalar yürüten Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği (YAKAD) Başkanı Zafer Özbilici, ailelerin bu üzücü olaylarla karşılaşmamaları için dikkat etmeleri gereken noktalara değindi.
Özbilici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklarla ilgili kayıp vakalarının kendi isteğiyle kaçan çocuklar ve kaçırılan çocuklar olmak üzere ikiye ayrıldığını söyledi.
Kendi isteğiyle kaçan çocukların, genellikle aile içindeki huzursuzluktan dolayı bulundukları ortamı terk ettiklerini anlatan Özbilici, "Şiddet, baskı, maddi sıkıntılar, üvey baba, üvey anne dayağı gibi sıkıntılardan kurtulmanın yolu çocuk için bazen evden kaçmak olabiliyor. Ülkemizde de geçmiş yıllardaki rakamlara baktığımızda da çok sayıda çocuğun evlerini terk ettiğini görüyoruz." dedi.
Özbilici, geçmişte bazı çocukların ise dilendirilmek ya da evlat edinmek için kaçırıldığı düşünülürken, günümüzde pedofili hastalarının da akla gelebildiğini anlattı.
Çocuk kaçırılma olaylarının genellikle bayram ve tatil dönemlerinde arttığını belirten Özbilici, "Çünkü tatillerde çocuklar parklarda, sokaklarda daha çok gezerler. Tatillerde insanlar birbirlerine daha çok gidip gelirler." ifadelerini kullandı.
"Ailelerin dalgınlığından yararlanıyorlar""Sizin dalgın olduğunuz bir an, onlar için büyük bir fırsattır" diyen Özbilici, ailelere şu uyarılarda bulundu:
"Çocuklar kaybolmuyor, kaybediliyor. Ne yazık ki biz çocuklarımızı kaybediyoruz. Kaçan çocuklarda da kaçırılan çocuklarda da durum farklı değil. Bizim dikkatsizliğimiz, bizim ilgisizliğimiz, bizim yüzümüzden çıkan diyalog sorunu çocuklarımızı evden kaçırtıyor ya da ilgilenmememiz onların kaçırılmasına sebep olabiliyor. Bu sebepten dolayı aileler çocuklarıyla daha fazla diyalog içinde olmalı. Diyalog, çocuğun kaçırılmasını, kandırılmasını engelleyebilir."
"Çocuklarınızın saç telini saklayın"Özbilici, kayıp çocuk vakalarını aydınlatmada yardımcı olacak unsurlara da değinerek, "Çocuklarınızın son fotoğrafı elinizin altında olsun. DNA açısından kökünden kopmuş saç telini, parmak izini, varsa röntgenlerini atmayın. Özellikle kökünden kopmuş saç telini nemsiz bir ortamda muhafaza edebilirsiniz." diye konuştu.
Çocuklar herhangi bir şekilde kaybolduktan sonra yapılacak arama çalışmalarına çocukların giysilerinin önemli katkı sağladığını vurgulayan Özbilici, "Zaman zaman çocuklarınızın giysilerini yıkamayı erteleyin. Çünkü çocuk kaybolduğu zaman arama çalışmalarında kokuya duyarlı iz sürme köpekleri kullanılıyor. Kamera sisteminin olmadığı, insan sirkülasyonunun az olduğu yerlerde giysiler çocukların bulunmasına büyük katkı sağlar. Çocuklarınızın güzergahını beraber belirleyin. Ebeveyn muhakkak plan içinde olmalı. Hangi yolu kullanacağını muhakkak anne bilmeli, üzerindeki son kıyafetleri mutlaka aklında tutmalı." diye uyarıda bulundu.
"Çocuklara yabancı mesafesini öğretmeliyiz"Zafer Özbilici, çocuklara yabancı mesafesinin öğretilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yabancı mesafesini ihlalden sonra çocuklar pedofili hastalarının kurbanı oluyor. Çocuk orada yabancı mesafesini bilse, pedofili hastalarından ürker, hisseder, bağırmayı tercih eder. Her ebeveyn, çocuklarına yabancı mesafesini öğretmeli. Yabancı insanlardan herhangi bir şey almaması, yabancı bir kişinin onunla iletişim kuruyorsa ailesiyle paylaşması gerektiğini çocuk bilmeli. Çocuklar ayrıca yakınlarının bile mahremiyet sınırı olduğunu bilmeli."
Özbilici, ailelere "asla bu olay benim başıma gelmez" diye düşünmemeleri uyarısında da bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com